Hacı Nuri Bey, “Simas’tan Sarıyer‘e” kitabımızda şöyle bahsediyorum; “Kumsal demekle iş bitmiyor. Kahveden sonra Çırçır’lı Topal Emine Hanım’ı selamlamak gerek. Sonra da Doktor Hacı Nuri Bey (Canbakan)
sıraya girer…
Hacı Nuri Bey’in mevcudiyetidir ki; bu sokaktan her
önüne gelmen nara atıp geçemez,
Yüksek sesle konuşmak bile ayıpların
büyüklerindendi. Hekimlerin şeyhi Hacı Nuri Bey rahatsız edilsin
istenmezdi. Hacı Nuri Bey göbeğine kadar uzanan sakalıyla kumsalda
yüzerken, ne olur, ne olmaz, belki kızar dişe denizde kimse kalmazdı!
…Sarıyer’deki mezar taşında “Prof. M. Nuri Canbakan, Şeyhül-e Tıbba
sana rahmet olsun El Fatiha. D. 1850, Ö. 1952″ yazısı okunur. Yani
demek isteriz ki “Ey tıp doktorlarının şeyhi Prof. Dr. Nuri Canbakan
Bey Allah rahmet eylesin…”
Fazla söze gerek yok; Osmanlı Ordusunun
Arabistan seferinde Doktor olarak ordu saflarında olduğunu da
biliyoruz. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Sarıyer Times/ İbrahim Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)