Yaz geliyor, geldi derken iki gün paltolar çıktı ama iki günden beri soğuk yine kendini gösterdi. Kuğu Fırtınası eskilerde bu kadar soğuk yapmazdı. Ama bu kez o da şaşırdı (!). Tabii güncel konuyu unutturmadı. Unutturmasına da imkân yok, tüm yetkililer, tül sivil toplum kuruluşları ve toplum bu meretin bir an evvel ülkemizi terk etmesini bekliyor. Kır, deniz, sinema, tiyatro, spor tiryakisi olanlar dört gözle bekliyorlar önlemlerin yavaş yavaş gevşetilmesini…
Ama ne olursa olsun, yetkililerden mesaj gelmeden önlemleri devam ettirmek gerekir. Yoksa bu Covid- 19 çok daha can yakar deriz ve anıları yazmaya deva ederiz:
Sarıyer takımı 1968/69 sezonu sonunda küme düştü. Yeni dönem için kongre yapacağız. Kulübün yüz bin liranın üzerinde bir borcu var. Arandı, tarandı başkan adayı olarak Nazım Özbay’ı bulabildik.
Sarıyerli, babası Fahrettin Beş Sarıyer’in on dört kurucusundan biri, Nazım Bey, Sarıyer’in ilk kalecisi, sonraları yönetici ve genel kaptanı olarak görev yapmış biri. İlk sözü “Benim prensibim vardır. Bu aslında bir istektir. Bunu da kongrede açıklarım. İstenmezse aday olmam” dedi.
Kongre günü söz aldı ve kısaca şöyle dedi “Kulübün yüz bin lira borcu var. Benim arzum bu boru ödemek kulübü kurtarmak. Eğer siz kuvvetli takım kuralım, şampiyon olalım diyorsanız, yine borç almamız gerekir. Belki şampiyon oluruz ama olamazsak da kulübü borç batağının içine atarız” dedi ve sonra da “Bu halde ben olmam” dedi. Sonuçta bir iki çatlak ses çıksa da kabul gördü. Kongre öncesi yönetici bile bulmakta zorlandık.
Akla Sarıyerli minibüsçü arkadaşlar geldi. Onlarla konuştuk. Ben Adnan Kurt ile Ali Canbakan’la konuştum, Sami Canel Nedim Emiroğlu ile… Ali Canbakan hemen sonra Raşit Oflas ile konuştu… Raşit görev kabul etmedi. Bu üç arkadaş yönetim kuruluna seçildi ve yıllarca mükemmel görev yaptılar, sorumluluklar üstlendiler. Nazım Bey, kongrede söylediklerini aynen uyguladı. Borç para almadı.
Sarıyer altyapısında iken değişik kulüplere giden B. Eyüp, Zeki, Erdin transfer edildiler. Sarıyerli gençlerden; Cengiz Oğuz, Abdullah Işıldak transfer edildiler, Şener Çınar, İlker Büyükdurmuş kadroda tutuldu, Eyüp Odabaşı, Dadaş Mahmut (Kocabal), Şevki Ergüven, Yusuf Dalgıç ve Kamil Doygun altyapıdan kadroya alındılar. Tabiri caiz ise Sarıyerlilerden oluşan bir ekip oluşturuldu. Tabii evvelki takımdan kalanlar oldu. Kıyasiye bir mücadele verildi ama şampiyonluk son haftalarda kaçırıldı. Ne var 1970/1971 sezonu için taş gibi bir takım yaratılmış oldu.
Nazım Özbay Türkiye Futbol Federasyonuna seçilince başkanlıktan ayrıldı ve yeni Başkan olarak Halim Tezcan görev aldı. Önceki bölümlerde yazdığım gibi eldeki takım ile verilen büyük mücadele sonucu Sarıyer şampiyonluğa ulaştı ve II. Türkiye Ligine yüksel.
Rahmetli Baba Kenan ne kadar ciddi ise rahmetli Ayhan Erman o kadar gırgır ve şamatacıydı. Bir deplasman maçına gittik. Yanılmıyorsam Isparta maçıydı. Gece geç vakit ve sabah erken saatte gelen taraftarlarda oldu. Hamdi Hürman (rahmetli) de sabah gelmişti. Lobide otururken Ayhan Erman ile karşılaşır. Ayhan hemen bir senaryo yazar ve asık suratla kendi kendine konuşarak Hamdi beyine yanına gider.
Hamdi Bey’de meraklı sorar “Hayrola Ayhan Hoca, ne oldu, canını sıkma, maçın var” der. Ayhan durur mu “Nasıl kızmayayım, senin arkadaşların var ya şu Balcı ile Kocakafa Adnan, adamlar, biz para sıkıntısı çekerken sütle banyo yapmışlar, birazdan inerler, kafam bozuk çekip gidecem”. Hamdi Beş şaşırır, “Gitme, gitme, takımı bırakma, yakışmaz” der. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Adnan Abi ile lobiye indik suratlar asık. Ne var? He oldu? Diye sorduk. Hamdi Bey “Parayı bol buldunuz süt banyosu yaptınız, helal olsun size ama bunun hesabını vereceksiniz” dedi.. Tabi bir süre sonra düğüm çözülür. 3-0 yenilmemize rağmen İstanbul’a dönene kadar bu olay konuşulur.
Burdur’a lig maçına gidiyoruz. Kafile sabah Kumsal’dan hareket edecek. Tam yola çıkıyoruz Sami Canel geldi ve Baba Kenan’a bugün genç takımın çok önemli maçı var, K. Eyüp’ü oynatacam, insin” dedi. Baba Kenan sessiz kaldı, Sami Hoca K. Eyüp’e “Hemen in. Önemli bir oynayacağız, sana ihtiyacım var” dedi. K. Eyüp müthiş bir üzüntü içinde indi. Arkadan, kafile başkanı Adnan Kurt “Ben de iniyorum” dedi ve indi. İşler sarpa sardı. Sami Canel böyle şeylere pek aldırmaz.
Hemen devreye girdim ve Adnan’a “Sen kafile başkanı olarak tam yetkilisin, senin görevin takımı götürüp getirmek, kadronun bir fazla bir eksik olması teknik yöneticilerin işi, bundan alınma” dedim. İkna ettim. Ne oldu dersiniz? Otobüste olanlar müthiş üzüldüler, genç bir futbolcun aşağıya indirilmesinden. Ertesi gün favori Sarıyer berbat bir oyundan sonra 1-0 yenildi, Genç takımda favori iken 5-0 mağlup oldu… Yani yapılan hiçbir işe yaramadı.
Sarıyer bin sezon sonra (yani 1970/1971 sezonu), daha öncede bahsettiğimiz gibi rakiplerini geçerek Şampiyon oldu ve bir üst kümeye yükseldi. Bu sezonun en iyi golü Sarıyer’in acar forveti Cengiz Oğuz’dan geldi. Sarıyer, Ali Sami Yen Stadında oynanan maçta Yedikule Emniyet’i 1-0 yenerken golü kafa ile Cengiz Oğuz attı (fotoğrafta, uçarak attığı kafa golü)…
Ve Fenerbahçe forması altında buluşan üç Sarıyerli: Cemil Turan, K. Eyüp (Odabaşı) ve Emin İlhan (Fotoğraf)… Bir diğeri Bolu ve Beşiktaş formaları altında üç Sarıyerli futbolcu (Soldan; Mehmet Orman -Bolu- Yaşar Elmas –BJK-, Erdem Acan –Bolu).
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)