Sabah tutuklu Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’un Askeri Yargıtay’daki duruşmasını izledim. Kendisine yüklenmedik suç bırakmamışlar. Toplam 700 yıl mahkûmiyet istemiyle yargılanıyor. Asıl suçu, Kayseri’de Fethullah’ın Işık Evlerine çomak sokmaya kalkmak…
Dava, Kayseri Işık Evleri davası, fakat davanın adı bu değil, çünkü dava tersine döndü, savcı iken sanık oldu. Davanın adı “evrakta sahtecilik”.
Aleyhinde tanıklık eden genç asteğmen hakimi dinledik bugün. Önce, “Eski ifadelerim doğrudur” dedi, sonra “Okumadan imzaladım tutanakları, başıma bunların geleceğini bilmiyordum” dedi. Çelişkili ifadeleriyle korkusundan bunları yaptığı anlaşılıyordu.
Sanık Hava Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’un avukatı Celal Ülgen yine hazırdı. Bir yiğit avukattır, Hukuk Baba diyesim geliyor. Tek başına Silivriden Ankara’ya, Ankara’dan İstanbul’a, koşup duruyor. Hukuk Baba, inceden sorularıyla aldı tanığın ağzından itirafları.
…..
Beşevler’de sık sık adı değişen bir MEB binası var, eski Film Radyo ve Televizyonla Eğitim Merkezi. TÜBİTAK şimdi buraya taşınıyor. Tabelası değişti, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri oldu. EBA, Eğitim Bilişim Ağı, hani şu ders kitaplarının eba.gov.tr sitesine konulduğu bölüm de burada. Bilgisunardan eğitime geçiriliyoruz ya, yenilik bu.
Ve, teknoloji artık eğitilmiş insan istemiyor, burada çalışan deneyimli eğitimciler Yaygın Eğitim’e sürülüyor. Talim Terbiyenin lağvedilmesinden sonra sırada burası vardı. Öğleden sonra geçmiş olsun için gittim, son bir kahve içtik bahçede.
Buradaki emektar film stüdyoları hurdaya gitmeyi bekliyor. Nasıl ağlamazsın!
….
Kızılay’a kadar otobüste beraber oturduğumuz genç adam panik halinde, meşin çantasındaki Afrika menşeli muzları test ettirecek laboratuar bulamadığını anlattı. Hangi zehiri içerdiğini tespit edecek laboratuar arıyordu, çünkü bugün Bakanlıkta bu muzlardan yiyen 15 kişiden birisi hastanede ölmüş. (Bakalım haber konusu olacak mı?)
….
Banu Avar Ankara kitap fuarına gelmişti. Sakarya Caddesindeki Vardiya Bizde’nin “sessiz Çığlık” eylemine katıldı, birlikteydik. Aynı gün ODTÜ Mezunlar Derneğinde konferans verdi, kitaplarını imzaladı. Eğitimle ilgili sorusu olanları bana gönderiyordu. Kimya Mühendisliği bölümünden iki öğretim üyesi geldi, “Sertifika veren bir mühendislik harakiri yapıyor demektir” dedim, “Evet, çok geç kaldık, bitiriliyoruz” dediler.
Ne diyeyim, yıllardır Mesleki Yeterlilik Kurumu adında eğitimi sertifikalı sisteme dönüştürmekle görevli bir moderatörlük kurulduğunu anlatıyorum, yeni fark etmişler. Sakladığım ders kitaplarının DVD’sini rica ettiler, ders kitaplarına açtığım davaya müdahil olmak istediler. (Açtığım kitap davalarına müdahil sayısı sekiz oldu.)
….
1.Sınıf ders kitabı hakkında yürütmeyi durdurma istemiyle Ankara İdare Mahkemesine açmış olduğum davayla ilgili ara karar bugün elime geçti. 12.03.2013 tarihinde oy birliğiyle alınmış kararda, Davalı MEB’dan bir ay içinde savunma istemişler. Sonucu ne olur bilmiyorum ama, her ne olursa iyi olur. Çünkü, bu bilim dışı ders kitaplarına dava açmadan ölseydim gözüm arkada kalırdı.
Halen 3 kitaba itiraz davamız var, bir yandan da açılmış bu davalara müdahil olanlar artıyor. Şimdi 1.sınıf Hayat Bilgisi kitabı için dava dilekçesi yazmaya hazırlanıyorum, bununla dava sayısı 4 olacak; adamlar çocuğu hayattan nefret ettirme kitabı yazmışlar…
Kitapta 6-7 yaşındaki çocuğa yönelik bazı etkinliklere ve bazı sorulara açıklama getirecek psikolog arıyorum. Halen görevde olanlar görüş bildirmeye korkuyor, hele eğitim fakültelerinde görevliyse hiç yanaşmıyor. En iyisi okurlarıma sorayım:
-Getirdiğiniz insan resimlerinin vücut bölümlerini keserek yeni tipler oluşturunuz.
-Aşağıdaki resimde oyuna alınmayan çocuk, sizce ne hissediyor olabilir?
-Aşağıdaki resimde çocuk arkadaşının oyuncağını bilerek kırmıştır. Oyuncağı kırılan çocuk sizce ne hissediyor olabilir?
-“Eyvah, aniden yola çıktığımız için şoför amca bizi fark etmedi.”(İki çocuk ezilirken resmedilmiş!)
Bunların Hayat Bilgisi kitabına nasıl girdiğini küçük dilini yutmadan izah edecek psikolog arıyorum.
…..
Çıkartılan Afet Yasasıyla belediyelere verilen yetkilerden haberiniz var mı? Kentsel Dönüşüm adıyla gelen yıkımların yasası.
Her an evleriniz yıkılabilir, arazilerinize el konup TOKİ inşaatına verilebilir…
Afet Yasası değil “yıkım yasası” diyorlar.
Kentsel Dönüşüm’den esinlenerek, “Eğitsel Dönüşüm” demeli. “Eğitimde yıkım yasası” ve getirdiği Beyin Afeti… Hepsinin merkezi ABD!
……
Ve, Meclisten geçirecekleri, “Diyarbakır’da barış, komşularda sıçak savaş” yasası geliyor. PKK’ya af yasası değil, “PKK Afet Yasası”…
Çünkü artık PKK İsrail’in elindeki en deneyimli Profesyonel Savaş Şirketi’dir.
Tanrı Kürt çocuklarını korusun!
25.3.2013
Mahiye Morgül
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)