Sarıyer santraforsuz oynadığı maçta, ligin zayıf
ekiplerinden biri olan İnegöl’e karşı bir varlık gösteremedi ve kendi
alanında iki puan bıraktı. Maç 0-0 beraberlik biterken gülen taraf
olmadı ama kaybeden Sarıyer oldu. Zira Sarıyer’in üç puana müthiş
ihtiyacı vardı…
Sarıyer’de sakatlıklar hayli fazla. Seçkin ile Emrah büyük
kayıp. Emrah takımın gol ayağı ve santrafor. Bir diğer santrafor Ergün
maç öncesi kadro dışı bırakılmış. Olabilir, futbolda vardır böyle
kararlar. Ama çok fazla düşünülmeden alınan bir karar gibi geliyor
bana. Zira bir karar alınırken getireceği ile götüreceği tartışılır ve
ona göre karar verilir.. Sarıyer’in bir santraforu sakat oynamıyor,
ikincisi de kadro harici bırakılıyor. Yanlışlık burada. Hiç olmazsa,
kendi sahanda oynayacağın maçı santraforla oyna sonra kadro harici
bırak, kaybedeceğin nedir? Bana çok yanlış gibi geldi…
Maçta futbol adına hiç bir şey yoktu. İlk kırk beş dakika
top orta sahada oynandı durdu. İnat mı inat iki takım da topu orta
alanda tutmak için savaştılar. Sarıyer defans adamları sekiz pas
yaptılar ve sonunda topu taca atarak parmak ısırttılar. Hemen akabinde
aynı şeyi rakip takım yaptı… Topun hapsedildiğini bu maçta gördük. Top
bile isyan etti. Tekme ve kafa yemekten bi hal oldu ama tehlikeli
olamadı. Sarıyer’in ilk devrede iki köşe vuruşu ve bir şutu vardı.
Rakibin de sadece bir köşe vuruşu…
İlk yarı al gülüm, ver gülümle geçti… İkinci yarıda da
değişen bir şey yoktu ilk 25 dakikada… 70’ ci dakikadan sonra biraz
hareketlenme oldu. Sarıyer 72’ci dakikada ilk kez tehlikeli oldu ve
Cihan’ın müthiş şutu rakip kale üst direğinden döndü… Sonra 85’ci
dakika gelişen Sarıyer atağında rakip kaleci tarafından Yaser yere
indirildi. Hakem beyaz noktayı gösterdi. Atış kullanmak üzere Yaser
geldi. Topu dikti ve bir süre rükü eder gibi durup bir süre
dinlendikten sonra da penaltıyı kullandı. Top kale direğinden döndü…
Bu durumda üç puan kaybeden Sarıyer, prim kaybeden futbolcular ve
moral kaybeden Yaser oldu… Maçın son beş dakikası rakip futbolcuların
maçı bitirmek için yerlere yatıp kalkmaları ile geçti.
Takımlar denk güçte göründüler. Sarıyer eksik kadrosu ile
oynadı doğru ama bu kadar kötü olmamalıydı… Ne oynadığını bilen sadece Hakan ile Mert vardı… Bu kadar çok koşan takımın eksiği ne olabilir?
İnsan düşünmeden edemiyor. Eksik olan yapılan koşuların boş yere
yapıldığıdır… Takım hücuma çıktığında forvette çoğalamıyor, ataklarda
adam fazlalığı sağlayamıyorsan, topu ayaktan çabuk çıkaramıyorsan,
gerektiği zaman pres yapıp rakibi bozamıyorsan, fazla koşmanın bir
yararı tabii ki olmaz…
Velhasılı kelam iki puan daha kaybedildi. İlk yarının
bitimine üç maç daha kaldı. Bu maçları da en az kayıpla atlatmak
gerekir… İkinci yarıda takımın takviyesi yoluna gidilir ve üç dört
adam alınırsa yeniden ilk beş sıra için mücadele edilir. Ama bu kez
transferlerde aldanmamak gerekir. Bilenen adamların alınması şart!
Benden söylemesi; tribünde konuşulan şu “Sarıyer kulübü, kendini
Menajer Erdinç’e teslim etti. Adamın bastığı yerde ot bitmez,
Sarıyer’i bu adama kim nasıl teslim etti? Kulüp iflah etmez…”.
Bu menajer kim? Hiç tanımıyorum. Sadece duyduklarımı
yazdım. Yöneticilerimiz benim duyduklarımı duymuyorlar mı? Menajere
teslimiyet niye… Menajer tavsiyesi ile futbolcu alma… Bildiğin
futbolcuları, tanıdığın futbolcuları alabilmek için o futbolcunun
menajeri ile konuş…
Neyse inşallah be sezon da boşa gitmez…
Yazan İbrahim Balcı