Son Dakika Haberler

SARIYER SİNEMALARI -III-

SARIYER SİNEMALARI -III-
Okunma : Yorum Yap

YENİKÖY SİNEMALARI

Yeniköy Sineması, çarşı içinde ve vapur iskelesine giden
sokağın karşısındaki Kilisenin arkasında bulunuyordu. Yazlık ve kışlık
olarak faaliyet gösteren bu sinemanın işletmecisi, Yeniköy Muhtarı
Faris Varmışer’di. Mekan ve bulunduğu alan Rum Kilisesi vakfınındı. Bu
sinema 1960’lı yıllarda açılmış ve 1970’li yıllarda kapanmıştır.

Yeniköy’deki ikinci sinema Güzelce Köşkler Sokaktaki
yazlık sinema idi. Bu sinema faaliyetine sekiz on yıl kadar devam etti
ve 1976 da kapandı. Rum Kilisesi Vakfına ait  bu sinemanın yerinde
halen Yeniköy Çamaşırhanesi faaliyet göstermektedir.

    İSTİNYE GÜLEÇ SİNEMASI

İstinye Boğaziçi’nin en önemli koylarından biridir.
Değişik yönlerden esen rüzgârlara kapalı Olduğu için huzur veren bir
havaya sahiptir. İstinye sahil boyu, İstinye burnundan Tokmak burnuna
kadar tüm sahil boyu ılıman havası ile iç deniz özelliğindedir.
Burası; sakin, sessiz, dinlenmek için hemen her şeyin hazır olduğu bir
kıyı şerididir. İstinye burnu’nda ama yolun üst kısmından başlayan
yalılar, köşkler ve sahilde kayıkhaneler peşi sıra dizilerek İstinye
deresine kadar devam eder. Burada biraz soluklandıktan sonra,
yeşilliklere yerini bırakırlar. Yeşillikler içinde, sahil yolu takip
edilerek Tokmak burnu geçilerek Emirgan’ da durak yapılır. Efsanelere
konu olan İstinye’nin unutulmazı tersanesidir. Çok uzun yıllar Türk
denizciliğine hizmet verdikten sonra kaldırılarak bu geniş alan park
yapıldı. Park’ın büyük kısmı değişik sosyal amaçlar için kullanılmaya
devam etmektedir. İstinye kıyı şeridi uzun bir zamandan beri marina
olarak kullanılmaktadır.

İstinye’de sosyal yaşam, diğer sahil şeridi semtler
gibidir. Aralarında fark yoktur, varsa da bu zengin ve ekabir zümrenin
deniz sahil boyuna yerleşmiş olmasıdır. İstinye’de Çiftçi-işçi, esnaf
ve emekliler çoğunluğu oluşturur. Zenginler sosyal yaşama katılmazlar.
Onların yaşamları İstinye dışında, yani İstinye’de bulunmayan sosyal
aktivitelerin bulunduğu yerlerdedir. Eski yıllarda İstinye’de sosyal
yaşamın bir parçası sinema idi. Güleç Sineması İstinye’de açılan
yegâne sinemadır ve on yılı aşkın bir süre faaliyetini devam
ettirmiştir. Güleç sinemasında zaman zaman tiyatro oynandı, sünnet
düğünleri tertip edildi. Güleç Sinemasını Kumaşçı kardeşler İbrahim
Bey ile Muammer Bey 1951 de açtılar. Güleç sineması; Tersaneye giriş
kapısının karşısında, İstinye deresine yakın ve İbrahim Efendi
Köşkünün yanındaki arsa içinde yer alan büyük bir sinemaydı.  Etrafı
çitle çevrilmiş, içeri giriş köşkün arkasından olan sinema diğer
sinemalar gibi tahta sandalye, tahta sıra, tabure ve okul sıraları
gibi gayri muntazam bir şekilde birbirine çakılmış tahtalardan
oluşturulmuş sıralardan oluşuyordu. Güleç sineması on yılı aşkın
faaliyet gösterdikten sonra sahipleri tarafından kapatıldı. Sinemanın
bulunduğu alanda şimdi Kalyon Çiçekçilik, büfe, oto yıkama gibi iş
yerleri bulunmaktadır.

İstinye’deki ikinci sinema Karakol sokağında bulunuyordu.
Yazlık olan bu sinema ile ilgili fazla bilgi edinilemedi. 1970 li
yıllarda kapandığı bilinmektedir.

