Son Dakika Haberler

SARIYER SİNEMALARI

SARIYER SİNEMALARI
Okunma : Yorum Yap

Sinema ve sinemacılık ne kadar eskilere gitmiş olsa da
çağın ve koşulların gereği her ülkeye geleceği, her şehre ve her semte
uğrayacağı muhakkaktı.

Toplumu hareketli tutmak, eğlendirmek hatta eğitimini
sağlamak için bilhassa yaratıcılığı ile öne çıkanların, yenilikler
yaparak yeni iş sahaları açacağı, zamana, çağa damga vuracağı gerçeği
inkâr edilemez! Nitekim öyle de oldu!

Sinema ve sinemacılık bir süre emekleyerek ilerleme
kaydetmişse de bir asra varmadan nerde ise on asırlık aşama kaydetti.
Sessiz filmden sesli filme geçilmesi devrim niteliğindeydi. Siyah
beyaz filmden renkli filme geçilmesi üç boyutlu filmlerle
sinemaseverleri kucaklaması hep büyük aşamalardır. Sinemalarla beraber
sinemacılıkta büyük aşama gösterdi, adeta iki iş kolu birbirlerini
tamamlayarak at başı gittiler. İyi film yapıldıkça izleyici arttı,
böyle olunca sinema salonu sayısı da artış gösterdi. Günlerce
perdelerden inmeyen, zevkle seyredilen unutulmaz filmler ile
oyuncularının isimleri dünyayı kasıp kavururken sinemaseverler de
bilet almak için gişe önlerinde bekleyip durdular. Ta ki televizyonlar
evlerin salon, oturma ve yatak odalarına girene kadar!

Her ne kadar televizyonla birlikte sinemaların çok büyük
kısmının kapanması sinema için darbe ise de, film yapanların ısrarla
çok değişik ve masraflı filmler yaparak yaşamlarını devam ettirmeleri,
dev boyutlara ulaşan teknolojik donanımları, yeni sinema salonlarının
açılmasını ve bu iş kolunun devamını da sağladı.

Televizyonlar ne kadar atılım yaparsa yapsın hol, mutfak
ve yatak odasında da olsa, sinemada seyredilen film zevkini
vermediğinden sinemaseverler yine gişelere gitmeye devam ettiler.

Türkiye’de sinemaseverler sinema ile sessiz film
seyrederek tanıştı. Sessiz filmi sesli film takip ederken,
sinemaseverler de kapalı ve açık sinemalara koşmaya devam ettiler.
Öyle bir dönem oldu ki sinema İstanbulluların vazgeçilmez eğlence
mekanı oldu. İstanbul’un her ilçesinde hatta her mahallesinde ama
kapalı ama açık sinema perdelerini halka açarak önemli hizmet
verdiler.

Sarıyerliler de sinema ile çok eski tarihlerde tanıştı.
Batılılaşma hareketinin başlaması ile değişik alanlarda atılan
adımların yarattığı ortamdan yararlanılarak sinema Türkiye’ye
getirildi. Bu düşünce ile hareketle ederek sinemanın Sarıyer’e bir
asır kadar önce gelmiş olması büyük ihtimaldir. Hatta böyle olduğu
iddia edilebilir! Hünkâr mesiresinin yanı başında bulunan Fındık Suyu
mesiresinde 1900 yılı başlarında tiyatro yapıldığı ve aynı yerde
sessiz film oynatıldığı söylenegelmektedir.

Sessiz filmden sonra sesli filmin yapılması,
sinemaseverlerde hareketlilik getirdi. Bilet alabilmek için
sinemaseverler gişelere koştu.

Sessiz ve filmden sesli filme geçilirken yeni yeni sinema
salonları da hizmete girdi. Yazlık sinemalar açık alanlarda, çay
bahçelerinde, parklarda hizmet vermeye başladılar. Hatta o kadar artış
oldu ki buna çığ gibi büyümekte denilebilir. Bu büyümeden ilçe olarak
Sarıyer’de çok büyük oranda payını aldı.

Dünden bugüne Sarıyer ilçesinde açılan ve faaliyet
gösteren sinemaları gözden geçirdik. Ne zaman, nerelerde açıldılar?
Sahipleri ya da işletmecileri kimlerdi? Ne zaman kapandılar?
Sinemaların bulundukları alan ve mekanların şimdiki durumları nedir?
Açık sinemaların bulunduğu arsa, çay bahçesi ve park gibi yerlerde
neler var? İşte bu sorulara yanıt vermeye çalıştık Sinemanın ve
sinemacılığın Sarıyer’deki tarihini irdeledik.

