Sarıyer’in ve Rumeli Kavağı’nın sevilen insanı Dr. Ahmet Bekaroğlu, Simashaber.com sitesi köşe yazısında, Sarıyer tarihi yazarı, Balcı sülalesinin yaşayan en büyüğü babamız İbrahim Balcı’yı hissi duygularla ve güzel anılarla kaleme aldı.
Dr. Ahmet Bekaroğlu’nun “Sarıyer’in Baş Öğretmeni” makalesi…
Nerede bir fakir’e yardım edilecek, nerede bir öğrenciye burs lâzım,
hemen işe o koyulur. Avcılar eski belediye başkanı Tahsin Salihoğlu,
onun için ‘kendi akrabaları için bir şey istemez, hiç tanımadığı fakir
ve öğrencilere yardım için çırpınır durur, caminin eksikleri olduğunda
uykuları kaçar ve yerinde duramaz’ derdi.
Sarıyer’e geldiğimden itibaren Sarıyerspor’un maçlarına gitmeye
başlamıştım. Yıllar oldu, ekürü merhum Suat Uysallar ve ismini şu anda
hatırlayamadığım merhum ve Yalova’da ikamet eden diğer arkadaşıyla bir
cuma namazına gelmiş ve sohbetimi dinlemişlerdi. Namazdan sonra baktım
ki elindeki yarım düzine kitabını bana takdim etti. Kendisi
Rumelihiisar’dan Kısırkaya’ya kadar Sarıyer Tarihi ve Sarıyer Spor
Kulübünün adeta kendisi olan bir şahsiyettir. Dediğim gibi yüz yüze
ilk görüşmemizde kitaplarını bana takdim etmişti ve ben de büyük bir
iştiyakla okumuştum. Sarıyer ile ilgili bilmediklerimi ve yeni çok
şeyi kitaplarından ve kendisinden öğrendim. Diyebilirim ki kendisi
Sarıyer Spor Kulübü’nün Allah uzun ömürler versin hayattaki yegane
efsanesidir. Bu ilk görüşmeden sonra sohbetimiz giderek yoğunlaştı,
gerek Sarıyer Spor Kulübü’nün kafeteryasında, gerekse bir çay kahve
ortamında ve gerekse telefonla sık sık görüşmelerimizde sohbetlerimiz
giderek koyulaştı. Bu şekilde devam eden sohbetlerimizde spor, din,
bilim ve tarih gibi konulara yer veririz. Kendisi Sarıyer’in
Başöğretmenidir dedim, çünkü üniversite lisans dönemlerinde, yüksek
lisans ve doktora aşamalarında Sarıyer ile ilgili çalışma yapan
öğrenciler; soluğu onun yanında alırlar. Öyle ki Sarıyer Spor
Kulübümüzün Kafeteryası bir lise sınıfı ve bir üniversite anfisine
dönüşür. Öğrenciler, bitirme tezlerinde ona danışır, pür dikkat
ağzından çıkacak sözleri kayda alırlar. Sarıyer’le ve Sarıyer sporumuzla
ilgili ulusal yazılı ve görsel basının bir çalışması olduğunda mutlaka
ona müracaat edilir, çekimler onunla yapılır. Öyle ki spordan
edebiyata, tarihten diğer alanlara dair yirmi beş civarında basılmış
eseri ve ona yakın basılma hazır esere sahip.
Kendisiyle Selanik seyahati ve Doğu Karadeniz turu yaptık. Covid 19
engel olduğunun dışındaki zamanlarda Sarıyer Spor Kulübü’nün maçları
ayrıca buluşma alanımızdır. Ellili yıllarda Sarıyerspor kulübü
kongresinde on altı yaşında iken ilk konuşmasını yaptı, 20 li yaşlarda
yöneticisi oldu, otuz yıla yakın kulübümüzün Genel Sekreterliğini,
benim de yönetici olduğum zamanda bir dönem Sarıyerspor Kulüp
Başkanlığı, uzun süre Divan aşkanlığını yaptı. Bunun yanında Sarıyer
Spor Kulübü’nün arşivini günümüze kadar tutmuş olması gerçekten hemen
hemen başka bir kulüpte yaşanmamış bir olay.