           EMİRGAN SİNEMALARI

İlçenin sayfiye yeri Emirgan’da yazlık ve kışlık (açık ve
kapalı) olmak üzere iki sinema bulunuyordu. Yıldız Sineması Emirgan’ın
üst kısımlarındaki Ermeni Kilisesi karşısındaki binada faaliyet
gösteriyordu. Buraya Boyacıköy’de deniliyordu. Yıldız Sineması 1930’lu
yıllardan 1940 lı yıllara kadar hem tiyatro hem de sinema olarak
kullanıldı. 1940 dan sonra sadece sinema olarak hizmet vermeye
başladı. Yıldız Sineması önceleri Cemil Bey daha  sonra Sezai Bey
tarafından işletildi. 1974 yılında ise kapatıldı. Sinemanın bulunduğu
bina önceleri Kanal 7 Televizyonunun merkez binası  olarak hizmet
gördü. Halen işyeri olarak kullanılmaktadır.

Emirgân’daki ikinci sinema yazlık sinemaydı ve Ay Sineması
ismini taşıyordu. Hayat Bahçesi olarak bilinen yerde bulunan bu sinema
1975 lı yıllara kadar faaliyetine devam etti ve bu yıldan sonra
kapandı. İşletmecisi Ekrem Bey’di. Bulunduğu alan halen arsadır.

           RUMELİHİSARI SİNEMALARI

Rumelihisarı’nda iki sinema bulunuyordu. Biri Cennet
diğeri Etüz ismini taşıyordu.. Cennet Sineması, Rumelihisar kalesine
giderken sağ tarafta ve set üzerinde bulunuyordu. Açık sinema olarak
1950’ li yıllarda faaliyete geçmiş ve 1973 yılında faaliyetini
sonlandırmıştır. Halil Bey’in işletmeciliğini yaptığı bu sinemanın
yerinde halen çay bahçeleri bulunmaktadır.

Rumelihisarı’ndaki ikinci sinema Karakol binasının
karşısındaki arsada faaliyete bulunan Etüz sinemasıydı.  Nedim Etüz
Bey’in işletmeciliğini yaptığı bu sinema sadece üç yıl kadar faaliyet
gösterdi ve 1973 yılında kapandı.

RUMELİFENER SİNEMASI

Sarıyer ilçesinin en eski köylerinden biri olan
Rumelifeneri uzun yıllar nahiye olarak kaldı. Cumhuriyetin
kuruluşundan sonra köy statüsüne alındı.

Rumelifener Türkiye’nin en büyük ve balıkçı köylerinden
biri hatta birincisidir, Sarıyer ilçesinin en uç noktasında yer alan
ve Karadeniz’e bakan köyün antik çağdaki adı Panium ya da Panyum
Burnu; Bizans döneminde ise Fanaraki ya da Fanariyan Burnu idi. Köy
kayalıklar üzerinde kurulmuş, Rumeli yakasında olduğu için Rumelifener
ismini almıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar köy halkının büyük
çoğunluğu Rumlardan oluşuyordu. Zamanla alınan göç ve 1923 Lozan
Antlaşması gereği yapılan mübadele sonucu Rum nüfus tamamen kayboldu.

Köyün ismi bir süre “Türkeli” olarak kullanılmışsa da bu
isim tutmadığı için Rumelifener olarak kalması uygun görüldü.

Rumelifeneri’nde normal yaşam da sosyal yaşam da denize
açılmak, balık avlamaktır. Uçsuz bucaksız Karadeniz’in azgın dalgaları
ile boğuşmak, fırtına ile arkadaş olarak ölüm kalım mücadelesi vererek
avlanmak, geçimlik para kazanmak! Avlanabilmek için takım yapmak, ağ
ve diğer alet edevatı hazırlamak, günlük yaşamın vazgeçilmek
parçasıdır. Yaşam budur bu balıkçı köyünde!

Köyde Sosyal yaşam sünnet ve evliliklerde yapılan düğün ve sair
eğlencelerden ibarettir. Bir de Denizcilik ve Kabotaj Bayramı
nedeniyle yapılan eğlencelere katılmak; yarışlara iştirak etmekti (ki
bu bayramın ismi varsa da Moda da yapılan kutlamalar, yarışmalar
çoktan terk edildi). Bu balıkçı köyünde kahvehane hayatı alabildiğine
zengindir. Erkeklerin kahvehanelerdeki sohbeti, çok yaşlıların bir
köşede ağ dokuması ya da onarması günlük yaşamın parçasıdır.
Yaşlıların kahvehanesine gençler girmez, giremez; yaşlılar da
gençlerin oturduğu kahvehanenin değil içine girmek önünden bile
geçmezdi.

