Futbolun günümüzde ‘endüstriyel hale geldiği’ söyleniyor. ne demek bu? yani bu alanda trilyonlar dönüyor. Ve Hz. Muhammed’in, ‘Gerçek pehlivan güreşte kazanan değildir, gerçek pehlivan sinirlendiğinde sinirlerine hakim olan kişidir’öğretisine hiç uymuyor günümüzde futbol alanında cereyan eden olaylar. Atatürk’ün de, ‘ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ söylemine uymayan çok filimler dönüyor bu alanda. Öyle şeylere şahit oluyoruz ki bunları ‘bir insanın yapmasının imkansız olduğunu’ söylüyor ama hep ‘son olsun’ diyerek de geçiştiriyoruz. Futbol artık endüstriyel alan ise, kimse kusura bakmasın artık spor değildir. Ülkelerin birbirlerine üstünlük kurduklarını dünya geneline ilan ettikleri bir araç oldu artık. Adrinal yükselince ne dediğini ve ne yaptığını bilmez olmak, taşkınlık yapmak anlaşılabilir mi?
Evet herkes gibi ben de ırkçı yaklaşımları, kınıyorum. Almanların son dünya kupasından elenmelerini bir resim karesine bağlamaları gerçekten çok komik ve çağ dışı. Hiç bir anlayışa sığmaz. Güya medeniler. Aynı bizde olduğu gibi. Birisi ile oturup bir çay içtiğinizde karşıt düşüncede olanlar sizi hemen onunla aynı fikirde kabul ediyor ve buna tahammül edemiyorlar. Yani Cahiliye Dönemi Adetlerinden ve dar kalıplardan hala daha kurtulamadık. Ben elbette takmıyorum bunları. çünkü bana sökmez bunlar. Lafı şuraya getireceğim. Almanların ırkçı yaklaşımı sonrası Türk asıllı bir alman futbolcu alman milli takımını bıraktığını açıkladı. Çok doğru bir karar ama bu duruma almanların üzüldüğünü sanmıyorum. Almanlar şöyle düşünüyorlar sanıyorum, ‘bu futbolcu otuz yaşına geldi, dünya şampiyonluğu da nasıl olsa gitti, bir sonraki şampiyonada yaşı zaten otuz beşe dayanacak ve artık ona ihtiyaç yok’. Yani, kaçan bir şampiyonluğu bir futbolcuya bağlamak, işin bahanesi. Çünkü kendileri diyor ki, ‘futbol bir ekip oyunu, yalnız başına oynanmaz’. Öyle ise nasıl oluyor da bir futbolcuya bu fatura ediliyor? Buna kargalardan önce, kendileri de gülüyorlardır. Bu sebeple bir siyasi mesaj vermek istiyorlar. Söz konusu futbolcunun şimdi alman Milli takımını bırakmış olması benim için bir anlam ifade etmiyor. Baştan hiç seçmeyecekti. Şayet bizim Milli Takım’ı seçip bizde oynamış olsaydı ve Almanya ile yaptığımız ve sanırım Şükrü Saraçoğlu’nda 3-0 yenildiğimiz maçta bize ikinci golü atmamış olsa idi, çok daha anlamlı olurdu. O günkü maç sonu adeta ‘ben profesyonel bir futbolcuyum’ tavrı ile verdiği demeçte ki google de bunlar mevcut, ‘gol atınca sevindim ama atalarımı da üzmemeye çalıştım’ beyanatı kulaklarımızda çınlıyor. Bir de almanların aslında iç dünyalarını anlatan bir beyanatı var, ‘yenince alman, kaybedince göçmensin’. Diğer beyanatlarını ise burada tekrar etmenin kimseye faydası yok.
Bugünkü tavrını alkışlarken ki diğer futbolcudan da aynı tepkiyi bekliyorum vakti ile kendisine giden, ‘Milli Takımımızda Oynaması’ teklifini reddedip, Almanları seçmesi döneminde çok kızmıştım kendisine. Bizim Milli takımımızı seçmemiş olmasının nedeni bana göre; dünya şampiyonu olma şansımızın çok zayıf olması idi. Bu sebeple bizi seçmediğini düşünüyorum. Her ne ise, ‘Türk Milli Takımı’nı mı yoksa bulunduğum ülkelerin milli takımını mı seçeyim?’ diye düşünen bebe sporcuların kulağına; küpe olsun bu durum. Herhalde seçecekleri Milli Takım bellidir. Çünkü; yabancıların bize bakışı değişmez, İstanbul’u geri, Kurtuluş Savaşı’nın rövanşını almadan ve bizi Orta Asya’ya göndermeden durmayacak bunlar. Hala daha anlamadık mı?..
Dr. Ahmet BEKAROĞLU
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)