Son Dakika Haberler

SARIYER’İN ŞAMPİYONLUKLARI

SARIYER’İN ŞAMPİYONLUKLARI
Okunma : Yorum Yap


Bir kulübün büyüklüğü; tarihi, tesisleri, katıldığı spor
dalları, yetiştirdiği milli ve başarılı sporcuları ve aldığı klasman
dereceleri ile ölçülür.

Sarıyer Spor Kulübümüzün bu ölçüler dikkate alındığında
başarılı kulüpler arasında olduğu görülür. Seksen yıla yaklaşan yaşı,
tesisleri, katıldığı spor dalları, yetiştirdiği sayısız başarılı
sporcu, milli takıma gönderdiği sporcuları ve aldığı klasman
dereceleri ile dikkat çeken Sarıyer Spor kulübü bu başarıları elde
ederken öncelikle özyönetim ve bünyesinden yetiştirdiği sporcuları ile
başarılarını elde etti.

Sarıyer Spor Kulübü sportif faaliyete futbol ile çıktı.
1949 de eltopu şubesini de faaliyete geçirdi. 1952/53 de basketbol ile
voleybol dalları faaliyete geçirildi. 1967 de Bisiklet şubesi açıldı.
Sonralarında Atletizm, masa tenisi, boks, hatta tekvando şubeleri
aktif hale getirildi.

Kulüplerin büyüklüklerinin önemli ayağıdır spor şubeleri…
Sarıyer’in 1949/50 sezonunda Eltopu (Hentbol) dalında İstanbul
İkinciliği gibi büyük başarısı var. Futbolda ise amatörlük döneminde
(1943/44 ve 1944/45 sezonlarında) iki kez Boğaziçi Grubu şampiyonu
oldu…     Tabii şampiyonluklar diğer şubelerde de elde edildi…

Sarıyer 1956 yılında profesyonelliği kabul etti.
Profesyonelliği kabul etmesi ile de ismi tüm Türkiye genelinde tanındı
ve sevilen, izlenilen ve taraftar bulan kulüplerden biri oldu. Sarıyer
profesyonel takımının hayli başarıları var. Biraz bunların üzerine
durmak isterim.

Sarıyer Profesyonel takımı ilk önemli başarısını çok büyük
transferler yaptığı 1956-1959 arasındaki üç sezon da değil, sonraki
yıllarda elde etti. Örneğin; İstanbul Profesyonel I. Liginde (Önceleri
bu ligin ismi İstanbul Profesyonel Mahalli Ligi idi)  1962/63
sezonunda elde etti ve şampiyon oldu. Sarıyer bu şampiyonluğu
kazanırken kadrosunda tam 9 Sarıyerli futbolcu (5 ‘şi genç takımdan)
vardı. (Bunlar Baba Kenan (Dereli), Ayhan Erman. Deli Mehmet
(Bayraktar), Nevzat Özertem ve genç takımdan; Erdoğan Ertaul, Ender
İçden, Zeki Yazıcı, Nuri Taflanoğlu, Melih Karabel ve Erdin Yücel).

Şampiyon olan Sarıyer I. Türkiye Ligine çıkabilmek için
Baraj maçları oynaması gerekiyordu ama ne var ki, Türkiye Futbol
Federasyonu, II. Türkiye Ligini kurunca, I. Lige geçme hakkını
kaybetti ve II. Türkiye Liginde yer aldı. II. Türkiye Liginde altı
sezon kalan Sarıyer ilk beş yıl çok başarılı klasman dereceleri
yapmasına rağmen şampiyon olamadı ve 1968/69 sezonunda III. Türkiye
Ligine düştü.

III. Türkiye Ligine düşen Sarıyer Ligin yine iddialı
takımlarındandı.  Alınan karar uyarınca “Özyönetim ve köye dönüş”
devreye girdi. Transferler yerine alt yapıya önem verildi ve böyle bir
kadro oluşturuldu. Bu ligde ilk sezonda kıl payı şampiyonluğu
kaybederken ikinci sezon yani 1970/71 sezonunda şampiyonluğu yakalamak
başarısını gösterdi ve II. Türkiye Ligine yükseldi. Bu şampiyonluk
kazanılırken, takım kadrosunda Sarıyerli ve Sarıyer alt yapısından
yetişen 11 futbolcu vardı. Bu futbolculardan (Mustafa Pırnal, Şener
Çınar, Eyüp Odabaşı, Cengiz Oğuz, Zeki Yazıcı, Eyüp Şengün ve Mustafa
Yetmişbir takımda sürekli oynayan futbolculardı.

