50 yaşındaki 2 çocuk annesi Beyhan Taşkıran ani karın şişliği sebebiyle doktora gitti. 2 ay süre ile birçok doktora giden ve yumurtalık kanseri tanısının uzun bir süre konamadığını belirten Beyhan Taşkıran “Tanı sürecinde oldukça zor bir dönemden geçtik ve çok zaman kaybettik. Tetkikler, tahliller, biyopsiler beni çok yordu. Tedavi süreci de zahmetliydi ancak doktorum ve özellikle eşimin desteğiyle kanserle başa çıktım. Eskiden sinirli bir insandım. Ev yaşantımda da çok titizdim. Artık hiçbir şeyi kafama takmıyorum. Ben kanseri yenmiş insanım; evi mi temizleyemeyeceğim!” açıklamasında bulundu.
Kadın hastalıklarıyla ilgili hiçbir şikâyetinin olmadığını fakat Almanya’da tatildeyken birden karnında bir şişlik olduğunu anlatan Beyhan Taşkıran “Şiddetli bir gaz vardı yukarı bölgede. Ben de yediklerime bağladım. Oradan geldikten sonra hastaneye gittim ve hazımsızlık tanısı kondu. Şişkinlik giderci ilaçlar verildi. Hatta bir doktor da hiçbir şeyimin olmadığını belirtti. 2015 yılıydı. Başka bir doktora gitme gereği duydum. Doktor elle muayene ettiğinde bir kitle olduğunu fark etti. Tomografi ve MR çekildim ve karın boşluğunda 15 cm boyutunda bir kitle fark ettiler. Doktor durumumun ciddi göründüğünü ve üniversite hastanesine gitmemi önerdi. Üniversite hastanesine gittim. Orada da 3 ay hastalığımı tam anlayamadılar. Karnımdan bir parça aldılar, sonuç 15 gün sonra çıktı. Kan değerlerim de yükselmiş bu arada. Daha sonra kadın doğum doktorum bana “Sizin yumurtalıklarınızda kitle yok, karın boşluğunda var” diyerek başka bölüme gönderdi. Toplamda 3 ay kadar bir süre beklemek durumunda kaldık, dolayısıyla çok oyalanmış olduk. Bizi tedavi sürecinden çok tanı süreci yıprattı. O kadar teknolojinin arasında bana çok zor tanı kondu. En son yaptıkları laparoskopik cerrahiyi bana en başında yapsalardı, ben 2 ay önceden bu hastalığımı öğrenmiş ve tedavi olmaya başlamıştım” dedi.
Önce kemoterapi aldım sonra ameliyat oldum
Önce kemoterapi olup daha sonra ameliyat olmasının gerektiğini anlatan Beyhan Taşkıran “3 kemoterapi aldım ve daha sonra ameliyat oldum. Ameliyattan sonra 5 tane daha kemoterapi aldım. Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadım. Normalde dünyam kararabilirdi fakat Allah’ın verdiği sabır ve özellikle de doktorum Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Kömürcü’nün verdiği güven bana güç verdi. Ailem ve eşimin desteği de çoktu. Aslında eşim benden daha çok yıkıldı, ben bir de eşime moral verdim bu süreçte. Arkadaşlar konu komşu sorduğunda insan kötü oluyor tabii ancak hiçbir zaman motivasyonumu bozmadım. Dönüp o günlere baktığımda ben de inanamıyorum. ‘Yarın iyi olacağım’ diye düşündüm hep. Ölümü hiç aklıma getirmedim. Kemoterapiden çok yan etkilerden korktum. Saçlarım, kirpiklerim döküldü ancak yine de sosyal hayatımdan geri kalmadım, dışarı çıktım. Yemek yaptım, çocuklarımla şakalaştım, güldüm. Ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçirdim. Bir arkadaşımı kanserden kaybettik. Hiç onun gibi olacağımı düşünmedim. ‘Onun hastalığı başkadır’ diye düşündüm” şeklinde konuştu.
Ev işi ve maddiyatı eskisi kadar takmıyorum
Büyük kızının hastalığını bildiğini ancak küçük kızının bir arkadaşının annesinin kanserden vefat ettiği için ona söylemediğini belirten Beyhan Taşkıran “Daha yeni öğrendi diyebilirim. Küçük kızım hala bahsederken bile çok üzülüyor. İyileştim, bir şeyim yok diyordum. Ben eskiden çok sinirli, gergin bir insanken hastalıktan sonra değiştim. Ev ve yaşantımda çok titizdim. Artık hiçbir şeyi takmıyorum. Ben kanseri yenmiş bir insanım, evi mi temizleyemeyeceğim?!” Maddiyat da aynı şekilde. Parayı, parasızlığı da dert etmiyorum eskisi kadar. Yettiği kadar yeter, yetmediği yerde yapacak bir şey yok. Ucunda ölüm yok. En önemlisi sağlık. Bunun dışında hiçbir şeyi takmıyorum artık. Bu hastalıkta moral çok önemli. ‘Ben kanser olursam yaşayamam’ derdim ancak inansınlar ki hiç öyle değil. İnsan isterse güçlü olabiliyor. Kanser hastaları hayata hiç küsmesinler. Ölüm hepimiz için. Kalp krizinden ya da trafik kazasında da ölebiliriz. Her şey beyinde bitiyor. Ben bu hastalığı beyinde bitirdim. Kanser hastası olduğumu çoğu zaman unutuyordum. Ayrıca bilinçli olmak şart. Erken tanı çok önemli. İnsanlar vücutlarındaki en ufak bir değişikliği ihmal etmesinler. Bir morluk, şişlik, akıntı vs. gibi belirti ve şikayetleri ciddiye alıp mutlaka doktora danışsınlar” açıklamasında bulundu.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)