İstanbul’un kaynak suyu en çok olan semtlerden biridir
Sarıyer. Kısırkaya’dan R. Hisarı’na kadar pek çok memba suyu vardır.
Memba suları Allah’ın bir lütfüdur Sarıyerlilere.
Sarıyer’e gelenlere desek yeridir. Ne demiş yüce yaratıcı kutsal Kitabımız Kur’an-ı
Kerim’inde; “Her canlıyı sudan yarattık” (Enbiya/30), “Dünya diriliği
gökten indirdiğimiz su gibidir” (Yunus/14) ve gökten “Kutlu ve
bereketli bir indirdik” (Kaf/9)… Suyun canlılar için ne kadar önemli
olduğunu belirtirken Hz. Muhammet de su ile ilgili iki hadisinde
“Sadakaların en erdemlisi su vermektir” ve “Su hayrının sevabı bütün
sevaplardan yücedir” der ve suyun önemini belirtir..
1970 li yıllardı bir sabah işe giderken, Sarıyer merkez
camii karşısındaki Üç Lüleli Çeşmeden (Eski ismiyle Mesut Ağa,
sonradan ismi Abbas’ın Çeşmesi oldu) su içeyim dedim, gözüme bir yazı
ilişti. Yağlı boya ile çeşmenin ayna taşına yazılmış. Aynen şöyle:
“Koli basili vardır. İçilmez”… Hemen elimi çektim… Kumsal Çeşmesine
gittim orada da aynı yazı. İşten geldikten sonra diğer çeşmeleri gezip
baktım hepsinde aynı yazı…
Ne olduğunu anlamaya çalışırken pet şişe satışlarının
hemen her büfede ve dükkânda başladığını gördük. İş anlaşıldı…
Şaşalçılar su satışlarını lehlerine çevirebilmek için bir yol
bulmuşlar ve uygulamaya koymuşlar. Tabii birkaç yıl içinde istedikleri
oldu, halk şaşal suyu içmeye başladı, hala daha devam ediyor, önü de
alınamaz..
Paracılar ne kutsal kitabımızdaki su ile ilgili ayetleri
görüp okudu ve ne de peygamber efendimizin hadislerini dikkate aldı.
Çıkar hastalığı ayetlerin de, hadislerinde önüne geçti.
18. yy dan 1950’i yıllara kadar söylenen bir cümle ile
başlayalım. İstanbul’dan Sarıyer
mesirelerine dinlenmeye gelecek olanlar konu komşuya “Sulara gidelim”
derlerdi. “Sular” denildiğinde de çok önemli memba suları olan Sarıyer
akla gelirdi. 1960’lardan sonra mesireler kapanınca “Sular” sözcüğü
de kayboldu gitti.
Gelin memba sularımız etrafında biraz dolaşalım:
Sarıyer’de Hünkâr Suyu, Kestane Suyu, Çırçır Suyu, Gürcü Suyu, Şifa
Suyu, Fındık Suyu, Altuntaş Suyu, Aralık Suyu, Yerli Su, Vakıf Memba
Suyu, Ayazma Suyu, Kumsal Suyu, Kocataş Suyu; Yenimahalle’de
Fırıldakbahçe Suyu; R. Kavakta Yusuf Ağa Suyu, Garipçe’de Hacı
Süleyman Efendi’nin Suyu, Büyüklimanda Cezayirli Gazi Hasan Paşa Suyu;
R. Feneri’nde Çırpına Suyu; Uskumruköy’de Hasan Efendi Suyu;
Demirciköy’de Nefize Hanım Suyu; Zekeriyaköy’de Soğuk Su, Kirazlı
Bahçe Suyu, Gümüşdere’de Dağdibi Suyu; Bahçeköy’de Kamer Suyu (Tabii
bentler bölgesinde onlarca memba suyu var). Büyükdere’de Ali Bey Suyu,
Fıstık Suyu, Çayırbaşı’nın üst kısımlarında Sultansuyu, Ağa Suyu ve
Bilezikçi Çiftliği içinde onlarca memba suyu; Kefeliköy’de Kefeli
Suyu; Kireçburnu’nda Çakaldere Suyu; Tarabya’da Hayat Suyu; ;
Yeniköy’de Kumsuyu, İstinye’de Kanlıkavak Suyu; Emirgan’da Kanlıkavak
Suyu, İmam Suyu, Boyacıköy’de Kanlıkavak Suyu ve aklıma gelmeyenler
Bu suların büyük bölümü kullanılmaya kullanılmaya akış
özelliklerini kaybettiler. Örneğin; Kefeliköy Suyu, Çakaldere Suyu,
Sarıyer’de Gürcü Suyu, Fındık Suyu, Fıstıksuyu, Şifa Suyu, Altuntaş
Suyu, Kocataş Suyu, Hünkar Suyu ve daha niceleri…
Öylesine acımasızca hareket edildi ki nerede ise halka
memba suyunu içermez oldular. Varsa yoksa şişe suyu… Kaynak memba
suları sorumluları, su yolları üzerine eskisi gibi eğilmediler, emek
vermediler,. Yenileme yoluna gitmediler ve canım suları yok ettiler.
