Son Dakika Haberler

EKRANLARIN ADAMI PROF. DR. MİTHAT BAYDUR

EKRANLARIN ADAMI  PROF. DR. MİTHAT BAYDUR
Okunma : Yorum Yap

Sarıyerli olsun da dikkat çekmesin! Olur mu? Tabii ki
olmaz. Çünkü Sarıyer ve Sarıyerli olmak bir ayrıcalıktır. Böyle
söylendi, böyle öğretildi bize. Biz de böyle kabul ettik.

Bu kabulledir ki, son birkaç yılın  “EKRAN ADAMI” Mithat
Baydur’u konu aldım. Mithat Baydur kimdir? Önce tanımak gerekir diye
düşünüyorum. Mithat Baydur İstanbul 1957 doğumludur. Sarıyerlidir.
Sarıyer’in taşında, toprağında, kaldırım taşında, asfaltında
ayaklarının izleri, denizinde attığı kulaçların parmak dokunuşları
vardır. Çok iyi bir Sarıyer Spor Kulübü taraftarı ve üyesidir, yine
aynı şekilde Fenerbahçe taraftarıdır. Sarıyerliler ile iç içedir.
Balıkçı ile koy kola,. Manavla el ele, emekli ile sarmaş dolaş, sporcu
ile sporcudur. Merhabası fazlaca, selamı boldur. Küskünlüğü var
denilemez çünkü hoşgörülüdür. Ömrünü okuyama adamış, bilgi hazinesi
anormal doludur. Eşi hanımefendi de öğretmendir. Böyle olunca elbette
ki kitaplar, kitaplıklar onların vazgeçilmezidir ve bilgi hazineleri
taşar durur. İki kız çocuğu var ikisi de üniversite okumuş,
kendilerini yetiştirmişlerdir.

Mithat Baydur Sarıyer ilköğretim ve ortaöğretimi Sarıyer
Pertevniyal okulunda tamamladı. Kuleli Askeri Lisesinde okuduktan
sonra ODTÜ Sosyoloji Bölümüne devam etti ve buradan mezun oldu.
Okumanın sonu yok ki, devam etti okumaya ve Boğaziçi Üniversitesi
Felsefe Fakültesinde Yüksek Lisans yaptı. Devam dedi yine ve yine bu
üniversitede doktorasını yaptı. 1996 da doçent ve 2003 de profesör
unvanını aldı. Değişik üniversitelerde öğretim üyesi ve yönetici
olarak görev aldı. Abant İzzet Baykal Üniversitesi Uluslararası
İlişkiler Bölüm Bakanlığı; Beykent Üniversitesinde Bölüm Başkanlığı ve
Üsküdar Üniversitesinde Uluslar arası İlişkiler Bölüm Başkanlığı
görevini devam ettirmektedir.

Mithat Baydur Boğaziçi Üniversitesi, Marmara Üniversitesi
Avrupa Topluluğu Enstitüsünde çeşitli teori ve siyaset dersleri verdi.
1999-2000 yıllarında Başbakan Bülent Ecevit’in danışmanlığını yaptı.

Sadece üniversitede ders vererek öğrenci yetiştirmesinin
dışında yazarlığı ile de dikkat çekti.  Örneğin; Siyasi Tarihimizden
Kesitler, Kutsal Topraklarda Casuslar Savaşı, Küresel Dünyada
Milliyetçilik, İlm-i Siyaset ve Dış Politika yazıları, Kemalizm ve
Değişen Paradigma kitapları yayımlandı.

Halen Üsküdar Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev
yapan Mithat Baydur, son birkaç yılın aranan bilim adamlarından
biridir. Hemen her hafta bir iki gün değişik televizyon kanallarında
tartışma programları için davet alıyor ve bu davetlere icabet ederek,
halkın belirli konularda aydınlanmasına yardımcı olmaya devam ediyor:
Örneğin, CNN, NTV, Star, Haber Türk, Show, Kanal D, Halk Tv, Fox, TRT
gibi büyük izlenme potansiyeli olan televizyonların aranılan ismi
olarak haklı bir şöhretin sahibi olmayı bildi.

