Son Dakika Haberler

Çocuklarını korumayan bir devlet çöker

Çocuklarını korumayan bir devlet çöker
Okunma : Yorum Yap

….koyunları kurtlar değil çobanlar yese…

mahiye_45Kanuni hocası Yahya Efendiye “Bir devlet ne zaman çöker?” diye sorar.
​“Neme lazım be Sultanım” cevabını alır.
Kanuni bunu pek anlayamaz, açıklamasını yazarak vermesini ister. Cevabı şöyle olur:
“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de nemelazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır, asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir.” (Mektup halen Topkapı’da sergilenmektedir)
Bu mektuptan bir eğitimci olarak çocuklarımızı kurttan ziyade çobandan korumamız gerektiği dersini çıkardım. Evet, çocuklarımızı kurtlar değil çobanlar yemektedir. Ders kitaplarında beyin öldürme virüsleri var.
Bugün Baro tarafından Değerler Eğitimi kitaplarının kaldırılması için iptal davası açıldığını öğrendik. Okul yurtlarında seminer adı altında okutuluyor. Ancak daha önce de yazdığım gibi, bu bir seçmeli derstir ve kitap da onun kitabıdır. Çocukların hayatla bağını kopartan, onları çocuk yaşta ölüme hazırlayan, psikolojilerini bozan bir kitaptır.
Bu kitabın diğer kitaplarla aynı felsefeyle yazıldığını benim okurlarım anlamıştır. İngilizce kitabında bile kesik kollar kesik kafalar, vampirler, Drakulalar, “turkey” yiyen dini bayramlar, parmak kuklası anne babalar… Matematik kitabında cadılar, Hayat Bilgisinde çocuğun ölümle burun buruna geldiği anlar, Türkçe kitabında boğulmakta olan çocuklar, daha neler neler… Dava açtığımız ders kitabı sayısı 10 oldu.
Çocuklarımızı yiyen çoban kimdir diye sorarsanız; MEB onlara devredildi, kendisini lağvediyor. TÜBİTAK ve MYK Hayat Boyu Öğrenme daireleri ilk aklıma gelenler. Değerler Eğitimi kitabını Hizmet Vakfına sipariş veren merkez orasıdır. Kitabın resimlerini koyan yer TÜBİTAK Eğitim Araştırma Dairesidir.
Eğitim piyasası kuruldu ve MEB bütçesi böyle sipariş kitaplarla eritiliyor. Eğitime bu kadar bütçe ayırdık, diyorlar, harcama kalemi çok kabarık görünüyor, ancak karşılığında beyin ölümü gerçekleştiren zihin çökertme zehri yüklüyoruz çocuklara. Halkımız da eğitime iyi para harcıyoruz zannediyor.
Bir Finli eğitimci diyor ki; “Dünyada 3 ülke eğitime en fazla payı ayırıyor, İsrail, ABD ve Türkiye. Verdikleri pay alt gelir düzeyindeki çocuklara değil, zenginlere gidiyor, eğitim piyasası kurdular, onu besliyorlar. Biz ise ihtiyacı olana daha fazla pay veriyoruz, böylece her çocuğa eşit eğitim yapıyoruz.”
Bakalım eğitim bütçesi bizde nereye gidiyor?
*Özel okul patronlarına vergi indirimi ve teşvik
*Ders kitabı hazırlama ve basımı sektörüne
*Vergiden fiilen muaf kaçak basılmış ders kitaplarına
….
Bir de eğitim bütçesinden hiç pay almayan artık kapatılmış olan kurumlara bakalım:
1-Çıraklık Eğitimi kurumları kapandı.
8 yıllık eğitime geçiş adı altında tamamı kapatıldı. Meslek Liselerinin orta kısım kapatıldı, Sanayide çalışacak çıraklık ve ustalık kaynağı tıkandı. Meslek Liseleri modül sisteme geçirildi, ustalık düzeyinde mezun verecek yerde çırak düzeyinde Liseden çıkış getirildi. (Mesleki Yeterlilik Kurumunu bu tuzağın merkezindedir.)
Bu sırada İmam Hatip Meslek Liseleri meslek lisesi statüsünden çıkartıldı, onları kapanmış olan orta kısımları (İmam Hatip ortaokulu) yeniden açıldığı halde Meslek Liselerinin orta kısımları açılmadı!
2-Mesleki ve Teknik Eğitim Fakülteleri kapandı.
3-16 bin köy ilkokulu kapandı.
4-Polis Okullarını kapatma kararı geldi. (Ocak 2015)
5-Eğitim Fakülteleri ve Askeri Liseler (pek yakında kapanıyor).
Polis okullarını kapatma sürecine nasıl gelindiğini eski okurlarım bilir; Güvenliğin piyasaya devrine sıra geldi; iç güvenlikte nitelikli eleman yetiştirme programı kaldırıldı.
Mesajı şudur; kendi güvenliğini kendin kur, özel güvenlik şirketlerine talep yaratılsın!
Tansu Çiller hizmetlerin sektöre devredileceğini Dünya Bankasına söz verdiği (GATS 1995) yılın ertesinde 28 Şubat 1996 asimetrik darbesini yedik. Özellikle eğitim hizmetlerinin sektöre devredilmesi için halkın şaşırtılması gerekiyordu, gereği yapıldı.
Sanki İmam Hatip Liselerinin orta kısımları kapanmıştı. Şimdi bakın, İmam Hatip Ortaokulları 10 yaşında başlatıldı ve Din Eğitimi dersleri çoğaltıldı, içeriği ise İslam öğretmekten uzaklaştırıldı. Böyle kitaplar Değerler Eğitimi adı altında şimdi bir daha karşımıza çıktı. Süreci görmeden sade bu kitapları konuşmak eksiktir.
Eğitimin küresel canavarlara para kandırma programına oturtulduk, bu sırada eğitimin gericileştirilmesi bu programın parçasıdır. 2006’da MYK Hayat Boyu Öğrenme dairesiyle birlikte geldi Değerler Eğitimi dersi ve bakın okul dışında öğrenme tuzağı kuruldu.
……
Son on yılda eğitimin niteliğinin değişmesiyle birlikte gördüğümüz toplumsal çöküşü konuşacak olursak; aile içi şiddet, kadına şiddet ve tecavüz, işsizlik, geçimsizlikten intiharlar, kredi kartı borçlarından intihar, borçlu kadınların geneleve düşmesi ve fuhuş, çocuk kaçırmalar, organ mafyası, vd. Toplumsal çöküş yaşıyoruz.
Şiddet toplumunda büyüyen bir nesil getirdik.
Eğitimde çöküşü konuşuyorduk. Bütün bu çöküşün altında korunaksız bırakılan çocuklarımızı düşünelim. Ders kitaplarına koyduğumuz virüslerle çocuklarda disleksi, dispraksi, diskalkuli, disgrafi gibi yeni algılama bozukluğu sorunları başladı.
Son beş yılda psikologa giden çocuk sayısındaki artışı konuşamıyoruz, halktan gizleniyor. Psikologlar bu yıkımdan para kazanıyor, bunun da piyasası kuruldu.
Çocuklarımızın eğitimini küresel canilerin eline verdik, onlar çocuklarımızı beyinlerinden yemeye başladı.
Çocuklarımızı kurtlar değil onları korumakla görevli çobanlar yiyor.
Yahya Efendi doğru söyler. Çocuklarını korumayan bir devlet çöker.

27 Şubat 2015
​Mahiye Morgül

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)