Türkiye’nin 2008’den beri büyüyemeyen, orta gelir tuzağına düşmüş, kişi basına milli geliri 8000-10.000 dolar aralığına sıkışmış, ihracata dönük, yüksek teknolojiyi sanayiyi geliştiremeyen bir ülke durumuna geldiği, daha çok yurt dışından aldığı borç ile idare eden bir ekonomik anlayışın yürütüldüğü ve baskıcı bir anlayış ile yönetildiği tespitini ortaya koyan Zeybek, sözlerini şöyle sürdürdü;
2016’dan beri de milli gelirimiz azalmaya başladı. Bu dönem içinde aynı zamanda demokrasi liginde de alt lige düştük. 100 yıllık Cumhuriyete sahip ülkemiz artık ne yazık ki yarı otokratik, yarı totaliter devletler sıralamasının içinde yer alıyor. Burada önemli olan şu; özgürlük, eşitlik, hukuk ve ekonomik büyüme birbiriyle ilintilidir. Bunların her hangi birisinden vazgeçtiğinizde hepsini kaybedersiniz, gelişemeyen, bir arpa boyu yol katedemeyen bir ülke haline gelirsiniz. Ne yazık ki bugün geldiğimiz nokta bize bunu açıkça göstermektedir.
İKTİDARIN VATANDAŞINA KARŞILIKSIZ OLARAK YAPTIĞI TEK YARDIM 5 MİLYON KİŞİYE VERDİĞİ 1000’ER TL’DİR
Mart’ın ortasında pandemi süreci başladı. 2 aydan fazla zaman geçti. Halk’a 11 Milyar TL ödendi. 6 Milyarı yardım, 5 Milyar TL’si de kısa çalışma ödeneği olarak yapıldı ki bu kaynak işçilerin kendi birikimleri olan işsizlik fonundan ödendi. Yani; iktidarın vatandaşına karşılıksız olarak verdiği tek yardım 5 Milyon kişiye verdiği 1000’er TL’dir. Bugün nakitini bitirmiş, merkez bankasındaki kara gün akçesini yurtdışındaki tefecilere faiz ödemesi olarak aktaran bir iktidarın yarattığı yoksunluk içerisinde bu salgın ile savaşmaya çalışıyoruz.
MART VE NİSAN AYLARINDA SAĞLIK BAKANLIĞININ AÇIKLADIĞI VERİLER TAMAMİYLE GERÇEĞE AYKIRI
İstanbul’da bulaşıcı hastalık sebebiyle yaşamını kaybeden vatandaşların sayılarının özellikle Nisan ayında açıklanan sayılardan çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Elimizde günlük raporlar var.
İYİ Kİ TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ’NİN DEMOKRAT, YURTSEVER SAĞLIKÇILARI VAR
Salgın sürecinin iyi yönetilmediğine vurgu yapan Zeybek “Mart ayında 15 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilseydi, sınırlarımızı daha erken kapatabilseydik biz bu sıkıntılı süreci çok daha hızlı atlatabilirdik” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü;
Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu kriz beraberinde gösterdi ki; iyi ki Türk Tabipler Birliği’nin demokrat, yurtsever, Atatürkçü sağlıkçıları var. Onlar özel hastanelerin kapılarını kapattığı dönemde kamucu anlayış ile devlet hastanelerinde büyük mücadele verdiler. Tüm sağlık çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.
İKTİDARA ÖNERİM; ELİNİZİ CHP’Lİ BELEDİYELERİN ÜZERİNDEN ÇEKİN, TÜRKİYE KAZANSIN
İktidar belediyeleri engellemeye çalışmıyor, direkt olarak engelliyor.
