Son Dakika Haberler

İstihbaratçılık oynamanın da bedeli var!Bülent ESİNOĞLU

İstihbaratçılık oynamanın da bedeli var!Bülent ESİNOĞLU
Okunma : Yorum Yap


BESuriye’de kirli savaşın başlangıç günleri idi. AKP iktidarı ile Amerika arasında, bir dizi istihbarat antlaşmaları imzalanıyordu.

Anında istihbarat, insansız hava araçları vs.

İçerikleri ve kapsamları belli olmayan bu anlaşmalar, Meclise de uğramamıştı.

Bir de, adından bile doğru dürüst bir anlam çıkartamadığımız İstihbarı Fizyon Anlaşması imzalanmıştı.

Sadece fizyon sözcüğünün anlamından giderek, şu anlamı çıkarmaya çalışmıştık.

Fizyon parçacıkların bir araya gelmesi demek olduğuna göre; bizim istihbaratçılarla CIA’nın elemanları iç içe çalışacakları anlaşılıyordu.

Yani bir CIA ajanı bir de MİT ajanı Suriye’de, birlikte çalışacaklardı.

2011 ve 2012 yılları istihbaratçıların birlikte çalışma yıllarıydı.

El-Kaide’nin El-Nusra’nın, Özgür Suriye Ordusunun, SUK’un, SUKO’nun örgütlenmelerini birlikte sağlamışlardı.

Esad’a karşı kirli bir savaşı da birlikte yönetiyorlardı.

Ne olduysa her şey,2013 yılında oldu.

Rusya, Çin ve İran Suriye konusunda ağır basmaya başladı.

Amerika son zamanlara kadar müdahalede de kararlıydı.

Amerika ve İsrail’in Suriye’ye gönderdiği iki füze düşürülünce, Amerika tüm politikalarını değiştirmek zorunda kaldı.

Amerika manevra yaptı. Zayiat vermeden işi durdurdu.

Suriye’de CIA ile birlikte çalışan istihbaratçılar işlerini bıraktılar mı, bırakmadılar mı bilmiyoruz.

Bu günlerde, istihbarat konusunda, Amerikan basınında garip makaleler çıkıyor.

Çin’den teknolojisi ile birlikte alınacak füzeler konusu ile istihbarat konusu harmanlanarak dünya kamuoyuna servis ediliyor.

Hakan Fidan’ın on MOSAD ajanını İran’a ispiyonladığı yazılıp, çiziliyor.

Türkiye’nin on yıl önce parasını ödeyerek satın aldığı AWACS’lar Amerika tarafından Türkiye’ye teslim ediliyor. (İnşallah yazılımları sağlamdır)

ABD Dışişleri Bakan Sözcüsü, “Türkiye ile terör ve istihbarat konularında birlikte çalışıyoruz” diyor.

Amerika’nın Suriye konusunda siyasetini değiştirmesi, sadece Erdoğan ve Davutoğlu’nu açığa düşürmüyor.

Aynı zamanda, CIA ile birlikte çalışan MİT’i de zor duruma düşürüyor.

Suriye’deki birlikte çalışmalar ne olacak?

Yoksa Suriye’den CIA ajanları çıktı da, MİT ajanları mı Suriye’de kaldılar da, Amerika’nın bazı rahatsızlıkları oluşuyor?

Gerçi sorulacak çok soru var. Ortalık çok karışık.

Evvel ki gün öyle bir olay yaşadık ki, hayrete düşmemek imkânsız.

Türk Ordusu, PYD ve Esad’ın kuvvetleri birlikte El Kaide’nin üzerine ateş açtı.

Elleri ile oluşturdukları örtülü savaşın ordularını şimdi de birlikte mi dağıtacaklar.

AKP iktidarı tükürdüklerini nasıl yalayacak?

Yoksa Amerika bunlara zorla mı yalatacak?

Amerika’dan bu kez de, iktidar sahipleri için de şantaj kasetleri gelecek?

Yandaş medyanın,sahte, anti Amerikancı roller üstlenmeleri nedendir acaba?

Erdoğan Emevi Camiinde namaz kılacağım derken, yoksa Esad ile birlikte mi namaz kılacağım demek istedi de, biz anlamadık?

Bir başka sözünü de hatırlatalım da, söz yerini bulsun.

Erdoğan demişti ki, ya Esad gider, ya da ben giderim.

Sizce hangisi gider?

18.10.2013, bulentesinoglu@gmail.com

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)