COVID-19’a dair yeni bir çalışma, virüsün Çinli bilim insanlarınca Vuhan’daki bir laboratuvarda üretildiği iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Salgının başlangıç noktası olan Çin’in Vuhan kentindeki bir laboratuvarda 2002-2019 yılları arasında yürütülen araştırmaları analiz eden İngiliz St George’s Üniversitesi’nden onkoloji profesörü Angus Dalgleish ve Norveçli ilaç şirketi Immunor’un başkanı Dr. Birger Sørensen, “virüsün yapısında sadece laboratuvar manipülasyonu ile oluşabilecek benzersiz izler” bulduklarını iddia etti.
Hürriyet’in haberine göre, iki isim tarafından kaleme alınan 22 sayfalık makalede birtakım tespitlere yer verildi.
OBAMA YASAKLAMIŞTI
Makaleye göre, Çinli bilim insanları COVID-19’u virüslerin daha iyi anlaşılması için yürütülen ‘işlev kazandırma’ deneyleri kapsamında yarattı. Virüsün bulaşıcılığının arttırıldığı bu tartışmalı yöntem eski Başkan Barack Obama döneminde ABD’de yasaklanmış, Donald Trump döneminde çalışmalara yeniden başlanmıştı.
Yine makaleye göre, Çinli bilim insanları ‘işlev kazandırma’ kapsamında mağara yarasalarından alınan doğal koronavirüsün yapısı ile oynayarak onu ölümcül ve çok bulaşıcı COVID-19’a dönüştürdü.
İki bilim insanı, doğal bir virüsün zaman içinde geçirdiği mutasyonlar sonucu hastalık yapıcı özelliğini kaybetmesi gerektiğini, ancak COVID-19’da bunun olmadığını savunuyor.
Bu virüsün doğal bir atası olmadığını düşünen iki araştırmacı, salgın başladıktan sonra Çinli bilim insanlarının virüsün doğal evrimleşmiş gibi gözükmesi için gen haritalarının saklandığı veri tabanına geriye dönük bilgi girişleri yaptığını ve bu yolla sanki yıllar içinde ilgili örneklerin doğadan toplanmış gibi gösterilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Çalışmada ayrıca, Vuhan’daki enstitünün kasıtlı olarak verileri imha ettiği ya da değiştirdiğine işaret eden bulgularını paylaşmak isteyen bilim insanlarının ortadan kaybolduğuna işaret edildi.
MAKALE HENÜZ YAYIMLANMADI
Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmacıları dahil pek çok uzman ise virüsün doğal kökenli olduğunu söylüyor. Henüz bilimsel bir yayında kendisine yer bulmayan makalenin Cambridge Üniversitesi’ne ait ‘Quarterly Review of Biophysics Discovery’ adlı dergide yayımlanması bekleniyor. İki bilim insanı, bulgularını daha önce yayımlatmayı denediklerini ancak o dönem önemli bilimsel dergilerin bunu reddettiğini söylüyor.
Öte yandan, gazeteci, yazar Soner Yalçın “Kara Kutu” ve “Saklı Seçilmişler” adlı kitaplarında uluslararası ilaç ve kimya tekellerinin planlarını yazmıştı. Yalçın, kimi ilaç ve kimya devlerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinmişti.
Odatv.com
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)