Sosyal yaşam hanımlarında özlediği bir yaşamdır ama nerde?
Onların sosyal yaşamı da düğünler,  gece ya da gündüz yapılan
misafirliklerdir. Evlerde saatlerce devam eden ağ dokumalar, onarmalar
ve güncel dedikodular!

Rumelifenerli erkekler meslekleri icabı çoğu kez köy
dışında oldukları için sinema, tiyatro, gazino hayatı yaşama fırsatı
buldular. Fakat hanımlar için aynı şey olmadı!

Rumelifenerli hanımlar köy dışına çıktıklarında sinemaya
gidebiliyor ve film seyretme zevkine varıyorlardı. Her ne kadar 1950
den sonra yaşamda kısmen değişiklik oldu ise de askeri bölge içinde
bulunan köye yabancının hatta yerli halkın izinsiz girmesi imkânsız
olduğu için sosyal yaşam köy dışına taşmıyordu. Ama her dönemde
yenilikleri getirenler, kırılması çok güç görülen kabukları kıranlar
da oluyordu. Bunlardan biri de Kolcu’nun Fevzi idi. Yıl 1970/1971 ‘i
gösterirken Rumelifenerliler sinema ile tanıştılar. Kolcu’nun Fevzi
Rumelifener yazlık sinemasını açarken tabuları da yıkıyordu. Bu olay
tutucu olarak kabul edilen köyde bir devrimdi.

Rumelifener köyü içinden Atatürk caddesini takiben limana
doğru giderken, sağ köşe başında ve soldaki tarihi Rumelifener’in tam
karşısındaki Basri’nin kahvehanesini alan Kolcu’nun Fevzi yazlık
sinemasını burada işletmeye açtı. Bu kahvenin yazlık kısmı bahçesiydi.
Denize bakan nefis manzaralı kahvehane/çay bahçesi! Bahçe’nin fener
tarafına kurulan perde, sıra sıra tahta iskemleler, yanlarda tahta
kerevetler film oynatılacak mekânı tamamlıyor, parayı bastıran içeri
giriyor, yer bulamayanlar, futbol maçı izler gibi ayakta filmi
izliyorlardı.

Çok rüzgârlı ve yağışlı havalarda ya da kış aylarında
kahvehanenin içinde, badanalı duvar perde olarak kullanılarak film
oynatılıyordu. Ne var ki hanımlar sinemaya gelemiyorlardı. Erkeklerle
bir arada film seyretmek ayıptı! Ama işletmeci Kolcu’nun Fevzi
hanımların adına işin kolayını bulmakta gecikmiyor; Tekne sokağa
girişte tam cepheden görünen kendi evinin alt katındaki salonu sırf
hanımların film seyretmesi için sinemaya dönüştürüyordu. Bu müthiş bir
şeydi köyde ve çok ilgi görüyordu.

Rumelifeneri’nde sinema keyfi çok uzun sürmedi, süreklilik
göstermedi. Zira televizyon denen sihirli ekranın yaygınlaşması,
halkın bu sihirli ekranla dünyayı evinin içinde bulması Rumelifener
Sineması’nın da sonu oldu. 1970 de başlayıp 1978 de sona eren
Rumelifener Sineması artık yok! Aynı yer de Mendirek Balık Lokantası
ve çay bahçesi faaliyet göstermektedir.

   BAHÇEKÖY SİNEMASI

Bahçeköy sadece Sarıyer ilçesinin değil tüm İstanbul’un
akciğeri olan Belgrad ormanı ile çevrili, mesiresi en bol olan bir
yerleşim bölgesidir. Kanuni Sultan Süleyman Belgrad seferi dönüşü
(1521) sırasında beraberinde getirdiği Sırp esirleri Bizans döneminde
ismi Petra olan orman içindeki köye iskan etmiş ve köyün adı bu
nedenle Belgrad köyü konmuştur. Aynı şekilde bölgedeki büyük ormanlık
alana da Belgrad ormanı denilmiştir. İstanbul’un su ihtiyacının
karşılanmasını temin maksadıyla Belgrad ormanı içerisinde bentler
yapılmaya başlanmış, Belgrad köylülerine de bentlerin pislikten
korunmaları, temiz tutulması görevi verildi. Uzun yıllar sonra
İstanbul’da kolera salgını görüldü. Köylülerin bentlerin temizliğine
dikkat etmedikleri anlaşıldığından l894 de Sultan II. Abdülhamid’in
iradesiyle Belgrad köyü orman içerisinden kaldırılmış ve bugün ismi
Bahçeköy olan köye taşınmıştır. 1923 Lozan antlaşması ile Bahçeköy’ün
Rumlardan oluşan halkı Yunanistan’a gönderilmiş, Selanik’ten gelen
Türk mübadil göçmenler Bahçeköy’e iskÂn edilmişlerdir.

