Bugün Sarıyerimiz’in Pendikspor ile sezonun ilk maçı için Pendik deplasmanına gittim. Yeni hocamız Ahmet Akcan neredeyse baştan sona yenilenen takımızı ilk defa seyrettim.
Pendik Stadyumu; epeyce yıllarımın geçtiği ve babamın imamlık yaptığı Bahçelievler Şehit Fethi Caddesindeki Muhammediye Camii’ne çok yakın bir yer. Ama Sarıyer; hayatımda en uzun süre yaşadığım yer ve ben bir Sarıyerliyim. Sabahleyin telefon ettim kulüp müdürümüz Şeref Ayer Bey’e, o da sıkı güvenlik önlemleri nedeniyle ismimi esame listesine yazmadıysa da eksik olmasın gelip beni içeri aldı Mehmet’le beraber. Sınıf arkadaşım müdür Ahmet Kara da Pendikspor taraftarı olarak geldi maça. Kendisi Pendikspor yönetimiyle de tanışıyor. Pendikspor başkanı bizim Marmara İlahiyat’tan mezun. Stadın müdürü aynı zamanda Pendikspor’un alt yapı sorumlusu Tonya’lı kardeşim de her halükarda şeref tribününden bize yer ayırmıştı.
Stadyuma girdiğimde İstiklal Marşı başlamıştı, onu dinledik. Yerimize oturduk. Her halimizle Pendik’ten daha klas takım olduğumuz belli idi. Kaleci Ali, stoper Özgür sakatlıkları sebebiyle tribündeydiler. Bunlar önemli eksiklikler tabi. Maça kalede Kubilay, geri dörtlüde Bahri Can, Hikmet, Şahin, Hüsnü ile, onların önünde Adem ve İsmail’le çift ön liberolu olarak, onların önünde de; Murat, Bertul, Alim Harlak üçlüsü ve gol bölgesinde de Yaser’le 4, 2, 3, 1 klasik dizilişle başladık. Pendik seyirci ve saha avantajı ile maça baskılı başladı.
Biz, yirminci dakikadan sonra ancak oyunda dengeyi kurduk. Ama devre hiç pozisyon yakalamadan berabere bitti. Moral bozmamak için isim vermek istemiyorum. Daha sene başı olması sebebiyle normal kabul edilebilir ama kendilerinden çok şey beklenen bu kardeşlerim de bir an önce form tutacaklardır diye bekliyoruz. Ama kaleci Kubilay, sağ kanat Murat ve yorulana kadar ön libero İsmail harika oynadılar. Kaptanımız Adem ikinci devre gol yememize sebep olacak hatası dışında iyiydi. Bir de kalecimizin sakat olduğu ve tedavi gördüğü esnada bizim oyuncu değişikliğimizi bekletmesi, tecrübesinin eseriydi.
İkinci devre Bertul’un yerine İlter sahaya girince oyunu rakip alana yıktık. Yorulan İsmail’in yerine ortaya Ozan da eklenince mücadele eden takım olduk. Çok formsuz olan Alim’in yerine giren Doğukan’ın ilk ortasını Yaser kaleciye nişanladı, ikinci ortasını ise gol yaptı. Dakika da seksen dokuzdu. Uzatmalarda Pendik baskılı oynasa da maçı almıştık. Stoperlerimiz de henüz erken ama fena kumaş değiller gibi. Umarım yanılmam. Herkesin on sene önce ‘büyük bir yıldız doğdu’ dediği Barış Memiş’in yedek kalması için; demek ki ‘hazır değil’ yorumu yapıldı.
Öyle ki, eski arkadaşı Kasımpaşalı Yusuf Erdoğan da belli ki; onu seyretmeye gelmiş. Deniyor ki alternatif santrfor var ama henüz hazır değil. Yaser kardeşimiz iyi, ve bugün kalitesine yakışır bir de gol attı ama bunun sakat ve cezalı halleri var. Mutlaka onu yedekleyecek bir santrfor daha alınmalı. Yani geçen yılki hataya düşmeyelim. Bir de 4, 4, 2 düzeninde iç sahada ya da gole ihtiyacımız olduğu anlarda oynayıp Murat’ı sağ kanattan gol bölgesine alamaz mıyız? Bu durumda hem daha fazla pozisyon üretir ve daha çok gol atarız. Seyircimizin ilgisi, maç boyu desteği ve maç sonu sevgisi güzeldi. Sarıyer’in ağır topları da desteğini esirgemedi. Bayramali Koçoğlu, Hasan Altay hocayla, Savaş Yıldırım ve hemşehrimle, Köksal hocayla, Arif Odabaşıyla merhabalaştık, Cengiz Tabakla da selamlaştık. Erdoğan Aslan Ağabeyimle de sarmaş dolaş olduk. Galibiyet çok güzel, ama gevşemek olmamalı. Daha sezon başı, ağır çalışma temposundan kaynaklanan yorgunluklar olabilir, bu sebeple de tam hazır olmayabiliriz. Bunlar; kabul edilir durunlar. Takımda kondisyon sorunu yani eksikliği hissettim.
Bir futbolcu işi olan ve hatırı sayılır para kazandığı bir işte altmışıncı dakikada ‘yoruldum’ diyemez. Ben yirmi kilometre koşuyorum bu yaşta. Bir futbolcu artık maç içerisinde on beş kilometre koşabilmeli. Günümüz antreman teknikleri ve futbolcuların genetik yapılarına göre yapılacak çalışmalarla mutlaka bu sorun halledilmelidir. Ama Ahmet Akcan Hoca ve ekibi bu işin uzmanı, kendilerinden bu konuda da ümitliyiz. Kalecimiz Kubilay; öne geçtikten sonra net bir pozisyon çıkardı ve kutluyorum kendisini. Umarım bu galibiyetle iki ay idare etmeyiz. Kısacası galip gelmek güzel. Maçın sonunda sınıf arkadaşım Ahmet Kara, her ne kadar kendilerini mağlup etsek de bana Karadeniz pidesi ikram etti. Moralim yerinde olunca afiyetle yedim tabi ve bu moralle Sarıyer’e döndüm. Tebrikler; ama bu sezon ki bitiş geçen sene gibi olmasın ve şampiyon olalım artık. Tebrikler..
Dr.Ahmet Bekaroğlu
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)