Kalem arkadaşlarımdan Bülent Özçağatay partilerin oy oranlarının yanlış hesaplandığını ve birçok yazarın bu yanlışı ısrarla sürdürdüklerinden şikâyetçidir ve şikâyet etmekte de haklıdır. Diyor ki:
Aşağıda isimleri yazılı olan Yazarların yerel seçim sonrasında % 36,8 olan AKP oy oranını günlük yazıları içerisinde % 43, % 43,5 ya da % 46 olarak yazdıklarını gördüğümde kendilerine ve gazetelerine son 1 ayda 6 mail göndererek buna dikkatlerini çekmeye çalıştım. Sağolsunlar her hangi bir cevap vermediler. Maillerimi görmediler diye düşünüyorum.
Son yerel seçimlerde toplam seçmen sayısı 52 700 000
Geçerli oy sayısı……………………………………….. 44 800 000
AKP oy sayısı…………………………………………….19 400 000
Ve diğer oylar ve geçersiz oylar… ( Bu rakamlar YSK sayfasında vardır. )
Bu rakamlara göre AKP’ nin aldığı oy oranı % 36,8 dir.
AKP’ nin oy oranını % 43 olarak yazan Aydınlık Yazarları:
— Mehmet Saraç ( İki kez % 46 olarak yazdı )
— Mehmet ALİ Güller
— Mehmet Bedri Gültekin-
— İsmet Özçelik
— Hasan Böğün
Sözcü Yazarı:
— Rahmi Turan
Yerel seçim öncesinde ise yine %43 olan AKP oy oranı % 50 olarak yazılmaktaydı.
İlk-Kurşun Yazarı
— Cüneyt Arcayürek yerel seçim öncesinde %43 olan AKP oy oranını % 50 olarak yazmaktaydı. Kendisine yazı yazdım ama cevap vermedi.
— Orhan Bursalı yerel seçim öncesinde %43 olan AKP oy oranını % 50 olarak yazmaktaydı. Kendisine yazı yazdım ama cevap vermedi.
Sözcü, Tokmak imzalı yazıda yine %43 olan AKP oy oranını % 50 olarak yazılmıştı. Yine yazı yazdım ama cevap verilmedi.
İsimleri yazılı Yazarlarımızın her gün yazılarını okumaktayız. AKP taraftarı olanların oy oranını yüksek gösterme çabalarını anlayabiliriz ama AKP ile ilgili yazılarda Halkın, Vatandaşın zihinlerine doğru olmayan bir bilgiyi yerleştirme çabası gibi görünen bir şekilde AKP oy oranını yüksek olarak dile getirmek bunca yılın tecrübeli gazetecileri ve aydın kimseleri için ne anlama gelmektedir. Bizler gibi amatör takipçilerin bile kolayca fark edebildiği bu rakamları ve bu oy oranlarını bilmiyor olabilirler mi?
Bu Yazarlarımızın ve Aydınlarımızın yazdıkları yazılarda yüksek oy oranları yerine %36,8 yazmaları durumunda yazdıkları yazıların düştüğü kolayca görülmektedir. Kendileri bu durumu görmeden yazılarını nasıl yazabiliyorlar? (B.Özçağatay)
Bülent Özçağatay’a cevabımı okurlarıma sunuyorum:
Benim seçim oranlarıyla ilgili pek yazım yoktur.
Tek bir yazımda, 2009 seçimlerin hemen arkasından yanlış hesap yapıldı, katılanların üzerinden yüzde aldılar, böyle olmaz, seçmen sayısının üzerinden yüzde alınmalıydı, diye yazdım. O zaman Mehmet Ali Güller benim gibi yazmıştı.
Yapılan seçim değil referandum idi. Referandum yasasını 1988 de Özal bir kerelik diye değiştirmiş, seçim yasasıyla referandum yasası aynı yasa yapılmış, öyle de kalmıştı. Referandum oylaması seçmen sayısı üzerinden hesaplanır, bunlar seçim gibi katılanların üzerinden oran gösterdiler, o yüzden yüzdesi yüksek gösteriliyor.
Şimdi endişem, yazın Ağustos ortasında sandığa tarladan dönüp de giden pek olmaz, tatilciler de büyük şehre dönmez. Yine katılanlar üzerinden başkanlık seçimi yapacaklar, oysa başkanlık sistemi referandumdur. Yine seçmen sayısını bir kenara bırakıp katılanlar üzerinden yüzde 51 ilan edecekler. Çünkü bu tuzağı bir kere yutturdular, milletin matematiği şaştı…
Asıl tuzak daha duruyor.
Başkanlık sistemine karşı oy kullandığımız halde şimdi bu yasaya göre gidip sandıkta kendi adayımıza oy vereceğiz. Bu ne hayın tuzaktır… Başkanlık sistemine evet oyu vermiyorsun, ama bu sisteme göre bir aday çıkartıyorsun!
BUNU FARK EDEN SEÇİMLERİ PROTESTO EDER, SANDIĞA GİTME ORANINI DÜŞÜRÜR, GEÇERSİZ SEÇİM HALİNE GETİRİR…
PARLAMENTER SİSTEMİ KORUMAMIZ LAZIM!
MECLİSTEKİ MUHALEFETİN TOPTAN İSTİFA ETMESİ VE BAŞKANLIK SEÇİMLERİNİ YAPTIRMAMASI GEREKİR…
Bunlar kurdular seçim tezgâhını, bizi kukla gibi oy verdirip legalize ediyorlar tuzaklarını.
Kural dışı iş yaparken çocuklar oyunu terkeder, “Ben oynamıyorum, küstüm” der.
BEN DE OYNAMIYORUM. “Tek başına oyun oynanırsa buyur oyna” demektir.
Adını vermeyeceğim bir arkadaşım da yaz tatilinde sandığa gitmek için önerilerini gönderdi. Ona cevabım da burada:
Matematiğini yediler bu milletin.
Başkanlık sistemine 2009 da HAYIR diyen de bu yaz mevsiminde gitti sandığa. KATILANLARIN ÇOĞUNLUĞU ile aldılar evet’i. Oysa Referandum TÜM SEÇMENİN ÇOĞUNLUĞU demekti.
Şimdi o HAYIR diyenler “benim adayım falanca” diyecek, yani zokayı yuttu, matematiksizliği kabul etti.
Bu tuzaklara düştü milletimiz. HAYIR dediği şeye benim adayım şu diyecek, YUTTU!
Başkanlık seçimini red etmek sandığa gitmemek ve parlamentodaki tüm muhalefet istifa ederek bu seçim tuzağını bozmak gerekir.
Anlatabilirsek…
10.6.2014
Mahiye Morgül
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)