Son Dakika Haberler

SARIYERLİ IST. BARO BASKANI MEHMET REŞİT EFENDİ

SARIYERLİ IST. BARO BASKANI MEHMET REŞİT EFENDİ
Okunma : Yorum Yap

Tophane Kadısı Mehmet Reşit Efendi en eski Sarıyerlilerden biridir denilse yeridir. Aslında Mehmet Reşit Efendi deyip geçilemez zira dev gibi bir adam olarak ismini hukuk tarihine İstanbul’un ilk Türk Baro Başkanı olarak yazdıran kişidir.

İstanbul’un ilk baro başkanı azınlık mensubu hukukçulardan Alexandre Meryem Kouli (1878 -1880) Efendi’dir. İkincisi yine azınlıklardan Rus asıllı Fransuva Rosolato (1880 -1886) Efendi’dir.

İstanbul Baro Başkanlığı sürekli azınlıklardan olacak değil ya! Nihayet aklıselim Osmanlı aydını hukukçular doğru yolu buluyor ve Tophane Kadısı Mehmet Reşit Efendi’yi İstanbul’un ilk Türk ve Müslüman Baro Başkanı seçiyordu.

Tophane Kadısı iken İstanbul Baro Başkanlığına seçilen Mehmet Reşit Efendi Sarıyerli idi. Yakından tanıdığım Nazım Özbay’ın büyük dedesiydi. Baro kayıtlarına göre Mehmet Reşit Efendi 1886 yılında Baro Başkanlığına seçildi. Mehmet Reşit Efendi’den sonra göreve gelen Baro Başkanı Manyasizade Refik Sait Bey’dir. Manyasizade Refik Sait Bey Baro Başkanlığı görevine 1908 yılında seçildiğine göre aradaki 22 yıl süre ile İstanbul Baro Başkanlığı görevini Tophane Kadısı olarak tanınan Sarıyerli Mehmet Reşit Efendi yürütmüştür. Baro tarihinde bu kadar uzun süre ile başkanlık yapan bir başka insan yoktur. Bu durumu itibariyle de bu süre bir rekordur.

Sarıyer’deki Yusuf Ziya Öniş Stadının bulunduğu 27 bin metre karelik büyük alan Mehmet Reşit Efendi’nin varisleri, Özbay ailesinin malı bahçelikti. Bu büyük alan içinde Mehmet Reşit Efendi’nin yaptırdığı ve ismi “Kızılcık Köşkü” olan görkemli bir köşk vardı. Mehmet Reşit Efendi bu köşkü 1885 yılında yaptırmış ve ömrünü burada tamamlamıştır. Bu büyük alan 1969 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne (Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne) satıldı. Satılan bu alan üzerinde futbol sahası yapıldı, bilahare de çok amaçlı kamp tesisleri. Yani, Mehmet Reşit Efendi’nin varisleri çoğaldıkça anlaşmazlık had safhaya vardı ve arazi, içindeki köşkte birlikte satıldı.

Mehmet Reşit Efendi kimdir? Sarıyer tarihinin bu unutulmaz ismi (2008 itibariyle 748 yıllık bir şecereye sahip. Aile büyükleri Miladi 1260 yılında yani 748 yıl önce Suudi Arabistan’ dan Türkiye tarafına göç etmişler. O zaman “Seyit”lerden mi diye sorulsa, şüphesiz “Evet” denir. Gerçekten sordum. Nazım Özbay “Evet” dedi ama ekledi:

“Diyorum ama yine inanmıyorlardı. O zaman şecereyi göstermem gerekiyor. Birkaç kişiye gösterdim o zaman inandılar!” Nazım Beyin doğru söylediğine inanmıştım. Zira “Sizi herkes Arnavut biliyor” dediğim de ise güldü ve anlattı:
“Türkiye’ye gelen dedelerimiz uzun yıllar İstanbul’da kaldıktan sonra Balkanlara gitmiş oradan Arnavutluk’ta kalmaya karar vermiş ve burayı yurt edinerek, yerleşip kalmışlar. Ne zaman kaldıklarının hesabını bilemem ama sonuçta görevli olarak İstanbul’a gelmişler ve Sarıyer’de büyük bir arazi alıp yerleşmişler.”

Anladığımız kadarı ile geliş o geliş ve Sarıyerli olup çıkmış Mehmet Reşit Efendi ile aile efradı.
Mehmet Reşit Efendi’yi babası çok iyi yetiştirdi. En iyi okullarda okutturdu, en iyi hocalardan dersler aldırdı. Genç Mehmet Efendi’nin bütün arzusu çok iyi eğitim almak, iyi bir din adamı olmaktı. Bu yolda çalıştı, çabaladı ve sonunda istediği oldu. Ne var ki din adamı yolunda uğraş verirken, hukuk okumayı da ihmal etmedi ve bu yolda yürümeye başladı. Çok da başarılı olunca devlet katında hizmete talip oldu ve kendisine çeşitli görevler verildi.

Mehmet Reşit Efendi kendisine her verilen görevi en iyi şekilde yaptı. Bilhassa verdiği karalarda yanılgıya düşmüyor, herkesin takdirini kazandığı için devamlı terfi ediyordu. Dirayeti, saygınlığı, tarafsızlığı ve hoşgörüsü ile ilgi çekti ve olgun çağında kadı yapılarak beklediğine kavuştu. Yeni görevi Tophane Kadılığı idi. Bu görevde uzun zaman kaldıktan sonra İstanbul Baro Başkanlığına seçilen ilk Türk ve Müslüman hukukçu oldu.

Tarafsızlığı, olgunluğu, sevecenliği ve yardımseverliği ile herkesin derdine dermen olmak için çırpınıp duran Mehmet Reşit Efendi, işinin dışındaki vakitlerini Sarıyer’deki köşkünde geçiriyordu. Bilhassa yaz ayları onun için özlem dolu aylar oluyor ve yemiş ağaçları ile dolu köşk bahçesinde günlerini çağırdığı dostları ile sohbet ederek değerlendiriyordu. Kışları ise havanın çok soğuduğu zamanlarda Laleli’deki evlerinde kalıyordu.

Mehmet Reşit Efendi 1914 de öldüğünde yerine hukukçu bırakmayı ihmal etmedi. Zira oğlu Mehmet Hilmi Bey’i (1879 -1936) hukuk tahsil ettirmişti. Aileden bir hukukçu göçmüş bir başka hukukçu Av. M. Hilmi Bey yetişmişti.

İbrahim Balcı

Kaynakça: 
-İbrahim Balcı, Simas’tan Saryer’e.
-İbrahim Balcı, Bir Avuç Sarıylerli
-Nazım Özbay, Aile Seçeresi

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)