II. Türkiye Ligine yükselen Sarıyer bu ligde de devamlı
şampiyonluk mücadelesi yaptı ve nihayet 1981/82 sezonunda yani 10
sezon sonra yeni bir şampiyonlukla kucaklaştı ve I. Türkiye Ligine
yükselmek başarısını gösterdi. Sarıyer takımı bu başarıyı elde ederken
kadrosunda Sarıyerli ve Sarıyer alt yapısından yetişen tam 10 futbolcu
vardı. Örneğin; Dadaş Mahmut Kocabal, Engin Ülker,  Aykut Kocabal,
Altay Unan, Oktay Çevik, Ahmet Sert, Alpaslan Kocaer, Turgay Toprakiş,
Mehmet Orman ve Hüseyin Gülümser vardı

I.Türkiye Ligine yükselen Sarıyer bu ligin korkulu takımlarından
olmayı bildi ve ligin üst sıraları için mücadele verdi. Şampiyon
olamadı ama ilk dört derecede kendisine yer buldu.  Tam 12 sezon I.
Türkiye liginde yer alan Sarıyer’de pek çok altyapı futbolcusu forma
giydi (Örneğin; Dadaş Mahmut, Aykut Kocabal, Oktay Çevik, Engin Ülker,
Altay Unan, Erdem Acar, Ahmet Sert, Ahmet Yılmaz, Osman Yıldırım,
Cengiz Güzeltepe,  İbrahim Kutluğ, Metin Karaca, Cenk Tekelioğlu,
Ertun Acarsoy,  Hüseyin Gülümser, Arif Büyükdurmuş, Ufuk Ülker, Tayfun
Hut, Mehmet Demirtaş, İbrahim Kutluğ v.d. leri)

1993/94 sezonunda II. Türkiye Ligine düşen Sarıyer iki yıllık bir
aradan sonra,   şampiyon olarak tekrar (1995/96 sezonunda) I. Türkiye
Ligine yükseldi. Türkiye ligine yükselen takım kadrosunda oynayan
Sarıyerli sayısı çok azdı. Örneğin bunlardan Sinan Demirci takımda
oynarken, diğerleri ancak bir iki maçta yel aldılar ya da beklediler.
Hal böyle olunca Sarıyerliden yoksun takım kadrosuna yine Sarıyer alt
yapısından yeterli kapasitede futbolcu yetiştirilip alınamayınca I.
Türkiye liginde başarılı olamadı ve 1996/97 sezonunda II. Türkiye
Ligine düştü… Bir süre devam eden Bank Asya deyiminden sonra II. Lige
düşen Sarıyer halen bu ligde mücadelesini sürdürmektedir.

