İşte aynen öyle oldu. Fransa’nın sahil kenti Nice’te yapılan katliam
84 can aldı, 200 den fazla yaralı. En büyük darbeyi alan çocuklar.
Terörist Tunus asıllı Fransız vatandaşı Muhammet Behlül… Kafayı
yemiş adam, yapacağını yaptı ve kiraladığı kamyonla, Fransa’nın en
büyük bayramının kutlamalarını yapan binlerce insanın arasına girerek
katliam yaptı. Gözü dönmüş cani kamyonu halkın üzerine sürdü,
acımasızca süratle ilerledi ve onca insanı ezerek öldürdü. Peşine
düşen polisler sonuçta kamyonu durdurmayı başardı ve yaptığı silahlı
müdahale ile terörist öldürüldü. Hangi gruba, hangi örgüte bağlı
bilinmiyor. Bilinen onca insanın ölmüş, onlarca insanın da
yaralandığıdır.
Terör olayları kim tarafından yapılırsa yapılsın, nerede
yapılırsa yapılsın üzücüdür, tiksinti vericidir ve insanlık dışı bir
kötü, kabul edilemez eylemdir. Terörist her kimse, ama katil
görünüşlü, ama masum yüzlü olsun insan olarak kabul edilemez. Terörist
ıslâh edilmesi değil yok edilmesi gereken bir korkunç mahlûktur. Bu
nedenle sadece Fransa’da değil, terör eylemi nerede yapılırsa
yapılsın, insanlık dışıdır. Olayı kınıyorum. Bir daha olmamasını
diliyorum.
Gelelim Men dakka dukka’ya… Yapma yaparlar, etme ederler… Yani ne
yaparsan karşılığını görürsün… Fransa’da karşılığını gördü. “Hasta
Adam” dedikleri Osmanlı devletini paylaşmak için yoğun uğraş veren
devletlerden biridir Fransa… Sevr antlaşması imzalandıktan sonra
Türkiye’yi paylaşmak için koşan bir devlettir. Gaziantep, Urfa, Mardin
ve diğer şehirlerin üzerine çullandılar. Halk üzerine ağır baskı
kurdular, binlerce Türk vatandaşını öldürdüler ve kendi yönetimlerini
kurmaya çalıştılar… Milli mücadele ve elde edilen büyük başarı
onları ürkütmüş olacak ki, yavaş yavaş ülkeyi terk etmeye başladılar.
Batılı devletlerin destek vererek gönderdiği Yunanistan Ordusu tokadı
yiyince ilk uyanan Fransa oldu ve Anadolu’da milli mücadeleyi
yürütenlere dostluk elini uzattı, hatta Ankara’da temcileri bir araya
geldi. Milli Mücadele’nin kazanılmasından sonraki dönemde YURTTA SULH
DÜNYADA SULH parolası ile tüm dünya devletleri ile iyi dostluklar
kuran Mustafa Kemal’in Türkiye’sine karşı devamlı saygılı
davrandılar… Ya sonrası… Türk politikacılar birbirlerine düştüğü
için midir ne? Yavaş yavaş Türkiye’den uzaklaştılar… Belki de
Fransız devletinin çıkarları gereği idi… Önce 1915 yılındaki Ermeni
Tehcir olayını tarihçilere bırakmadılar, soykırım olarak ele alıp
kabul ettiler ve sonra da Fransa’ya yığılan Ermenilerin etkisi altında
hareket etmeye başladılar. Ermeniler ASALA terör örgütünü Fransızların
koruması altında geliştirdi ve olayları gerçekleştirdi. Dünya çapında
eylem yaptılar ve Türk diplomatlarını öldürdüler. 43 Türk diplomatı
şehit ettiler… Daha önceleri Cezayir olayları… Müslüman bir ülke,
insanları cesur ve yurtsever… Her Cezayirli mücahidin sırt
çantasında Atatürk’ün Büyük Nutku rehber kitapları olurken Bağımsızlık
istediler diye, milyonlarca Cezayirliyi öldürdüler… Ne oldu sonuçta
Cezayir bir milyondan fazla şehit verdikten sonra bağımsızlığını elde
etti.
Bütün bunlar olurken, bu olanların karşılığı olmayacak mıydı? Elbette
olacaktı. Nitekim oldu işte sadece 2016 da iki büyük olay, yani iki
önemli terör olayı ile sarsıldı Fransa, birinde 105 diğerinde 84 ölü
verdiler. Yüzlerce de yaralı. Ölenlerin toprağı bol olsun, Fransa
halkının başı sağ olsun, terör denilen illet yok olsun… Ama güçlü
devletler de terörü beslemesin, insan haklarına saygılı olsunlar,
insanlara değer versinler, ülkelerin iç işlerine karışmasınlar…
Böyle belaları da davet etmesinler.
İçimi döktükten sonra terörü bir daha kınıyorum, Allah kahretsin diyordum.
İbrahim Balcı