Sarıyer merkez mahallesi mesireleri ile ünlü bir semttir.
Aslında halkın deyimi ile Sarıyer tutkusu “Balık, Börek, Muhallebi”
ile başlar. Ama gerçek böyle midir? İşte bu tartışılır! Sarıyer’e
hayat veren denizdir, memba sularıdır, mesire yerleridir. Her dem
insana canlılık veren havasıdır. Elbetteki Balık, börek, muhallebi de
unutulmaz, bu üçlemeye bir de Sarıyer Spor Kulübü sevdası eklenmiştir.

Mesarburnu caddesinin ismi aslında Mesarburnu’dur. Meser
sözcüğü, mesireyi çağrıştırır. Mesarburnu Kocataş yalısını geçtikten
sonra başlar, Kumsal meydanında son bulur. Son bulduğu yerden nereye
gideceğine karar verir insan! Balık, börek ya da muhallebi yemeğe;
olmadı mesire yerine leziz kaynak sularından içmeye, yetmedi deniz
sahilinde bir çay bahçesinde oturup, avcı uçakları gibi pike yapan
martıları, dalıp dalıp çıkan karabatakları seyretmeye, denizin
maviliklerin kaybolmadan, iyot kokusunu ciğerlerine çekmeye gider

Dışardan gelen Sarıyer sevdalılarının düşündükleri; gezip
dinlenmek, görüp eğlenmek için tercih ettikleri yoldur bu!
Sarıyerliler için bunlar olağan şeylerdir. O nedenle pek umursamazlar,
bu nimetten nasıl ve ne kadar bereketli olarak yararlandıklarını
düşünmezler, akıllarına getirmezler bile!

Taksim ya da Eminönü İstanbul şehir merkezi kabul
edilirse, Sarıyerliler için bu merkezlere gitmek saatleri alırdı eski
yıllar da! Bu nedenle de Sarıyerliler “Taksim’e gidiyoruz” demez
“İstanbul’a gidiyoruz” derlerdi. Hal böyle olunca Sarıyerliler
eğlenceyi, kendi mahallesinde arar dururdu. Böyle olduğu içindir ki
sinema ve tiyatro Sarıyerliler için vazgeçilmez eğlencedir.

Sarıyer ilçesinde Hilal, Bingöl Park, Gezi, Gül, Ferah
Park, Mesarburnu, İskele, Etüz, Ay gibi pek çok sinema faaliyet
gösterdi. Bunlardan Ferah Park, Bingöl Park, Büyükdere, Gülbahçe,
Güleç, Mesarburnu sinemaları yazlık; Hilal, Gezi, Gül,Yıldız, Yeniköy,
Bahçeköy gibi sinemalar da kapalı yani kışlık ve yazlık sinemalardı.
Sarıyer sinemalarını tespit edebildiğim kadarıyla tek tek ele alacak
ve hangi aşamaları geçirdiğini gözler önüne sereceğim. Ancak günümüzde
faaliyet gösteren modern birkaç sinema daha var. Örneğin Bir süre önce
kapanan SEBA Sinemaları ve halen faaliyetine devam eden TİM Göster
Merkezi Sinemaları ve İstinye Park Sinemaları… Konumuz Eski Sarıyer
Sinemaları! İşte bunları tanıtacağım.

HİLAL SİNEMASI

Hilal Sineması Sarıyer’in önde gelen sinemasıydı. Çarşı
içinde olması nedeniyle çok ilgi çekiyordu. Coğrafi ismi Mercimek
deresi olan Sarıyer deresi üzerinde bulunuyordu. Sarıyer Muhallebicisi
önünde bulunan dört yolu birbirinden ayıran dere Sarıyer deresiydi.
Yenimahalle Caddesinin devamı dört yol ağzında bulunan köprü vasıtası
ile sağlanıyordu. Sarıyer deresi 1967 yılında kapatılmaya başlandı.
Önce mezarlıklara kadar olan bölümü kapatıldı. 2005 yılında da diğer
bölümü kapatılarak Sarıyer Deresi Caddesi olarak hizmete açıldı.