Yerel yönetimlerin en önemli gelirleri İller Bankasından gelen belediye payları, inşaat ve ruhsat gelirlerinden elde edilen harçlar, iskan harçları, işyeri açma-kapama-tabela vergileri ve işyerlerinin ödediği çevre temizlik vergileri. Bu gelirler düşecek. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde kim nasıl ödeyecek vergisini? Dükkanını açamayan iş yeri sahipleri hangi kazancıyla vergisini ödeyecek? Bu durum bize açıkça gösteriyor ki; Belediyelerimizin gelirleri önümüzdeki süreçte bir hayli düşecek ama şeffaf, toplumun gıda ve temizlik gibi temel ihtiyaçlarını önceliğine alan CHP’li yerel yönetimlerimiz olağanüstü bir gayret içinde.
KANIMIZI TESLİM ETTİĞİMİZ KIZILAY BÜNYESİNDE BİLE YOLSUZLUK YAPAN İKTİDARA YURTTAŞLARIMIZ GÜVENMİYOR
Türk toplumu; özündeki yardımsever, merhametli ve dayanışma gücü yüksek ruhunu bu zor zamanda ortaya koymuştur. Görüyoruz ki; yardımsever vatandaşların çoğu, yardımlarını CHP’li belediyeler üzerinden yapmak istemektedirler. Kanımızı teslim ettiğimiz Kızılay’da bile yolsuzluk yapan, bağış adı altında Kızılay’ın milyarlarca lirasını yandaş Ensar, Türgev, Tügva gibi vakıflara aktarmış olan iktidara yurttaşlarımız güvenmiyor.
İktidara önerim şu; 83 milyon vatandaşımızın temel ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyorsanız, elinizi CHP’li Belediyelerin üzerinden çekin, CHP’li yerel yönetimler özgürce bu hizmetleri gerçekleştirsinler ve Türkiye kazansın. Kaprislerinizi, dayatmalarınızı, yarattığınız baskı ve şiddet ortamını, aktroller üzerinden algı yaratma çabanızı sonlandırın işimize odaklanalım ve halk kazansın.
İKTİDAR; TOPLUMUN GERÇEKLERİ ÖĞRENMESİNDEN KORKTUĞU İÇİN TBMM’Yİ AÇMIYOR, ÇALIŞTIRMIYOR
AVM’ler açık, hastanelerde sağlıkçılar çalışıyor, bankalar çalışıyor, marketler çalışıyor, hemen hemen herkes işinin başında ama TBMM kapalı. Acilen bazı yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
2020 bütçesinin uygulanma şansı kalmadı. 2020 bütçe hedeflerinin değiştirilmesi gerekmektedir. Sosyal yardım adı altında ihtiyaç sahiplerine desteklerin ve güvencelerin sağlanması için 2020 bütçesinin ailen revizyona girmesi gerekmektedir.
Bakın; 2020 yılı bütçemiz 1 Trilyon 90 Milyar TL. 4 ay içinde bu bütçenin 668 Milyar TL’si harcandı. Yani %50’den fazlası 4 ay içinde harcanmış. Kalan 8 ay içinde vergi gelirlerinin azalacağını, üretimden kaynaklanan, ithalattan kaynaklanan, akaryakıt tüketiminden kaynaklanan kamu gelirlerinin azalacağını, kamu harcamalarının ise sosyal yardımlar nedeniyle artacağını düşündüğümüzde bu bütçenin gerçekleşme şansı yok. Bu konunun konuşulması gereken yer TBMM. Ama iktidar gerçeklerin toplumun gerçekleri öğrenmesinden korktuğu için TBMM’yi açmıyor, çalıştırmıyor.
83 MİLYON T.C. VATANDAŞI İÇERİSİNDE SADECE YANDAŞ 100.000 KİŞİ BU SALGIN SÜRECİNDE ZENGİNLEŞTİ
83 milyon olarak salgın sürecinde biraz daha fakirleştik. Ülkece ekonomik anlamda geri gittik. Bu noktada geri gitmeyen, yoksullaşmayan, zenginliğine zenginlik katan 100.000 kişi var ki bunlar AKP’ye yakın rantiyeciler.
