CHP PM Üyesi ve İstanbul Milletvekili Mimar Gökan ZEYBEK, TBMM Genel Kurulu’ nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2021 yılı bütçesi üzerine CHP Grubu adına kürsüye çıktı, önemli tespitlerde bulundu.
“İSTANBUL, SİYASİ ÇIKARLAR ADINA TÜM YAŞAMSAL, KÜLTÜREL VE TARİHSEL VARLIKLARI İLE KÜRESEL YAĞMANIN HİZMETİNE SUNULMUŞTUR.”
CHP PM Üyesi ve İstanbul Milletvekili Mimar Gökan ZEYBEK, TBMM Genel Kurulu’nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2021 yılı bütçesi üzerine CHP Grubu adına kürsüye çıktı, önemli tespitlerde bulundu.
“SAYIN BAKAN; KANAL İSTANBUL DİYE BİR CİNAYET PROJENİZ VAR.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a hitaben yaptığı konuşmasına “Sayın Bakan, Kanal İstanbul diye bir cinayet projeniz var.” diyerek başlayan Zeybek; “Kanal İstanbul adındaki İstanbul’a ihanet projesi ile 136 Milyon metrekare tarım alanı, 13 Milyon metrekare mera alanı yok olacak. 200 Bin adet ağaç, 33 Milyon m3 / Yıllık su kaybı yaşanacak. Yapılan planda konut alanları için de 36 bin 453 hektar ayrılmış. Bu 3. köprü ve 3. havalimanı için ayrılan alanın bile 4 katından fazla. Yapılacak konut alanları ile birlikte tarım alanlarının %60’ı yapılaşmaya açılacak ve bu verilerin hepsi bir araya geldiğinde toplam 1 milyon kişilik bir yerleşim alanı ortaya çıkacak. Ne yazık ki; Kanal İstanbul, İstanbul Havalimanı’nın yaşayabilmesi için yapılan bir imar projesinden ibaret” dedi.
“İstanbul, siyasi çıkarlar adına tüm yaşamsal, kültürel ve tarihsel varlıkları ile küresel yağmanın hizmetine sunulmuştur” diyen Zeybek; “kamulaştırma yapılması, bölgede yaşayan insanların geçim kaynaklarının yok edilmesi anlamına gelmektedir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü; “Kanal İstanbul Projesini toplumun sadece üçte biri desteklerken, 15-30 yaş arası gençlerin %98’i deprem tedbirlerinin alınmasının daha öncelikli olduğunu düşünüyor. Geçim kaynaklarının yok edilmesi ve deprem problemleri dışında yeraltı su kaynaklarımız da tehlike altında. İstanbul, su ihtiyacının %29’ unu karşılayan Terkos ve Sazlıdere gibi önemli su kaynaklarının Kanal İstanbul Projesi ile yok edilmesiyle su yönetimi felaketle karşı karşıya kalacaktır.” hatırlatmasıyla İstanbul’un su sorunu ile ilgili de teknik bilgi veren Zeybek; “Kısaca Kanal İstanbul projesi bir emlak ve rant projesidir.” Dedi.
Kanal İstanbul projesine; projeye göre 75 milyar, Ulaştırma Bakanlığına göre 118 milyar, partimiz CHP’nin hesaplarına göre en az 200 Milyar TL harcanacağını açıklayan Zeybek;
Gelir dağılımındaki eşitsizliği azaltmak,
Yurttaşların insanca yaşayabilecek ücretlerle çalışmalarını sağlamak,
Eğitim ve sağlık gibi en hayati kamusal hizmetler üzerindeki piyasa baskısını azaltmak,
Kentsel hizmetleri daha ucuz ve kaliteli hale getirmek,
Doğayı korumak,
Bunlarla birlikte daha yaşanabilir bir kent yaratmak ve iklim krizine karşı önlemler almak yerine kamunun parasının Kanal İstanbul gibi bir projeye harcamak toplumun genel faydasından ziyade bir avuç rantçıya yarar sağlayacağı ortadadır.” Dedi ve İstanbul için önceliklerin neler olması gerektiğini şöyle sıraladı;
Orman ve su havzalarını korumak,
Nüfusu sınırlandırmak,
Ulaşımı akıcı hale getirmek;
Çürük ve çarpık yapı stoğunu dönüştürerek İstanbul’u depreme ve İlkim değişikliğine karşı hazırlamak olmalıdır.
YAĞMA PROJECİLİĞİ VE ULUSLAR ARASI BORÇLANMAYA DAYALI BİR FİNANSMAN MODELİNİN ÖNE ÇIKARILDIĞI KANAL İSTANBUL PROJESİ, İKTİDARIN İDEOLOJİK ÇIKMAZINA İŞARET ETMEKTEDİR.
Az önce önceliklerden bahsettiği maddelere atıfta bulunan Zeybek; “Bunlar gerçekleştirilmezse reel ücretlerin enflasyon karşısında eridiği, hane halkı borçlarının son 20 yılda onlarca kat arttığı, işsizliğin giderek tırmandığı pandemi ile ekonomik buhran yaşayan Türkiye’ de, Kanal İstanbul’ un bedeli Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş kadar ağır olabilir.” Diyerek Bakan Kurum’u uyaran Zeybek; “Yağma projeciliği ve ulus-ötesi borçlanmaya dayanan bir finansman modelinin öne çıkarıldığı Kanal İstanbul Projesi, iktidarın ideolojik çıkmazına işaret etmektedir.” Dedi.
“HERHANGİ BİR TOPRAK PARÇASININ ÇOCUKLARI DEĞİLİZ. BURASI BİNLERCE YILLIK ANADOLU KÜLTÜRÜNÜ YÜREĞİNDE ÖZÜMSEMİŞ BÜYÜK ATATÜRK’ ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DİR. HER YERE HER ŞEYİ YAPAMAZSINIZ, HER YERE İNŞAAT DİKEMEZSİNİZ.”
“Uygarlıklar ve kültür, onu üreten toplumun yaşamından daha uzundur.” diyerek Anadolu topraklarının kültürel ve tarihsel öneminden de bahseden Zeybek; “Kültür çok geç oluşur. Uzun ömürlüdür, belki devletler toplumlar çökebilir ama kültürler acımasız dünyada kendini büyük tutmasını bilir. Anadolu’ da toprağın altında bulunan uzun ömürlü kültür ürünleridir. Coğrafya’ yı kendi doğal yapısı içindeki değerleri zedeleyecek bir noktaya getirmek şansımız yoktur. Kültür öncelikli bir şehircilik anayasası olmadığında içini doldurmak zordur.” Dedi ve sözlerini şöyle tamamladı;
“BİREYİN, YANDAŞIN VE SARAYIN ÇIKARLARINI ÜLKENİN ÇIKARLARININ ÖNÜNE ALDIĞINIZDA YANLIŞ YAPARSINIZ.”
“Bireyin hemşehri olması, yurttaş olması, insan olması zordur. Saygın bir Türkiye istiyoruz, onurlu bir Türkiye istiyoruz. Bireyin, yandaşın ve sarayın çıkarlarını ülkenin çıkarlarının önüne aldığınızda yanlış yaparsınız. Arkamızda sırtımıza yüklediğimiz büyük bir birikim var. Büyük uygarlıkların sonuçları vardır. Biz ciddi ve ağırlıklı bir ülkeyiz. Herhangi bir toprak parçasının çocukları değiliz. Burası binlerce yıllık anadolu kültürünü yüreğinde özümsemiş Büyük Atatürk’ ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Her yere her şeyi yapamazsınız, her yere inşaat dikemezsiniz.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)