İ.Ü. Orman Fakültesi, Bahçeköy’de eğitim ve öğretime
başladıktan sonra Bahçeköy halkı da dışa açıldı. Kendi kabuklarından
adeta dışarı fırladılar. Bahçeköylülerin eğlenceleri düğünlerdi.
Günlerce devam eden köy düğünü, sünnet düğünleri halkın tek eğlencesi
oluyordu 1960 lı yıllara kadar. Bu arada öteden beri avcılık ise bütün
kış boyunca devam ettirilen bir başka meraktı. Bahçeköy’e Belediye
otobüsü tahsis edildikten sonra köy her bakımdan büyük gelişme
gösterdi. Bu arada sinema ile de tanıştı. İlk sinema “Bahçeköy
Sineması” adıyla 1965 yılında açıldı. İşletmecisi Hüseyin Güner ile
kardeşi Zelkif Günerdi. Bu sinema için mekân ise terk edilmiş olan
Bahçeköy Rum Kilisesi idi. Kilise yıllarca kaderine terk edilmiş
olarak kaldı. 1933 yılında ise içinde değişiklikler yapılarak İlk okul
olarak kullanıldı. Bilahare yeni ilkokul yapılması üzerine kilise
tekrar boşaltıldı ve hızarhane (Ağaç kesme yeri) olarak Güner
kardeşler tarafından kullanıldı. Kilisenin boş bulunan ibadethane
kısmı Güner kardeşler tarafından 1965 yılında sinemaya dönüştürüldü.
Kırık dökük sandalye, tabura ve tahta sıralarla sinemaseverlere hizmet
vermeye başladı. Bahçeköy Sineması 1975 yılında işletmecileri Hüseyin
ve Zelkif Güner kardeşler tarafından kapatıldı. Köylüler tarafından
1977 yılında camiye dönüştürülen kilise o yıldan bu yana cami olarak
ibadete açıktır. Hüseyin ve Zelkif Güner kardeşler bir yıl sonra Adnan
Menderes Caddesi üzerinde sol tarafta, İ.Ü. Orman Fakültesinin yan
kapısının tam karşısında ve İnönü caddesinin girişinin sol köşe
başındaki arsada Bahçeköy Sinemasını tekrar faaliyete geçirdiler.
1978 de açılan bu sinemada 1981 de kapatıldı. Bu sinemanın bulunduğu
yerde şimdi altı katlı bir apartman bulunmakta, alt katları işyeri,
üst katlar konut olarak kullanılmaktadır.

KİLYOS SİNEMALARI

Sarıyer ilçesinin deniz sahili köylerinden biri olan
Kilyos aynı zamanda ilçenin en önemli turizm merkezidir. Deniz, denize
nazır gazinoları, yeşillikler içindeki lokantalar, çay bahçeleri ve
sahil boyu uzanan otelleri ile önemli bir turizm merkezidir. Kilyos’ta
iki sinema denemesi oldu. İlk sinema tarihi Kilyos kalesi yolu ile ve
Tahlisiyeye giderken, eski camiin alt kısmında, Muhtar Ali Biçer
tarafından 1975 de açıldı. Sadece yaz aylarında film oynatıldı. Çitle
çevrilmiş bahçe içinde sandalye ve tabureler konularak seyirciler
içeri alındı. Sinema çok ilgi görmesine rağmen ancak üç yıl faaliyet
gösterilebildi ve 1978 de bu sinema kapatıldı. Sinemanın yerinde konut
yapıldı. Kilyos’ta ikinci sinema köy içinde dört yoldaki bir arsada
açıldı. Ford Mustafa (Lâkaplı) İlhan Bey tarafından 1978 yılında
işletmeye açılan bu sinema sadece iki yıl hizmet verebildi. 1980
yılına gelindiğinde bu sinema da kapatıldı. Sinemanın bulunduğu alan
halen arsadır.

19.10.2010

Sözlü Tarih Çalışması:

Cemil AKÇİVİ

Naif AKSAY

Sami CANEL

Ali SANDIKÇI

Mehmet ADAY

Kilyos Muhtarı ALİ

Engin CEVAHİR

Mecit DEMİR

Erhun KARADAYI

Dursun HUT

Sinan HANCI

İrfan TERZİ

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)