Yap-İşlet-Devlet ya da kamu özel işbirliği ile hayata geçen hasta garantili, geçiş garantili işleri yapan bir avuç rantiyecinin döviz cinsinden 25 yıl geri ödemeli kontratları sayesinde kamu ciddi zarara uğramıştır. Dolar 3 TL iken imzalanan İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Şehir Hastaneleri ve bunun gibi kontratlar doların bugün 7 TL seviyelerinde olduğunu düşünürsek halkın sırtına ağır yük olarak binerken, yandaşın yüzünü bir hayli güldürmüştür. Kim bu kontratlarla zenginleşenler? Cengiz İnşaat zenginleşti, Kolin zenginleşti, Limak zenginleşti… İktidar ve iktidarın çevresindekiler zenginleşti.
83 MİLYON YOKSULLUKLA, YOKSUNLUKLA UĞRAŞIRKEN SEN KİME SORDUN DA BENİM İNSANIMIN ÖDEDİĞİ VERGİLERLE SAĞLIK TURİZMİNE YÖNELİK BÖYLE BİR YATIRIM YAPIYORSUN?
Biz, sahra hastanesi için Atatürk Havalimanının artık kullanılmayan ancak altyapısı hazır, metro ile ulaşılabilen, hatta otel dahi bulunan terminal binalarını önermemize rağmen Atatürk Havalimanının milyon dolarlık pistlerini yerle bir ederek Rönesans Grup’a Sahra Hastanesi yaptırdılar. Bu da yetmezmiş gibi Partili Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor “Biz bu hastaneyi Türklere değil, yurtdışından gelecek hastalara sağlık turizmi için kullanacağız” diyor.
Sen kime sordun da benim insanımın ödediği vergilerle böyle bir yatırım yapıyorsun? 83 Milyonun öncelikleri başka.
“AKP – MHP – BBP – VATAN PARTİSİ VE MAFYANIN OLUŞTURDUĞU İTTİFAKI İLK SEÇİMDE YERLE BİR EDECEĞİZ”
Türkiye’de erken seçime gidilebilmesi için 2 yol var;
1- Parlamento’nun 3’te 2 çoğunlukla toplanıp erken seçim kararı alması gerekir. 3’te 2’lik çoğunluğa sahip olabilmesi için AKP ve MHP’nin dışında 3.bir partinin desteğine ihtiyaç var. Bu seçenek kesinlikle ihtimal dahilinde değil.
2- Diğer bir seçenek de Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanlığı seçimini yenilemesi ve TBMM’yi feshetmesidir.
Bu ihtimali öngörüyor muyum?
İster erken seçim, ister zamanında. Bu iktidar gidici. Bu iktidar gidici olduğu için erken seçimle erken gitmek yerine, süreci sonuna kadar devam ettirip ABD ile ilişkileri yeniden kurmaya çalışarak toparlanma isteği içerisinde olacaktır diye düşünüyorum.
İLK KEZ BİR YEREL SEÇİME MHP İŞBİRLİĞİ OLMADAN GİRDİK VE 11 BÜYÜKŞEHİR KAZANDIK. MHP, İKTİDAR PARTİSİNE HELALİ HOŞ OLSUN
2002’de AKP’nin kuruluşundan sonraki pek çok seçimde MHP ile ortak hareket de ettik, ortak aday da çıkardık, özellikle yerel seçimlerde AKP’ye karşı işbirliğini Anadolu’nun pek çok şehrinde hayata geçirdik. Ama ilk kez bir yerel seçime 2019 yılında MHP işbirliği olmadan girdik ve 11 Büyükşehir’i kazandık. İlk kez Vatan Partisi bizi desteklemediğini açıkladı ve biz %50’nin üzerinde oylar aldık. MHP, Vatan Partisi, BBP iktidar partisine helali hoş olsun.
Biz; demokratik parlamenter rejimden yana olan, hukukun üstünlüğünü savunan ve düşünce özgürlüğünü her şeyin üzerinde tuttuğunu ifade eden bütün siyasal düşüncelerle bu baskıcı, tek adam rejiminden kurtulmak için iş birliği yapabiliriz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)