Merkez Sarıyer ve bazı semtler şanslı. Çeşme suyunu yine de
kullanıyorlar. Ama içme suyu olarak değil tabii… Oysa Sarıyer’in üç
suyu Aralık Suyu, Yerli Su ve Ayazma birleştirilerek önce
dinlendiriliyor sonra da çeşmelere akış veriliyor örneğin: Horozoğlu
Çeşmesi, At Çeşmesi, Hastane yanındaki çeşme, Üç Lüleli (Abbas’ın
Çeşmesi), Mermer Çeşme, Tekke Çeşmesi (Hamamın yanında) ve
Yenimahalle’deki Kaptan Gazi Çeşmesine buradan su akışı verilmektedir.
İstinye, Boyacıköy, Emirgan, İstinye çeşmelerinin de memba suyu akışı
vardır.
Çeşmelerin dili vardır. Böyle söyler eskiler. Hani mezar
taşlarının konuştukları söylenir ya, aynen öyle. Sarıyer’in hatta
Boğaziçi’nin en iyi sularından biri olan Kocataş Suyu Çeşmesinin
kitabesindeki yazı suyun hangi tarihte çeşmeden akıtıldığına tarih
düşer. Çünkü şiir ebcet hesabı ile yazılmıştır. Şöyle der:
“Böyle bir abı hayatın koşar insan sesine
Nice malule şifa sundu bu mermer sine
Suya tarihi düşürdüm getirip bin dereden
Nuş eden Hayri dua eyleye Necmeddine”… (Suyun
1946 da halka sunulduğu tarihtir).
Kayıp olduğu bildirilen ve çeşmeler kitabında kayıp olduğu
yazılan bir çeşmeyi Büyükliman Plajında buldum. Merak ettim. Yıllarca
gittiğimiz plaj aklıma geldi, gittim. Bir süre çeşmeyi seyrettim.
Basit bir çeşme, denizle iç içe. Deniz dalgalarının dövdüğü köhne bir
gövde. Bozuk bir muslak, su akışı, yalak taşı yok. Fotoğrafını çektim
birkaç poz. Götürüp Sahaflara okuttum. Şöyle yazıyor:
“Şevkile bir tarih-i mâ tenden çıkardım fikr idüp
İtdi icra bu yeni Tersane de âb-ı lâtif” 1199 (1784)
Bu kitabeden anlıyoruz ki Cezaylırli Gazi Hasan Paşa’nın Kaptan-ı
Derya olarak görev yaptığı tarihlerde Büyüklimanda bir tersane kurmuş.
Burada çalışanların su ihtiyacını karşılamak içinde su bulmuş ve bu
çeşmeyi yaptırmış. Bu suyun membağı 100 metre kadar ileride ormanlık
içerisindeydi. O da zamana yenik düştü. Garibim çeşme ayakta zor
duruyor.
Hayırlı işleri sadece ağalar, hacılar, beyler yapmaz.
İyiliğin yerlisi yabancısı, İslam’ı Hıristiyani olmaz. İşte Yeniköy’de
Hacı Baba Çeşmesinin kitabesi:
“Sahib-ül hayrat vel-hasenat Tınkırzade
Ohannes Efendinin hayratıdır” (1278 –z 1863)
Fazla söze hacet var mı?
Tabi hayır işleri yaparken yaptıklarını öne çıkaranlarda
olmadı değil. Sarıyer’in en eski çeşmesi olan Mesut Ağa Çeşmesi (Cami
karşısındaki) nin kitabesinde:
“Mesut Ağa Çeşmesi cudi 1055 ihya edildi” (1645)
Yazıyor. Aslında çeşme daha öncede vardı. Mesut Ağa çeşmeyi onarıp
ihya etti. Zamanla Fırıncı Abbas tarafından bulunan Aralık Suyu bu
çeşmeye getirilince Abbas Efendi Çeşmenin kitabesini şöyle değiştirdi:
“Halkı kurtarmak için nihayet susuzluktan
Tertemiz güzel sular akıttı şu musluktan.
Yaptırdı sevabına yepyeni bir suyolu
Sarıyer’de fırıncı Abbas Okumuşoğlu”
Tabii bu düpe düz sahiplenmek başka bir şey değil. Mesut Ağa pas geçildi.
Sarıyer suları ile ilgili pek çok yazı ve şiir yazıldı.
Sular denince Sarıyer akla gelir demiştik. Bu konuda Yusuf Mardin
şöyle yazar:
Gittim İstanbul’a gevher sulara
Aktı gönlüm Sarıyer’de sulara
Bir taraftan hem bakıp dil-culara
Gönlüm aktı Sarıyer’de sulara.
Bir başka gün bir başka Sarıyer konusunda buluşuruz. Yeter
ki sağlık olsun, Covid basıp gitsin. Neşemiz yerinde olsun. Herkesin
gönlü hoş olsun.
İbrahim Balcı / Sarıyer Times
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)