Gündem, Azeri havasında devam ediyor, “Atem tutem men seni” bir Azeri ninnisi, türkü çocuklar için yazılmış, biz de çocuk büyütüyoruz tabi..
Yok canım, yeni bir çocuk yok, yolda var ama bu büyümüşte küçülmüş, yeniden büyütmeye çalışıyoruz,
Büyükler nasıl küçülür, atarak ve tutarak, bu yüzden atarken tutulacak kıvamda atmak lazım, elinden kaçırdın mı yandın, karpuz kırılır, çatlar patlar, kimseye hayrı dokunmaz.
Dokunur, çatlayınca kelek mi dümbelek mi olduğunu anlarsın.
Biz de “atem-tütem” anlamı biraz değişik kullanılıyor, “Bu kadar atma kardeşim hepimiz din kardeşiyiz” diyorlar.
Bugünlerde atmalar yüzdeler üzerinde yoğunlaştı. Atıyorsun da kaç atıyorsun!
5 atarım yoktu, şimdi var? çaresi var çünkü, sorun çözüldü!!
% 70 atarım diyorsan orda dur! Daha henüz bunu çözemedik, zamanla bunun da gereğini yapacağız, Yinede adaletli olarak % 45-50 yeter ve fazlasına gerek yoktur.
Nefes almak lazım. Kimse inanmaz ve inanmak zorunda değildir.
Vay kerata, bizim çocuk sıçıyor bak!!
Kerata iki anlamda kullanılıyor, zaman içinde değişti tabi, “ayakkabı çekeceği” bazen de ufak bir çocuk oluyor, eski adamların argosunda “kerata küçük, fırlama çocuk anlamında kullanılırmış”
Ayakkabı çekeceği olmayınca, fırlama çocuklar da etrafta tozu dumana katınca hemen haber oluyor, manşet oluyorsunuz.
Bir eve giriyorsunuz, ayakkabılarınızı çıkarmadan girmişsiniz, biri saygıdan, biri utançtan, kimi ezilmişlik, bazıları tam haber işte, cuk oturdu nidaları yapıyorlar,
Ee haklılar tabi.
Sıçmıcaksın! O zaman kokar. Zapt etmek zordur.
İnsanları kendi bok kokusu rahatsız etmez, ama dışarıda bir bok gördümü, amaaann. Çok iğrenç, çok fena, neler neler..
Sanki onlar hiç sıçmıyorlar..
Sende sıçıyorsun.
Birde bokuna nöbetçi dikiyorsun…
Adamın biri, bir gün kelli felli takımında, Cuma selamlığına gitmiş, oradan camiye girecek, ayakkabılarını çıkarmış, arkasında bir koruma ordusu, bir topuk hareketi ile ayakkabılar fora, aynen, koruma ordusu hemen, altan girmiş ayakkabıları almış, ayakkabıların başında üç kişi, çevrede beş kişi, hem de ayakta, millet Cuma namazında, ayakkabıları bekleyen tam sekiz kişi iyimi…
Keratalar kapıda tabi, ellerinde kocaman Zoom lu makinalar, hemen şak, şak çekivermişler..
Gazetelerde sür manşet.
Ayakkabıları sekiz kişi korudu.
Zaten ne demişler, “bok boku kuburda bulur”, boşuna söylenmiş ata sözleri değildir.
Siz, siz olun, kendi bokunuzdan iğrenmediğiniz gibi, başkasının bokunu da hakir görmeyin.
Kerata bu nerde, ne zaman sıçacağı belli olmaz.
Mustafa Balcı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)