Milyonlarca insan kaybına rağmen pes demediler ama Almanların yeterince mücadele vermemeleri sonucu mütareke yapmayı kabul ettiler. Böyle olunca işgaller başladı. Düşmanlar önce Çanakkale’yi geçtiler antlaşma gereği sonra da İstanbul’u işgal ettiler. Tabii ki işgaller sadece İstanbul’da değil Adana, Antalya, Urfa, K. Maraş ve Antep gibi Güney ve güneydoğu illerine de yayıldı. İşgalciler her türlü rezilliği Türklere yaptılar. Osmanlı Devletinin 622 yıllık yaşamını hesabını görmek için halktan intikam almaya başladılar. İşte Birinci resimde görüldüğü gibi İşgal güçleri girdikleri köyün meydanına köy halkını toplayarak, içlerinden genç bir kızı ortaya çıkarıp silah zoru ile göbek attırıyorlar. Bu rezilliğe evet demeyenleri süngüleyerek ve kurşunlayarak şehit ediliyorlar…

ÖYLESİNE gözü dönmüş ki işgalcilerin İstanbul’un işgali sırasında da bilhassa İngiliz ve Yunanlılar şımarık çocuk gibi hareket ederek Türklere bin bir türlü eziyet etmekten geri kalmadılar. İşte ikinci fotoğraftan ortaya dökülen çirkin görüntüler! İstanbul’un işgali sırasında ölen bir Müslüman’ın defnedilmesi bile izne tabi tutuldu. Türk halkının cenaze nedeni ile de olsa bir araya gelmemeleri için alınan tedbir üzere cenaze camide namazı kılındıktan sonra sadece üç beş kişi tarafından ve işgal gücü subaylarının denetimi altında mezarlığa götürülüyor ve defin işlemi yapılıyor. Allah bu günleri bir daha göstermesin. AMİN!

EVET amin derken, Allah’ın lüftu olarak Türkiye’de, Türk ordusu içinde zuhur eden daha doğrusu Allah tarafından görevlendirilen (Alnına görev yazısı yazılan) Mustafa Kemal ve yanındaki silah arkadaşları ile başlattıkları milli mücadele sonucu elde ettikleri zaferle bu rezillikten, utanç deryasından ülkemiz insanlarını, ülkemizi kurtardı. Türk insanına bağımsızlığı bağışladı ve Artık hürsün, ibadetini istediğin gibi yapabilirsin onurunu verdi. AMA GEL GÖR Kİ; kendini bilmez bazı imansızlar hala Atatürk’e çeşitli vesilelerle hakaret ediyor, sövüp sayıyorlar. Hiç utanmıyorlar, sıkılmıyorlar, Allahtan da korkmuyorlar. Ya iktidarda olanların vurdumduymazlığına ne demeli…

KEŞKE Yunanistan Savaşı kazansaydı diyen Türk VE Atatürk düşmanının üst düzey siyasiler tarafından ziyaret edilmelerinin anlamı ne? Atatürk’ün heykellerini kıranlara, parçalayanlara ne demeli? Şehir ve İlçe Belediye Başkanı olmalarına, müspet ilim yapmalarına karşın hala intikam duygularından kendilerini sıyıramayanların Atatürk’ün büst ve heykellerini alanlardan kaldırarak depolara hapsetmelerine ne demeli…
YA perişan edilen irfan ordumuzun asil öğretmenlerine ne oldu? Onları nasıl sindirdiler de yerlerine sünepe, geçmişini bilmezleri atadılar… Sınıflardan Atatürk köşelerinin, bahçelerden büstlerinin kaldırılması de ne demek? Bir öğretmen bunu nasıl yapabilir? Bu hakkı nereden alır? Kim bu hakkı onlara verir? Nerede Milli Eğitim Müdürlükleri, nerede İl Milli Eğitim Müdürlükleri? Nerede Milli Eğitim Bakanlığı ve onlara bağlı müfettişler? Hepinizde mi Atatürk düşmanısınız? Bu korkunuz niye?

ONİKİ ONÜÇ yaşında çocuklara din ve ahlak dersi öğretmenlerinin (bunlar çoğunlukla imam ya da kuran kursu hocası oluyor) kız-erkek aynı sırada oturmayın, oturamazsınız demesine ne demeli! Sakın ha kız erkek tokalaşmayın diye ikazını yapmalarına nasıl bir anlam verebilir siniz? Bu mu çağdaş Türkiye, Bu kafalar mı çağdaş ülkeler seviyesine çıkaracak bizi…

EYVAH Kİ EYVAH

Yazan İbrahim Balcı