Son Dakika Haberler

19 MAYIS

19 MAYIS
Okunma : Yorum Yap

Emperyalist devletlerin sarmalı altındaydı,

Korku ve kör gözler görmüyordu bir metre ilerisini,

Tek amaç yerinde kalabilmek…

Oysa hava öyle değildi;

Zifiri karanlık çöküştü memleketin üzerine.

Hava kurşun gibi ağırdı,

Altından kalkılamayacak kadar ağır, hem de kurşun gibi ağır

Karanlığı aydınlatma görevli olanlar;

Sağır mı sağır!

Örümcek ağlarını örüyordu;

Karadul, Kurt, Sarık keseli gibi değişik türde örümcekler

Kıskaca almışlar zehirlerini akıtıp

Teslim alacaklar Ülkeyi…

Sultan suskun, korkak, ürkek,

Sadrazam pısırık, kulağı kapalı, gözü kör…

Namık Kemal’in değişi yankılanır gecenin koyu karanlığında:

“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini”.

Bulunur, bulunacaktı kurtarıcı.

Son kararını vermiş ve mırıldanmıştı;

Ben varım!

Tek şey, görev almak ve Anadoyu’ya geçmek.

O da başarıldı, artık umut vardı.

Bandırma gemisi

Boğazın gümüşi sularında hareketlendi,

Yol aldı;

Umut taşıyordu, umut,

Yükü ağırdı:

620 yıllık ağırlığın altında ezilmeyecek,

İnançla, milleti ile emperyalist güçleri,

Ülkeyi sinsi sinsi kemiren

Yabancılara uşaklık yapanları,

Adam sende diyerek işin içinden sıyrılanları

Bağırta bağırta yenecekti…

Yalpalaya yalpalaya menzile vardı Bandırma gemisi

Tek tek sahile indiler…

Samsun aydınlandı;

Gece yıldızlı, gündüz ise güneş,

Kalpaklı adam Sıvayıp kolları umut saçtı.

Samsun, Hava, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara,

İç isyanlar… Yeni meclis, başkomutanlık…

İnönü savaşları

Düzenli ordu,

Sakarya meydan muharebesi 22 gün 22 gece

Koca bir bilmece…

İşte bu anda haykırdı:

“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,

Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.”

İnançlıydı, azimliydi, iddialıydı,

Milletini güveniyor ve bağırıyordu:

“Milletimizi esir etmek isteyen düşmanları mutlaka yeneceğimize

güven ve inancım sarsılmamıştır…… bütün dünyaya ilan ediyorum…

VE Büyük Taarruz;

ZAFER…

Denize dökülen düşman,

Tek tek kaçıp giden emperyalistler…

Artık yorgun Osmanlı yoktu

Genç Cumhuriyet vardı…

Yeniden inşa edildi, yeniden düzenlendi devlet

Halk Sultan’ın kulu değil Allah’ın kulu olduğunu anladı.

Köylü milletin efendisi oldu,

Gençlere emanet edildi ülkenin geleceği,

Analar Meclise taşındı…

Arka arkaya geldi devrimler,

Topraklar ekilip biçilmeye,

Yeni yeni fabrikalar kurulmaya,

Demir yolları ile döşenmeye başlandı bereketli topraklar.

Analar;

Artık beylerinin yanında yürüyordu, arkasında değil.

Erkekler geçerken duvar diplerine sinmiyorlardı.

Doktor, öğretmen hâkim, savcı, iş kadını oldular.

Mimar, mühendis olup koca koca binalar diktiler.

Siyası çalkantılar kolaylıkla atlatıldı

Huzurluydu, mutluydu, gençliğe güveniyordu.

Ülkenin geleceğini gençliğe emanet ederek

Gözlerini kapatıyordu.

Bu Gazi Mustafa Kemal’di…

Gürbüz, dinç ve temeli sağlam bir devlet bıraktı gençlere…

Kabullenemedi bir türlü

Sultanın kulu olanlar bu durumu.

Yıllar boyu sinsi sinsi uğraşarak iktidarı ele geçirdiler…

Devrimleri oynattılar yerinden, kırptılar sağından solundan

Kuşa çevirdiler her şeyi.

Hürmette kusur ettiler Ülkenin Umudu’na,

Heykellerini kırdılar, taşladılar,

Yerli işbirlikçilerle, yabancılara sattılar

Ülkenin fabrikalarını, limanlarını, tersanelerini!

Kurduğun Çiftliği perişan ettiler,

Saray diktiler üzerine, kemiklerini sızlata sızlata!

Bütün bunlar yetmemiş gibi;

Milli bayramların kutlanmasını yasakladılar…

Yine de yeterli değil…

Şikâyet edecek halimizde yok Paşam:

T.C. nin kullanmasını yasakladılar…

Hala yıkamadılar eserini, yıkamadılar umutları

Yıkamayacaklar, er geç gönderilecekler

Er ya da geç bunların hesabını verecekler.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun…

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)