Bunları neden yazıyorum? Bu önemli! Sarıyer son birkaç
yıldan beri hayli transfer yapmasına ve büyük paralar ödemesine rağmen
bir türlü beklediği, çok arzu ettiği şampiyonluğa ulaşamıyor. Böylesi
hareketlerle, yani bu transfer politikası ile de şampiyon olması çok
zor. Sarıyer’in liginde şampiyon olması içinde sahaya çıkan kadrosunda
en az beş altı Sarıyer alt yapısından yetişen futbolcu olmalı ve
bunların en azından üçü dördü de oynamalıdır. Sarıyerli olan, Sarıyer
kulübü havasını teneffüs eden futbolcular, gençliklerinin verdikleri
heyecanla asla yenilgi kabul etmez ve maçın son dakikasına kadar
mücadeleyi elden bırakmaz, her hangi bir durumda sorun çıkarmaz,
arkadaşlarına yardımcı olurlar. Bu çocuklar saha içinde verecekleri
inanılmaz mücadele ile transferle gelen arkadaşlarını da teşvik etmiş
olurlar. Çok daha önemlisi de takım içindeki gruplaşmaların olmasına
olanak vermezler. Yönetim kuruluna ve dolaysıyla hem kulübe ve hem de
takım arkadaşlarına yardımcı olurlar. Böylece kendileri de şerefin,
başarının ve mükâfatın muhatabı olurlar. Bir genç futbolcu için bundan
daha büyük kazanım olabilir mi? Başarı her şeyi beraberinde getirir.
Parayı, şöhreti ve talepleri! Talepler para demektir. Başarılı
futbolcuya talep olur ve o futbolcu istediği kulübe giderek
dünyalığını da yapar. Burada karlı olan sadece futbolcu olmaz, kulübü
de yetiştirici olarak hakkı olan paraya hak kazanır. Bu arada
sözleşmesi bitmeden, yani yasal olan yaş süresi bitmeden futbolcuya
talipli çıkarsa, çok büyük paralar kazanabilir kulüp. Bu da o kulübün
yaşamsal kaynağı olur. İşte yıllardan beri Sarıyer bu kaynaktan
mahrumdur. Çünkü son birkaç yıldan beri Sarıyer alt yapısından Sarıyer
takımında direkt oynayabilecek ve sürekliliğini devam ettirecek, bu
arada milli takımda yaş grupları, amatör ya da ümit milli takımında
oynayacak yetenekte futbolcu maalesef yetişmedi, yetiştirilemedi.

Sarıyer Spor kulübü yönetim kurulu son iki yıldan beri
altyapıya büyük önem veriyor. Bunu görüyor ve bu kararlarını,
uygulamalarını alkışlıyoruz. Yeterli mi? Elbette ki değil, daha çok
ilgi gösterilmeli ve yatırım yapılmalıdır. Son iki yıl içinde hayli
aşama gösterildiği görüldü. Nitekim bir iki futbolcu profesyonel
kadroya aktarıldı. Yavaş yavaş takımda oynatılıyorlar da. Ne kadar
iyi…

Son duyumlarımız ise çok daha iyi. Sarıyer altyapısının U-
14 takımı yakın rakibi Pendik’i bir puanla geçerek Grup şampiyonluğunu
kazandı. Bu büyük başarı nedeni ile bu takımımızı hazırlayanları
alkışlarız. Keza U- 17 takımımızda en yakın rakibinden 5 puan ileride
lider olarak şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. İnanıyoruz
bu takımımızda şampiyon olacak ve yetenekli futbolcular kendilerine
profesyonel takımın kadrosuna dâhil ettirecektir. Başarı örtbas
edilemez, gizlenemez. Başarı görülür ve takdir edilir. Dört gözle
Sarıyer takımımızın altyapısından başarılı klasman dereceleri
bekliyoruz.

Ancak unutulmamalıdır ki bir kulüpte spor şubeleri
kapatılıyorsa o kulüpte yaşam da kayboluyor demektir. Bunu şöyle
açıklamak isterim. Sarıyer S. K. de Futbol (ve yaş grupları), voleybol
(Kız-erkek), basketbol, hentbol, atletizm, boks şubeleri vardı ve
hepsi de iyi ya da kötü faaliyetine devam ediyordu. 2009/2010
sezonunda görev alan yönetim kurulu, mali imkânsızlıkları ileri
sürerek bu şubeleri futbol ve boks hariç kapatarak çok hatalı bir
karara imza attı.  Bu hareketle kulübe olan ilginin azalmasına neden
olundu. Bu durum maçları izleyen seyirci sayısını da aksi yönde
etkiledi ve seyirci sayısında müthiş azalma oldu. Bu hatadan hala
dönülmüş değil ve Sarıyer’de sadece futbol  (ve yaş grupları) ile bir
de bir iki kişinin gayreti ile ayakta duran boks şubesi var faaliyet
gösteren.

Sarıyer S. K. yöneticilerinin bu konu üzerine acilen
eğilmeleri ve bu şubeleri teker teker faaliyete geçirmelerini
bekliyoruz.

Önümüzdeki günlerde yapılacak olan süre doldurucu
nitelikteki olağanüstü genel kurul toplantısından sonra süresi içinde
yapılacak genel kurulda görev alacak yöneticilerin bu konu üzerine
özenle durmalarını bekliyoruz.

Yazan : İbrahim Balcı

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)