Aziz Bey Şahlanışın Adıdır: Aziz Özgür Bey Sarıyerlidir. Kendisine Zeynel’in oğlu Aziz
Bey, Arnavut Aziz Bey, Sarıyer İlkokulu Müdürü Aziz Bey ve Avukat Aziz
Bey derler. Yani Hayli ismi olan ve her ismi ile de şöhret olan,
tanınan, bilinen bir isimdi Aziz Bey… Sarıyer’in en güçlü isimlerinden
Dalyancı Dede Yusuf’un damadı idi. Dede Yusuf’un damadı olmak ne
demek?
Aziz Bey Sarıyer ilkokulunda öğretmen ve okul müdürüdür.
İstanbul İşgal edilmiştir. İşgal nedeni ile başlayan kıpırdanmanın
kıvılcımları Sarıyer’de de görülmektedir.
Sarıyerliler de bir şeyler yapabilmenin telaşı içindedir. İşte böylesi bir durumda İstanbul’da
direnişi örgütleyen Teşkilatı Mahsusa ve bilahare Müdafaa-i
Milliye’nin lideri Hüsamettin Bey (Binbaşı) bulur kendisini. Güçlü bir
direniş örgütü kurmasını ister. Aziz Bey severek görevi kabul eder.
Okul öğretmenlerinden Kazım ve Hasan Esen kardeşleri yanına almakla
işine başlar. Sonra gerisi gelir. Rumeli Hisar’dan Rumeli Feneri’ne
kadar bütün Sarıyer’i örgütler. Kolları sıvar ve göreve başlar.
Sarıyer köylerini kasıp kavuran Rum çetelerin temizlenmesi emrini
alır. Bu işle görevli İpsiz Recep Reis’e yardım etmesi istenir.
Girit’ten getirilen ünlü Çete Reisi Rum Giritli Andon Reis ve
çetesinin, Tarabya’lı Hristo ve Yorgo çetelerinin temizlenmesi,
Domuzdere’de Papaz Kostantin çetesinin ortadan kaldırılması görevini
başarı ile yerine getirilir. Anadolu’ya silah kaçırılıp gönderilmesi,
mühimmat temini ve aydınların deniz yolu ile Anadolu’ya götürülmesi
gibi görevleri üstlenir. Kurduğu müthiş ekibi ile bütün istenenleri
yerine getirir… Bu sırada ihbar edilir, takip edilir ve tutuklanır.
Kürt nemrut Mustafa Harp Divanında “50 bin kişiyi silahlandırmak ve
Padişahı devirmek” iddiası ile idamla yargılanır. Hapiste kendisine
görev veren Hüsamettin Ertürk ile karşılaşır. Hüsamettin Bey’de
yargılanmaktadır. Öyle bir an gelir ki Kayın Peder Dede Yusuf Devreye
girer ve Kürt Nemrut Mustafa’yı bir şekilde elde ederek damadını
idamdan kurtardığı gibi, tahliyesini de sağlar. Ancak bir şartla
“Sarıyer’e gitmeyecek, Beşiktaş’ta ikamet edecek”. Aziz Bey tahliye
olunca kayın pederi Dede Yusuf soruyor “Ne yapacaksın?”, “Bir görev
aldım yarım bırakamam” der ve yine Sarıyer’e gelir görevine devam
eder. Kayın Pederi gölgesi gibidir. Karanlık günlerde millicileri
ihbar edenler bir bir yakalanır ve İpsiz Recep tarafından
cezalandırılırken, Aziz Bey bir ihbarcıyı vermez. Tanıdık biridir,
cezasını kendi verecektir ve öyle yapar. Adamı serbest bıraktırır…
Zafer kazanıldıktan sonra yeni bir hayat başlar. Sarıyer’in büyük ismi
Aziz Bey Vilayet ve Belediye Encümeni üyeliğine seçilir. İhbarcı
arkadaşının oturduğu sokağa “Süngüsü Düşük Sokak” ismini verdirir.
İhbarcı namlı, gururlu, kibirli bir adamdır ama rezilliği ortaya
çıktıktan sonra gururu kırılmıştır bu nedenle oturduğu sokağa bu isim
verilmiştir. Aziz Bey, siyasi görevinde iken Büyükdere Sarıyer arası
Piyasa caddesinin yapılmasını, sahil boyu ağaçların dikilmesini,
Sarıyer ilçesine elektrik ve terkos suyu getirilmesini, caddelerin
asfalt yapılmasın temin ederek çok büyük hizmetlerde bulundu. Tabii
zafer sonrasında bir süre öğretmenliği bırakıp avukatlık yaptı ve 1960
yılların başında öldüğünde “Süngüsü Düşük Sokak” ismi kaldırıldı ve bu
sokağa “AV. AZİZ ÖZGÜR SOKAK” ismi verildi.
Dava arkadaşlarından bir kaçı: Dede Yusuf, Hacı Müezzin
Mehmet Raci Efendi, Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa, Yusuf Erdinç, Osman
Saruhan, Gazinocu Halim ve Ahmet Beyler, İskele Memuru İsmail Bey,
Hacıoğlu Hafız Mehmut Ragıp Bey, İpsiz Recep Reis, Haydar Doğ, Ali
Bayrak, Av. Hulki Bey, Oflu Halim, Oflu Kasım, Şevki Erbaş, Laz Hafız
Muharrem Efendi, Av. Yusuf Ziya Bey, Av. Refik İsmail kakmacı ve
diğerleri… Allah gani gani rahmet eylesin.
KAYNAKÇA:
Hüsamettin Ertürk; İki Devrin Perde Arkası,
İbrahim Balcı; Milli Mücadelede Boğaziçi,
İbrahim Balcı; Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa,
İbrahim Balcı; İpsiz Recep Reis (Emice),
Ergun Hiçyılmaz; Osmanlıdan Cumhuriyete Gizli Teşkilatlar.
İbrahim Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)