İdeoloji sözcüğü oldum olası, Türk insanında, bir ürküntü ile karşılanmıştır.
Sanki yaşadığımız düzenin bir ideolojisi yokmuş gibi, kendine aydınım diyen bazı entelektüeller, “benim ideolojim yok, ben özgür düşünürüm” derler.
Kurulu düzenin kısıtlamalarından, yönlendirmelerinden, koşullandırmalarından bağımsız yaşayabilmek kasıtlı bir irade gerektirir.
Kurulu düzenin çıkar mekanizmalarına doğru indikçe, kurulan ilişkilerin, nasıl da tek hedefe yönelik olduğunu görürüz.
Düzenin nasıl işlediğini kavrayan uyanık, aydın veya düzene bağlı partili, kendi hayatını, bu düzen içinde, iyi bir yere konumlandırmak için “çıkar avcılığı” peşinde koşar.
Bu “çıkar avcılığı” kişiyi kuvvetliye doğru yönlendirir. Çıkarlarını hızlı bir şekilde gerçekleştirmenin tek yolunun, güçlüye varmak olduğuna inanır.
Artık bu çıkar avcısının bir ideolojisi olmadığı söylenir ama o başka bir ideolojiye hizmet etmektedir.
Bir de, “gri alan savunucuları” vardır.
Aslında bu “gri alan savunucuları” da düzenin ideolojisini savunmaktadırlar, ama aydın olduklarını size ibraz etmek için, sanki çok geniş görüş açısına sahipler, onun için düzenin ideolojisine sahip değillermiş gibi bir duruş sergilerler.
Siz bakmayın o uyanığa, o da güçlünün ideolojisini örtülü olarak savunuyordur.
Gri alan bir aldatmacadır.
Güçlüye teslim olmuş olanın ideolojisi; artık güçlünün ideolojisidir.
İdeolojisi olmayan insan olamaz.
Böyle bakarsak, sadece öküzün ideolojisi olmadığını söyleyebiliriz.
Asıl derdim, ideolojim yok, çıkarım var diyeni anlatmaktır.
Son 10-15 yıl içinde, şöyle üç tür insan kitlesi oluştu.
Dini bir terbiyeden geçmiş, Allah korkusunu hayatın vicdanıyapmış, yerine göre oldukça dürüst hareket eden, istemese de dini partilere oy veren, ya da verme durumunda olan, bir büyük kitle var.
İkinci bir kitle ise; düzen karşıtı bir ideoloji sahibi, devrimci disiplini namusu olarak kavramış, namuslu bir önderler kitlesi var.
Sıkı durun üçüncü kitleyi tanımlıyorum.
Ne dini, ne Allah-ı var, ne bir ideolojisi var, ne bir devrimci disiplini var, ne bir devrimci namusu var, ne bir insafı var, nede bir namusu var büyük bir kitle…
Üçüncü kitle, yani çıkarından başka hiçbir şey görmeyen, hayvana dönüşmüş hayvanlar…
Öküzün ideolojisi yoktur derken, bunu kast etmiştim.
Gri alan savunucuları genellikle bu guruba dâhildirler.
En tehlikeli insan mahlûkları bunlardır. Yanlış bile olsa bir ideolojik disipline, hakka hukuka saygısı yoktur.
İşin en kötü yanı da, bu kişilerin, toplumun aydınım diyen kesiminde olmasıdır.
Bülent Esinoğlu
9.5.2014, bulentesinoglu@gmail.com
>
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)