Hilal Sineması; Sarıyer deresinin sağ tarafında yer
alıyordu. Cadde üzerinde ve köşe başındaki ilk bina Deli Ahmet’in
kahvehanesiydi (Eski İşbankası). Burayı geçtikten sonra küçük bir
boşluk da atlandıktan sonra gelen ve iki katlı olan ilk bina
Atabeyoğlu Ali Sami Bey’indi. İşte Hilal Sineması bu binada açıldı.
Büyükdereli Sinemacı Osman Bey işletmeciliğini yapıyordu. 1925 yılında
açılan Hilal Sineması Sarıyerlilerin yoğun ilgi gösterdiği, yaz kış
faaliyette bulunan kapalı bir sinemaydı. İkinci Dünya Savaşı’nın sona
erdiği yıllarda Hilal Sineması da kapılarını kapattı. Bina bilahare
Kasap Aziz Boz tarafından satın alındı ve bina içinde bölmeler
yapılarak ev haline getirildi. Binanın son sahibi ise Metin Torun’dur.
Bu bina da Sarıyer Kliniği olarak sağlık hizmeti vermektedir.

FERAH PARK SİNEMASI

Ferah Park Sineması, Sarıyer’de Mesarburnu caddesi
üzerindedir. Bülbül Sokağı geçildikten sonra ki ilk binanın
bitişiğinde geniş bir alan üzerinde 1934 yılında Sinemacı lâkaplı
Enver Şimşek tarafından açıldı. Enver Bey eğlence gecelerinin renkli
insanlarından biriydi. Sarıyer’de yapılan her eğlencenin içinde
bulunur hatta çoğu kez organizatörlük yapardı. Sinema ve tiyatro
dalında faaliyet gösteren sanatçılar kendisini tanır ve saygı
duyarlardı. Uzun boylu, geniş omuzlu, büyük kafalı, her zaman spor
giyinen, tok sözlü, esprili ama otoriter bir adamdı. Fındık Suyu
mesiresindeki tiyatroda sahneye çıkan zamanın şöhretli sanatçılarından
Kel Hasan, Naşit, Şişko Şevki, İsmail Dümbüllü, Muammer, Aram, Tulu,
Cevdet Efendi’ler ile Şamran ve Erimine Hanımlar Enver Bey’in
dostlarıydı. Enver Bey dostluğu ilerletiyor ve kumpanyanın en güzel
sanatçısı Erimine Hanımı ayartarak kendisine eş yapıyordu. Renkli
kişiliği ile sinemaseverlerin ve sanat dünyasının gözde adamlarından
biriydi.

Ferah Park Sinemanın perdesi deniz tarafında bulunuyordu. Sinema
içinde tahta ve madeni sandalyeler ön sıralarda, bulunurken, okul
sıraları gibi düzensiz, rasgele ve özen gösterilmeden yapılan
sıralarda arka taraflarda bulunuyordu. Film başlamadan, zaman zaman
Enver Bey’in esprili konuşmalarla seyircilere hitap ettiği görülürdü.
Okulların tatile girmesi ile birlikte başlayan yazlık sinema, havalar
yağışlı olmadığı takdirde ekim ayı ortalarına kadar devam ederdi.
Gençlerin sinemayı beleş izlemelerine çok sinirlenin Enver Bey çareyi
sinemanın yamaç taraftaki duvarlarının üst kısımlarını ziftlemekle
buldu. Beleşçilere iyi bir ders vermek için bayramı beklemiş ve bayram
günü sabahtan arkadaki bütün duvarların üzerine zift dökerek kendi
istediği önlemi almıştı. Bu oyundan habersiz delikanlılar, gençler,
hatta ağabeyleri ile beraber gelen çocuklar yeni giysileri ile duvar
üzerine oturunca olan oluyor her birisinin elbiseleri zift içinde
kalıyordu! Sinemanın bitişiğinde Ferah Park içkili gazinosu vardı.
Burayı da Enver Bey işletiyordu. Sarıyer’de modern Gezi Sinemasının
açılması ile yazlık Ferah Park Sineması ile Gazinosu da 1960’lı
yıllarda kapılarına kilit vurdu.. Sinema ve gazino kısmı yıkılarak
Ferah Park Çay bahçesi yapıldı. Birkaç yıl çay bahçesi olarak
çalıştırıldıktan sonra iki ayrı balık lokantası yapıldı. Arazi sahip
değiştirdi ve bu alan binalarında yıktırılması ile harap vaziyette
bulunmaktadır.

Yazan İbrahim BALCI

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)