Referandum sonrası başlayan yüzümüzü nereye döneceğiz tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Korkut Boratav, CHP’ye çağrı yaparak, “Sosyal demokrasiyi değil, açıkça cumhuriyet değerlerini sahiplenin. ‘Hayır’ bloğunun pekişmesine, genişlemesine ancak bu doğrultuda katkı yapabilir.” dedi.
BirGün’den Can Uğur’un haberine göre, 16 Nisan Referandumu’nu şaibeli biçimde Evet’çilerin kazanmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. Birçok hile ve usülsüzlüğe rağmen referandumdaki oy oranlarının birbirine oldukça yakın çıkması ‘Hayır’ cephesinin bundan sonra ne yapması gerektiği sorusunu beraberinde getirdi. Eşitlik, özgürlük ve adalet söylemleriyle yapılan çalışmalarda toplumun tüm kesimlerinden oy alındığı görülürken referandum sonrası ‘Merkez sağa yakınlaşmalıyız, yüzümüzü sağa dönmeliyiz’ türünden tespitler yapılmaya başlandı. Bu tezlere yönelik tepkiler de eksik olmadı. Ortaya çıkan tablonun nasıl yorumlanması gerektiği ve bunda izlenecek hattın dinamikleri meselesini Prof. Dr. Korkut Boratav yanıtladı.
İslamcı faşizme gidiş konusunda uzunca bir süredir uyarılarını eksik etmeyen Boratav, bundan sonra atılması gereken adımları da bu perspektiften yorumlanması gerektiğinin altını çizdi. Korkut Boratav, 2019’da yapılacak seçimlerin tartışılmasının da anlamsız olduğunu dile getirirken bu tarz bir tartışmanın şaibeli referanduma ve AKP iktidarına meşruluk sağlayacağına işaret etti.
ORTAYA ÇIKAN TABLONUN ANLAMI
Boratav, ‘Hayır’ oylarının ve referandum sonrası ortaya çıkan tablonun anlamını şu ifadelerle açıkladı:
“Referandumda seçmenlere aslında iki soru sorulmuştu: (1) İslamcı rejime geçişi kabul ediyor musunuz? (2) Cumhurbaşkanına fiilen sınırsız dokunulmazlık sağlanmasını kabul ediyor musunuz?
Boratav’a “2019 seçimlerine ilişkin aday olarak Abdullah Gül vb isimler konuşuluyor. Sizce Hayır’cı kesimin ihtiyacı bu isimler mi?” sorusunu yönelttiğimizde ise yanıtı şöyle oldu: 2019 seçimlerini tartışmak anlamsızdır; AKP/MHP ittifakının rejim değişikliği programına peşinen katkı yapmayı kabullenmek; şaibeli referandum sonuçlarına meşruiyet sağlamak anlamına gelir.
Bundan sonra nasıl bir sürecin bizi beklediği merak edilirken hangi adımların atılacağı da yine en sık tartıştığımız konuların başında geliyor. Prof. Dr. Boratav bu konuyla ilgili şunları söyledi: CHP referandum kampanyasında yukarıda değindiğim iki soruyu deşifre etmekten ısrarla kaçındı. Zira, referandumdan çok önce, AKP’nin Cumhuriyet değerlerine saldırısını, öncelikle laikliğe karşı uygulamalarını açıkça, adını koyarak eleştirme seçeneğini terk etmişti. “Dinsizlik, İslam’a karşı olma” suçlamalarına karşı paranoyak bir eziklik, “savunmacı” refleksler CHP yönetimine damgasını vurmuştu. Aralık 2013’te açığa çıkan yolsuzluk dosyalarını ise, “darbeci” suçlamalarına muhatap olma korkusu nedeniyle gündeme getirememekteydi.
İTTİFAKLAR MESELESİ
Sosyalistlerin ve cumhuriyetçilerin, tam aksine, yukarıdaki iki soruyu açıkça gündeme getirerek karşı hegemonya kurmaları gerekir. %49’luk “Hayır” blokunu ayakta tutacak, genişletecek ana muhalefet gündemi şudur: “Cumhuriyet rejimini İslamcı rejime dönüştürmek ve yolsuzluklara karşı sınırsız dokunulmazlık istiyorsunuz. Neden?” CHP de bu platforma katılmaya zorlanmalıdır. Bu partinin acil sorunu, sosyal demokrasiyi değil, açıkça cumhuriyet değerlerini sahiplenmektir. “Hayır” blokunun pekişmesine, genişlemesine ancak bu doğrultuda katkı yapabilir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)