Sarıyer bu hafta YZÖ Stadında karşılaştığı Ligin sondan ikinci takımı
olan Tokatspor’a 1-0 yenilerek herkesi hayal kırıklığına uğrattı.
Sarıyer takımı mağlup olabilir, berabere kalabilir,
hatta hezimete bile uğrayabilir. Futbolun içinde bunlar vardır. Ama
futbolun bir de kendi şahsiyeti vardır. Yani meşin yuvarlak kendisinin
peşinden koşulmasını, kendisine ayakla, kafa ile vurulmasını ister.
Meşin yuvarlak sevilmesini ister. Meşin yuvarlak sevilmediği anda onu
sevmeyen futbolcunun yüzüne tükürür: bugün olduğu gibi… Meşin
yuvarlağın peşinden koşulmadığı anda o meşin yuvarlak kendisini
kovalamayanı yuhalattırır, yerin dibine sokar… Sarıyer takımı sahada
yoktu, kayıptı, yitikti, bitikti… Gümüşhane takımına karşı ölümüne
mücadele ver, gel bu maçta yeşil zemin üzerinde dolaş…
Sarıyer kalecisi Fırat; Rıza’nın, Şeref Gözenin,
Taner’in, Zeki Yazıcı’nın,Ekrem Çamlıdağ, Cihat Susever’in, Erhan
Aslan’ın, İlker Çevik’in, Müller’in (Metin Mert) Yaşar Duran ve Cenk
Tekelioğlu’nun koruduğu kalede görev yaptın.Onlara layık olabildiğine
inanıyor musunuz? Fatih Akyol; Erdoğan Arıca, Mahmut Kocabal, Sinan
Demirci, Kereın Menekşe’nin oynadığı yerde oynuyorsun, bunların
midesini bulandırdığını bilmeni isterim… Sabutay Bayülken maç
eksiğin olabilir ama unutma o mevkide Esat Bayram, Minhacettin Barut,
Tevfik Kızılay, Turgut Çim, Ercüment, Emin İlhan, Serdar, Ali Çoban,
Vişhnevski Sedat Tatlısöz, Erbil Uzel gibi adamlar oynadı onların da
kalplerini sızlattığınızı hatırlatmak isterim. Mert Kula, senin
oynadığın yerde Avni, Deli Mehmet, Yaşar Yiğit, Erdem Acar, Yaşar
Elmas, Rabbani Şaşmaz, Oğuz K. Aydın gibi dev isimler forma giydi,
sizi seyretselerdi, yerin dibine geçerlerdi… Hüsnü Başkurt; İlhami,
Cudi, Eyüp Şengün, Doğan, Cihat, Sergal, Altay, Cem Pamiroğlu,
Varotoviç, Soner Tolungüç, Hakan Kutucuoğlu gibi futbolcuların
oynadığı mevkide oynadınız sizi görmüş olsalardı her halde futbolcu
olduklarına pişman olurlardı. Ensar, Hakan, Seçkin, Erkut, Bertül,
Furkan hangi mevkide oynadığınızın farkında mısınız? Eğer, Baba Kenan,Mustafa Yürür, Markoş Çetin, Oktay Ungan, Küçük Doğan, Fethi Türkeş,Necdet Müldür, Mehmet Kalkavan, Recep Önal, Mustafa Pırnal, KıvırcıkMustafa, Hakan Özgerçek, Adnan Özcan, Metin Meşe, Ruli, Erdin,Yakup Kaptan, Nejat İnan, Berkant Kahraman, Sead Çelebiç, Cengiz Güzeltepe, Cengiz Oğuz, Engin Ülker, Eyüp Odabaşı, Aykut Kocabal, Kamuran Enüstün, Erdal Keser, Fikret Demirer, Mustafa Yücedağ, Osman Yıldırım, Mecnur Çolak, Ali Ravcı, Hakan Çimen, Hamdi Çam, KamilÇakır,Salih Karalar, Ümit Algür ve diğerlerini ne kadar yaraladığınızıbiliyor musunuz?
Eğer Baba Kenan tekrar dünyaya dönebilse, eline alacağı sopa ile cümlenizi sahada kovalar dururdu.”Çıkarın
formalarınızı gidin” diye bağırırdı… Yaser, Cihan, Emrah ne yaptınız maç boyu? Şenol Birol, Şop Cengiz, Süreyya Saraç, Recep Bostan, Cemil Turan, Garo,Hayri Kara, Atilla Kalkavan, Rıfkı Soysal Hayri Ülgen,
Selçuk Yula, Sercan Görgülü, Rıdvan Dilmen, Erdi Demir, Saadettin
Demirtaş, Yılmaz Gökdel,, Ahmet Gündoğdu,Nail Timurcuoğlu, Ahmet
Sert, Suphi Soylu ve diğerleri bu perişanlığınız karşısında
kahırlarından ölmüyorlarsa, meşin yuvarlağa aşık olduklarındandır.
Neden böyle? Niçin böyle? Yanıt vermek size düşer.
Tribünden görünen maça kendinizi vermediğiniz, isteyerek oynamadığınız ve daha vahimi de Teknik Direktörü göndermek için kasten oynamadığınızdır. Bu anlayış çok kötü, vahim, çok düşündürücü birşeydir. Böyle bir zihniyetle sahaya çıktığınıza inanmak istemiyorum.
Sporcu, hangi sporu yaparsa yapsın, centilmendir, merttir, duygu dolu
ve ahlaklıdır. Bu nedenledir ki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK “Ben Sporcunun zeki ve aynı zamanda Ahlaklısını severim” demiştir. Lütfen bu veciz sözü rehber kabul edin, bu kâbuslu günleri geri bırakın, futbolu
futbol gibi oynamaya, kişiliğinizi ortaya koymanızı salık veririm.