“Şeytan’ın büyüğü küçüğü yoktur, şeytan şeytandır, ne zaman insanı çarpacağı belli olmaz” demiş ve ligin son sırasında yer alan Altay takımının hafife alınmamasını, maça gereği kadar önem verilmesini yazmıştım. Maç oynandı ve ne kadar haklı olduğum ortaya çıktı…
Sarıyer bu 3-2 kazandı. Kazanmasına kazandı da sadece seyirciler ve yöneticiler değil, sahadaki futbolcular bile öldü öldü dirildi.
Sarıyer karşısında lig sonuncusunu buldu ama ligi bırakmış takımı değil, lige yeni başlamış gibi mücadele eden bir takım buldu. İster istemez bu takım nasıl ligin dibinde kalır diye düşündüm. Çeşitli mali sıkıntılar nedeni ile Altay’dan yedi sekiz futbolcu ayrılmış, bir kaçı kadro dışı bırakılmış, takım alt yapıdan alınan futbolcularla takviye edilmiş. İddia ediyorum, lige bu takımla başlasalardı ligin en azından orta sıralarında yer alırlardı.
Altay maç boyu müthiş bir mücadele örneği gösterdi. Herkes görevini en iyi şekilde yaptı. İki kez öne geçmeyi bildiler ama yenildiler. Altay yenilirken Sarıyer seyircisi 52 numaralı Hüsamettin, 77 numaralı İhsan, 74 numaralı İsmet, 10 Numaralı Raşit ve kaleci Burak’ın güzel futboluna şapka çıkardı. Hele Hüsamettin ve İhsan müthiş iki yetenek. Her takımda olması gereken iki büyük yürekli genç futbolcu… Şans buldukları sürece büyüyecek isimler.
Altay teknik direktörü 77 numaralı İhsan’ı oyundan alarak büyük bir hata yaptı. Bu futbolcunun çıkması ile Sarıyer orta sahada rahat bir nefes aldı… Futbol hata kabul etmiyor… Neyse!
Sarıyerli futbolcular maalesef maça gereken önemi vermediklerini gösterdiler. Rakibi küçümsemişler, nasıl olsa rahatlıkla yener üç puanı alırız diye düşünmüşler ki beklenen futbolu ortaya koyamadılar. Maç boyu bir türlü istenen futbolu oynayamadılar. Savunma tel tel döküldü. Orta saha zaafı yine devam etti. Sonuç kötü futbol, üç kıymetli puan!
Sarıyer’in Play Off’a yükselebilmesi için kendi sahasındaki maçları kazanması ve dış sahalardan da puan alması gerekiyordu. Son haftalarda iyi bir çıkış yakalamış, bunu devam ettirmeleri gerekiyordu. Fakat futbolcular adamsendeci olunca iş zora girdi. Rakibin maçın henüz 30’cu saniyede kazandığı golle gücüne güven kazanımını da ekleyince maç kıran kırana geçmeye başladı. Sarıyer 17’ci dakikada Cemre’nin mükemmel golü ile durumu 1-1 yapınca oyunun zor geçeceği anlaşıldı. Nitekim 19’cu dakikada bu kez yine rakip takım öne geçti. Yerden yapılan ortayı topa topuğu ile dokunup gol yapan rakip futbolcu durumu 1-2 yaptı ve devre böyle sona erdi. İkinci yarıda Sarıyer 51’ci ve 65’ci dakikalarda Cemre’nin kaydettiği iki şaheser golle maçı 3-2 duruma getirdi ve üç puanı alan taraf oldu.
Maçın kaderini değiştiren adam sahanın da en iyisi olan Cemre idi. Müthiş bir performans gösterdi ve hat rick yaparak alkışları aldı. Ancak, ilk goldeki hatasına rağmen tecrübeli kaleci Osman rakibin kazandığı penaltıyı mükemmel bir müdahale ile kurtararak üç puanın alınmasına büyük katkı sağladı.
Bahri Hoca, zamanında ve en uygun şekilde oyuncu değişikliklerini yaparak oyuna katkı verdi. Yaşar’ın oyuna alması Cemre’ye geniş saha açtı ve daha rahat oynamasına vesile oldu. Bahri Hocanın maçın hakemine itirazı da haklıydı. Cemre’ye yapılan bariz penaltıydı. Hakem vermedi, hoca itiraz etti. Ancak sahaya girince oyun dışı kaldı. Keşke saha içine girmeseydi. Ancak hakem Sarıyer aleyhine verilen penaltıda, penaltı düdüğünü çalarken hissi kararında isabetli değildi. Emre Bayraktarbaşı’nın ikinci sarı kartla oyun dışına bırakılmasına neden olan bu penaltı verilirken Cemre’nin yaka paça yere indirilmesine penaltı verilmemesi gülünçtü doğrusu…
Ne olursa olsun kazanılan üç puan var. Artık Sarıyer’in her maçı final mahiyetinde! Zor maçlar, bu maçları kazanması halinde, en azından kaybetmemesi halinde Play-Of maçlarına katılabilir. Bunu da başaracak gücü var.
Sarıyer seyircisi Altay’lı taraftarlarla çok senli benli. Karşılıklı iyi dostluk ve arkadaşlık münasebeti iyi görüntülerin sergilenmesine neden oldu. Grup Beyaz Martı kale arkasının solmaz çiçekleri gibi… Kapalıdaki taraftarlar biraz daha haşin gibiydiler. Ama takımı maç sonuna kadar desteklediler. Bir ara maçtan kopup Göztepe aleyhine bağırdılar. Bence buna hiç neden yoktu… Ama hangi maçta olmuyor ki…
Yöneticiler yine büyük azap çektiler. Başta başkan Saffet Bey ve sonra tüm yöneticiler hop oturup hop kalktılar. Ecel terleri döktüler 90 dakika, bitiş düdüğü mutluluğun doruğa çıktığı andı. Adeta her şeye bedeldi…. Eeeee futbol da bu işte. Yeneceksin, yenileceksin, berabere kalacaksın ve futbol zevkini yaşayacaksın. Bunun için demişler Şeytan işi oldu… O nedenle futbolcuların şeytana uymamaları ve ipe un sermemeleri gerekir…
Dört maç kaldı. İkisi dışarıda ikisi iç sahada. Sabırla bekliyoruz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)