Etrafta Çok Orospu Vardı, Kalkan Sosyal Demokrattı? Mustafa Balcı

Tabi olay Sarıyer’de geçiyor..

Zatı şahaneleri Sarıyerli’nin ne olduğunu bilmiyorlar.

Uzaktan, kervan geçerken yolu düşmüş, Çukura düşmüş yani.

++++

Gırgırların radarına yakalanan orospular vardır, oynaktırlar,

İstavrit, mahallemizin malıdır!

Kime verdiğini, kimle çıktığını, bize niye vermediğini, neden vermek zorunda kaldığını iyi biliriz,

Bazen mevsimine göre Çinekop takılır!

İnanın, tüm pezevenklerin toplandığı yerde, ben bu alemin en büyük pazarıyım dese dahi ahaliden tepki alır,

Değilsin sen daha lüferi tanımamışsın derler.

Cesaret meselesidir bu, lüferin yanında Çinekop’a fahişe demek.

Zordur.

Kavramsal olarak, deniz  literatüründe halk dilinde ihanet sayılır.

Yani Çinekop, denizde ne kadar orospu olsa da, biz karada herkezin ne olduğunu biliriz.

+++

Çocuklarını daha iyi biliriz..

Paşa babalarını, dedenin torunlarını, yani yedi sülalesini biliriz.

Bizim eski kaşar  Kofana’nın eski çocuklarıdır onlar.

Hepsi yarış içerisindedirler!

Geçengün, kulüpteyim,

Sahilde, deniz kenarının bir köşesinde,  adamın biri olta atıyor,

Oltasına üç beş pezevenk takılmış bana caka satıyor.

Geç bunları…

+++

Restauranta masada oturmuşuz, mahallede en büyük  kim onu konuşuyoruz.

Malum seçim dönemi, Namuslu insanların karşısında, sen namuslu olarak çıkamazsın, film çevirdik, yalan haber yapmaya başladık.

Herkesi, malum iktidarı, kazanımların yüksek olduğu yerde, üstten alttan girmeye başladık, İs Park paraları veriyor tabi. Yerel’in gücünü göstereceğiz iyimi.

++++

Arabayı eski  İş Bankası’nın önüne çekmiştim, hatırlıyorum, İş Park makbuzu almış, lakin arabanın kıçı dışarda kalmış lapadak. Arabayı yarım saat sonra Maden benzincinin orda buldum. Tam tamına 165 Tl.

Vay orospu dedim. Şansa bak.

Araba benim değil tabii, bir dostumun! 

Hadi len dediler bana. Kimse inanmak istemedi!

Hani dedim, iyi aile çocukların medyasında haber olan  Pinto varya, onun kuzenleri olan Niso’nun arabası dedim. Benim Patronum, al dedi aldım. Cezaya bak.

Sonra benim ödediğim cezaların kimin maaşı olarak  ödeniyor diye merak ettim.

Üzüldüm tabii..

Ulan gene yanıldık iyimi!!!

++++

Sonra istişareye yattım.

Haksızlık ediyorum dedim,

Bir tarafta Çinekop bana orospuyum diyor, yalnız başına,

Diğer tarafta Lüfer hop deme otur yerine , ben varken sen olamazsın diyor!

Kofana kızmış tabi…yerinde duramıyor..

Çocuklarımın kavgasına üzülüyorum, hepsini ben doğurdum diyor..

++++

Haklıydı. Eski kaşar…

Üzüldüm, gecenin bir yarısı işte..

Çinekop’un lüfer’e, Lüferi’in Kofana’ya caka sattığı bir masanın yan kenarındaydım.

Tabağımda iki dilim, İhtilalden kaçmış  Sosyal Demokrat İğneada Kalkanı vardı,

Uzun uzadıya baktım.

Meme düğmeleri serti, her bir tanesi binlerce Viağra niteliğindeydi, kimi yumurtalı, kimi yumurtasızdı,

Yumurtanın, yumurta ile karıştırıldığı mekanın birindeydim, boğazın kenarında,

 Kalkan, Kaldırmıştı!!!!

Düğmelerini kaldırmış, etrafta o kadar fahişe varki fırsat bulup  çocuklarına  yetişemiyorum dedi,

Yorgunum! Yaşlanmışım, Onun için senin tabağına düştüm dedi.

++++

Kızma dedim, sakin ol!

Ama bunlar zamane….

Gün gelecek hepsi tabağa düşecekler, farkında değiller, her bir tarafa haber salıyorlar, kimi doğru, kimi yanlış, yazan ise zatı muhterem lüferin çocuklarıydı,

 Kızmadım…

Biliyordum! En büyük orospunun Lüfer olduğunu. Çocuklarından ne fayda gelir..

Ve üzüldüm!

Kofananın, nasıl bir aileye sahip olduğunun pişmanlığına üzüldüm, isyan ediyor ve bir daha bu boğazdan geçmiyeceğim diyordu.

Bu aslında en büyük gururdu..

Kofana Asildi.

Gecenin yakamoz zamanını bekler, sol kulak arkasında bahçeden koparılmış kırmızı  bir gül, mis gibi kokardı, Sahilde lamba altında yaslanmış müşteri beklerdi. Kafasında şapka, günün en değerli hazinesiydi, çaktırmadan çantasında taşıdığı fotoğraf makinası ile onu terk edenlerin resimlerini çekerdi.

Ve gecenin bir yarısı, Kilyos’a gider, Erzurum havası dinlerdi otel odalarında,

Siyasetin taze olduğu günlerinde, bugün,  Kofana olduğunun denk geldiği zaman dilimde, Orospu olduğuna inandığı Çocuklarının yalan yaşantılarını takip ederdi.

Kapıda gördüğü ilk Çinekop hüsrana uğramıştı, Lüfer aynı odadan çıkmış, Lüfer’in peşinden çıkan Barbunya’nın renkli saçları arasında beyaz gül vardı. kırmızı kısa etekleri, Jartiyer’inin kapanmasına imkan tanımıyordu..

Aynı odadan çıkmışlardı… Enteresan. Grup mu var?

Kofana, dayanamadı?

Erzurum otelin kapısına dayandı.

 Barbunya kendi halinde, Lüfer yorğun demokrat modülünde, Çinekop benim ilk deneyimim alet oldum derdinde, yalan haber yapan hıyarın teki farkında değil, Sahilde  nargile yanında çay niye gelmedi onun peşinde..

Sonra Balcı Yazıyor diyorsunuz!

Habercisiniz,  Gazetecisiniz, Kürtçüsünüz, İslamcısınız. Delikanlısınız belkide,

Rakı içmeyen delikanlı olur mu? Çöz bakalım…Hadi..

Siz anlamazsınız içindekileri not yazayım: Gazetecisiniz ya..  “ Bu yazı İlhan Selçuk’un Ziverbey köşkünde  (1971) iken işkence gördüğünü yazdığı “Akrosşit” sistemi le yazılmıştır.”

Gazetecisiniz ya çözün bakalım..   İpucu istermisin….

 İp Ucu Senin Telefon Numaran..

 Ben  çoktan döndüm, Sizin gittiğiniz bu yoldan…

Size iyi yolculuklar…

Mustafa Balcı..