Yıllar önce bir makalemde “Küçük tonajlı televizyonlarda
tartışma programlarına çıkıyor” diye yazmış. Bana “Sıra büyük
televizyon kanallarına da gelecek” demişti. Memnun olmuştum. İşte son
iki yıl içinde bu isteği anormal şekilde yerine geldi ve aranılan adam
olmayı bildi.

“Günboyu Sarıyer’de Dolaşmak” kitabımda kendisinden şöyle
bahsetmiştim: “Başlamışken bazı kişileri tadat etmeye Sarıyer’in genç
Profesörü, Prof. Dr. Mithat Baydur’dan da bahsetmek isterim. Sarıyer
çocuğu Mithat Baydur, dedesinden gelen okumuşluğu devam ettiriyor.
Atatürk’ün ünlü maarif vekili Dr. Reşit Galip Bey dedesidir Mithat
Baydur’un. O dedesinin şöhreti ile değil, kendi başarısı ile öğünmek
ister şüphesiz.”

O halde Dr. Reşit Galip’ten söz etmek gerekir. Atatürk’ün
yakın dostları arasındadır. Ödün vermezliği ile tanınır. Hatta öyle
bir an gelir ki Atatürk’le tartışır. Dolmabahçe Sarayında Atatürk bir
yemek verir. Reşit Galip bey’de davetlidir. Siyasi olaylar üzerinde
konuşulur. Dr. Reşit Galip Söz alarak Milli Eğitim Bakanını ağır
şekilde eleştirir ve gericilikle suçlar. Atatürk Bakanının
eleştirilmesinden hoşlanmaz ve Reşit Galip’e “Yoruldunuz, biraz
buyurun istirahat ediniz” diyerek kibarca sofradan ayrılmasını ister.
Dr, Reşit Galip pes demez ve “Burası sizin değil, milletin sofrasıdır.
Milletin işlerini görüşüyoruz. Burada oturmak sizin kadar benimde
hakkındır” der. Ortalık buz keser, Atatürk “Öyleyse biz kalkalım” der
ve herkes gider Reşit Galip orada kalır. Sabaha kadar pencere
kenarında oturur. Atatürk uyandığında genel sekreterine Dr. R eşit
Galip Beyi sorar “Sabaha kadar bekledi. Mahcubiyetini size iletmemizi
söyledi. Ankara’ya gidecek kadar borç para istedi, 25 lira verdik”
dedi. Atatürk üzülür “Ankara’ya gidecek adama 25 liramı verilir. Bari
benim hesabımdan birkaç yüz lira verseydiniz. Cebinde beş parası yok
ama karakterinden hiç taviz vermiyor. Parası yok ama cesareti var”
der. Aradan çok geçmez 1932 yılında ve 39 yaşındaki Dr. Reşit Galip
Beyi Milli Eğitim Bakanı olarak atar…

Dedesine çekmiş desem Yanılmam. Çünkü bildiklerini,
görüşünü sonuna kadar en iyi şekilde savunmayı kendine phrensip
edinmiş olan Mithat Baydur; konuşmalarında konuya hâkimiyeti, hitabet
gücü, kelime seçmedeki mahareti ve olayları sarmaşık gibi birbirine
sarmadan analiz ederek dinleyicileri etkilemesi ile haklı olarak
önemli bir vizyona sahiptir. Gıpta ile izlenir. Yani benimsediği
konuları üzerinde konuşurken, fikirlerini açık ve anlaşılır şekilde
izah etmekten çekinmez, hak bildiğini söyler ve bu haliyle de
televizyon ekranlarının aranılan adamı olmayı bilir.

Alanında başarıyı yakalayan ve devam ettiren bir bilim
adamı olarak Sarıyerli Mithat Baydur’u kutlamak isterim.

İbrahim Balcı

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)