Türkiye’nin doğusunda keder, savaş, acı ve gözyaşı var. Kadınlar, erkekler, çocuklar öldürülüyorlar.! insanlık ayaklar altında.!
Bombaların yıktığı duvarlar arasında kalan yaşlı çifti ölümün eşiğinden askerler tarafından nasıl kurtarıldığını gördük memleketçe..
Doğuda okulların bombalanıp, öğrencilerin eğitim hayatının bittiğini gördük memleketçe..
Devlet sanki uyuyor ve hiçbir şeyi görmüyor.! Ülkenin batısı da farklı sayılmaz. Metropol bir şehir olan İstanbul’un göbeğinde bombalı saldırı düzenleniyor ve onlarca insan ölüyor. Yine parçalanmış bedenler ve yine acı.. Her defasında tedbirsizlik, ve her defasında olay olduktan sonra, canlar yittikten sonra alınan önlemler.
Bizler barış istedikçe savaş daha da büyüyor. Ülkece yıllardır hasret kaldığımız huzur ve barış ortamına bir türlü kavuşamıyoruz.
Hükümetin yanlış politika ve uygulamaları yüzünden hala teröre engel olunamıyor. Analar da ağlıyor hala, babalar da.. Yürekler kan ağlıyor.!
Uluslararası iliskilerimiz derinden sarsılmıs durumda. Ne doğuda ne batıda dost olduğumuz ülke kalmadı. Komşu ülkeler düşman ülkeler durumuna düştü.
İlişkiler soğuk, ülkemiz soğuk, insanlar soğuk, herşey soğuk memlekette. Gülüşler soğuk, sevinçler soğuk, herşey tam bir kış durumunda. Herşey simsiyah ve karanlık. Nereye gittiğimiz belirsiz bir şekilde sürükleniyoruz. Siyaset kirli, siyasiler kirli, çıkar ve menfaatler yüzünden ülkeyi düşünen yok.!
Gelecek korkusunu en derinden hissederken, ülkede yasanan bu kadar acı ve kötülükleri bu kadar bariz görürken, hiçbir şey yapmadan sadece izleyenlere öfkeliyim.!
Ölümlerin ve acıların bu kadar çok yaşandığı bir ülkede sessiz ve seyirci kalmak, suçlara ortak olmak demektir.! Milletçe her taşın altına elimizi koymalı ve memleketimiz ve geleceğimiz için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız.
İlk önce birleşmeliyiz. Bir bütün olmalıyız. Güç oluşturmalıyız.
Konuşmak, yazmak, düşünmek, gülmek, haykırmak suç sayılsa da bu memlekette, bizleri Atatürkçü düşünceye sahip olduğumuz ve bu düşünceye sahip çıktığımız sürece asla SUSTURAMAZ VE DURDURAMAZLAR.!
Katılaşmış tabuları yıkarak, dayatılmış kalıpları bozarak, düşünce ve fikirlerimizi özgürce paylaşarak ve çoğalarak biz bu memlekete pek ala sahip çıkabiliriz.. Cumhuriyet değerlerine ve ilkelerine bağlı kalarak,ve bu yolda yürümeye devam ederek, mücadelemizi sadece bu gaye için verirsek, biz bu ülkeye pek ala sahip çıkabiliriz. Bölünmeden, ötekileşmeden ve birleşerek..
ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ BİR ÜLKEDE YAŞAMAK DİLEĞİYLE..
Nihal Yeşilbaş
CHP Sarıyer Kadın Kolları Başkanı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)