İnsan yaşadığı yere benzer diye bir deyiş var.
Bir bakıma, insanı belirleyen şey, galiba içinde bulunduğu ilişkilerdir, denmek isteniyor.
İlişkiler deyince, başta ekonomik ilişkiler geliyor.
Yani içinde yaşadığımız piyasa ekonomisi…
Değerler deyince, halkı savunan milli değerler ve bu milli değerlere karşı savaşan piyasanın varlığını gözlemliyoruz.
Piyasanın girdiği, üretimin ikinci plana itildiği, ticaret toplumunda, değerlerin ayrışması sonucu, kimliksizleşme süreci yaşanıyor.
Biliyoruz ki; bir kimliğe sahip olmak, bir karaktere sahip olmaktır.
Yerel seçimlere, yukarıda belirtmeye çalıştığım gözle bakarsak, böyle bir kimliksizleşme sürecinin muhalefet kanadını daha çok etkisi altına aldığını görürüz.
Bir taraftan kimliksizleşme süreci işlerken, öte yandan bu kimliksizleşmeye karşı tepkilerde gelişmektedir.
Şunu demeye çalışıyorum.
Piyasa, toplumu etnik, mezhepler, cemaatler ve cinsler olarak ayrıştırırken, öte yandan toplumun içinde de, bu ayrışmaya karşı bir sürecin işlediğini görürüz.
Yerel yönetimler seçiminde, bu ikinci sürecin kazandığını söyleyebiliriz.
Yani milliyetçiliğin kazandığını ifade edebiliriz.
Muhalefetin, cemaat tarafından, şekilsizleştirildiği ve muğlaklaştırıldığı bir süreci yaşadık.
Cemaatin, daha önceleri siyasi iktidar içinde oynadığı rolü, artık muhalefet partileri içinde oynayacağı bir süreci yaşıyoruz.
Cemaati sırtından atan siyasi iktidar, milli bir görüntü çizmiş, milli ve manevi değerlere sahip çıkan halkın, önemli bir kısmı iktidar tarafında birikmiştir.
Bu durumun geçici bir süreç olduğunu bilsek de, bu bir süreçtir ve yaşanmaktadır.
Amerika’nın etkisi, bölgemizde ve ülkemizde azaldıkça, bölünme ve parçalanma sürecinin duracağına şahit olacağız.
Sıcak para olarak gelen borçlarla dönen piyasa, üretim ekonomisine dönüşecek (-ki bu bir devrimdir) ve ilişkiler doğru zeminlere oturacaktır.
Cemaatçiliğin, bir iktidar partisi içinde, bir muhalefet partilerinin içinde olması, doğal bir süreç değildir.
Bu tükenmekte olan ABD gladyosunun, nerede yaşayabiliyor ve etkili olabiliyorsa, oraya taşınması, Amerika’nın ülkemizde kurduğu düzenin sürdürülmesi isteğinden başka bir şey değildir.
Batı işbirlikçiliği ilişkilerinde, vatansızlaşan İslam’ın, şimdi de, muhalefet içinde kendisine bir çıkış bulmaya çalışması dikkat çekicidir.
7.4.2014, bulentesinoglu@gmail.com
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)