Kendisi ile Sarıyer’de tanıştığımda bana hemen bizim Marmara
ilahiyatın şimdi merhum olan eski hocalarımızdan Emin Işık’ı sormuştu.
Oysaki maçlara gider gibi her cuma günü Gayrettepedeki Nimet Abla
Camideki Emin Işık Hoca’nın vaazlarına gidiyorlarmış. Sonra da Prof.
Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ü bana sormuştu. Bugün öğreniyorum ki, kendisine
mektup yazarak ‘Kur’an’ın neden güne konuşturulmadığı?’ konusunda dert
edindiğini gündeme getirmiş ve hocamız da ona cevap vermiş. Ayrıca
Sarıyerspor kulübünde hizmet eden sporcu ve yöneticilere de
kulübümüzden ayrılmalarından sonra kendilerine mektup yazarak
gönüllerini almış ve onların kulübümüze aidiyet duygularını daha sıkı
ve sıcak tutmak konusunda çalışmalar yapmış.
Sarıyer güzergâhındaki liselerimiz kendisini çok konferansa çağırdı ki
bu konferanslara giderken nezaket göstererek ille de benim de gelmemi
de istemiştir. Konferanslara gitmeden önce de yine teveccüh ederek
‘neler konuşacağını?’ zaman zaman müzakere etme nezaketini de
gösterdi. Bir defasında Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesinde kendisi ve
Avcılar eski Belediye Başkanı Tahsin Salihoğlu Bey’le beraber
katıldığımız ‘Değerler Eğitimi’ konulu bir panelimiz olmuştu. Yazdığı
eserler konusunda ‘konunun uzmanları ile “bu eseri bir okur musun?”
dediğine’ de zaman zaman tanık oldum. O’nun basmak istemediği bir
eseri vardı, bana göre alanında ve kendi türünde tek olan ‘Bir
milletin Uyanışı Kendi Dilinden Atatürk Destanı’ isimli kitabı ki onu
hayattayken basması konusunda kendisine çok baskı uyguladım ve eksik
olmasın eseri yayın hayatına kazandırdı eser meydana çıktı.
Bir Facebook yazısı ile kendisini anlatmak mümkün değil, bu konuda
ansiklopedi bile yazılır. Sarıyer Profesyonel Futbolcularının
Rumelikavak İskele Balık Lokantası’ndaki yemeğinde eski genel
kaptanımız Eyüp Odabaşı Ağabey bana, ‘bu Balcı’dan uzak dur, seni bu
kulüp işlerine bulaştırır, benden söylemesi..’ demişti. Sarıyer
Edebiyat Günleri’nin vazgeçilmez yazar ve jüri üyesi, Sarıyer Merkez
yeni Cami Dernek Başkanı, Türkiye Futbol Antrenörleri üyesidir.
Sarıyer Gazetesi’nin kompozisyon yarışmasında ısrarla beni ‘almazsanız
gelmem’ diyerek jüriye aldırmıştı.
En çok zevk aldığım an da; Sarıyer’den yürüyerek Büyükdere’deki
Pileki’ye ve Zekeriyaköy Kirazlıbahçe’de ve Rumelikavak’taki çay
sohbetine giďişlerimizdir. Sarıyer Belediyesinin hazırladığı ‘Sarıyer
Belgeseli’nde de ısrarla konuşma yapmamı istemesi de unutamayacağım
bir anıdır. Çok önemli bir paşamız bir defasında bana, ‘onun çalışma,
okuma ve kitap yazma aşkına hayranım’ demişti.
Herkes ondan öğreniyor Sarıyerimiz ve Sarıyersporumuz’u. Bunun için
ben de O’na Sarıyer’in Başöğretmeni’ diyorum. Kim bu? demene gerek yok
herhalde, mutlaka anladınız, bizim İbrahim Ağabey, Sarıyer’deki yakın
dostlarının çoğu defa ‘Balcı’ diye hitap ettikleri, İbrahim Balcı
Beyefendi. Sağlık ve afiyetler diliyorum kendisine. Sürç-i Lisanım; af
ola..
Dr.Ahmet Bekaroğlu
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)