Sarıyer kendi saha ve seyircisi önünde hiç beklemediği bir sonuç aldı ve Bugsaş’la 1-1 berabere kalarak çok kıymetli iki puan kaybetti.
Geçen hafta yenilen Sarıyer takımında üç değişiklik yapıldı. Berkay, Kaan ve Ercüment’e yer verilmedi. Böylece takımın orta sahasındaki iki ismin yerine yeni iki isme yer verildi. Her ne kadar ikinci yarıda bu Berkay ve Ercüment oyuna girdi ise de sonuç değişmedi.
Sarıyer 4-3-3 düzenini maçın başından sonuna kadar devam ettirdi. Rakip ise 4-4-2 oynayarak orta saha üstünlüğünü lehine çevirdi. Rakip orta alanı çok adamla kapatınca Sarıyer gelişi güzel oynamak zorunda kaldı. Sarıyer maç boyu beklenen, ya da kendi istediği futbolu oynayamadı. Bunda sahanın zemininin de müthiş kötü olmasının hayli etkisi vardı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüya da Türkiye Futbol Federasyonu böylesi kötü sahada nasıl futbol oynatır anlaşılır gibi değil. Tarladan farklı olmayan saha içindeki çukurlar kumlu doldurulmuş, silindir çekilmesi bile akla gelmemiş. Çok yazık!
Sarıyer takımı kalecisinden en uçtaki adamına kadar berbat bir futbol oynadı v maç sonuna kadar bir türlü toparlanamadı. Doğru dürüst top çeviremedi bile… Hazırlık paslarını bile başaramadı. Her topu geri dörtlüye atmanın ne anlamı var anlamak mümkün değil. Arkadaşına güveni olmayan bir futbolcu takımına bir şey de veremez. Defans patır patır döküldü. Orta sahada Barış’ın dışındakiler fevkalade kötü idiler. Barış ise o kadar şahsi oynadı ki akıllara sağlık… Sarıyer’in ileri üçlüsü ise beklenen pasları alamıyor. Son adam Can ağır, fazla sağa sola gitmiyor, hava hâkimiyeti yok… İki önemli silahtan Serkan Eylik yanlış oynatılıyor, bu futbolcu ileri üçlüde değil, orta sahada oynatılması halinde çok daha başarılı olur. Serkan Çalık yerinde faka tbir tane olsun derinlemesine top alamadı. Sarıyer orta sahasında yer alanlar maç boyunca iki üç defa olsun araya top atamayınca Serkan da fazla bir şey yapamadı.
Sarıyer kenar yönetimi rakibi çözemedi. Rakibin Tolgahan (6 No.lu) ve Yaşar (8) isimli orta saha elemanlarına rahat oynama imkânı vermemeliydi. Maç boyu bilhassa ikinci yarıda Sarıyer sağ kanadını çökerten Doğan (35 No.lu) durdurma yollarını bulamadı. Arif Çoban (12 No.lu) da güçlü fiziği ile Fırat ve Sabutay’ı dağıtmasına karşın kenar yönetim bir önlem alamadı. Bütün bunlara karşın maçı 1-0 bitirebilirdi ama 90+2 de rakip futbolcu Cebrail’in getirdiği top Sarıyer kalesini karıştırdı, defans topu uzaklaştırmak istedi, top Sarıyerli futbolcuya çarparak ağlarla kucaklaşınca, aslında kazanılan maç beklenmedik şekilde beraberlikle bitirildi.
Lig maçı bir maratondur. Her maç kazanılacak diye bir kural yok ama maç kazanılması önceliktir. Kim fazla maç kazanırsa o şampiyon olacağına göre, Sarıyer’in toparlanması gerekir.
Bir diğer husus, bu maça seyircinin yeteri kadar ilgi göstermemesidir. Neden böyle. Takım klasmanın en üst sıralarında. Tribünlerin tıklım tıklım dolması gerekir ama bin civarında bir seyirci. Bu olmuyor işte. Her ne kadar taraftar grupları maçta takımı iyi destekleyip yalnız bırakmadı ise de, seyircinin çok daha fazla olması gerekir…
Takım tertibi istediğimiz gibi değildi, takım kötü oynadı, futbolcular iyi değildi, şahsi oynadılar falan filan… Yahu bunların hepsi tamam da bu sahada, bu zeminde bundan daha iyi futbol oynamanın imkânı var mı? Buna da birileri karar vermelidir.
Sarıyerli yöneticilerin bir şeyler yapması gerekir… Sahayı kiralayacaklar mı, yoksa sadece bakımını mı üstlenecekler, her ne yapacaklarsa yapsınlar, yoksa çok daha kötü sonuçlar arka arkaya gelebilir. Bizden hatırlatması… Bu arada hatırlatmak gerekir, Ferhat Göçer’in gelmediği maçlarda puan kaybediyoruz. Buna da bir çare bulmak gerekir (!)
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)