Şairin profesöre yaptığı “kitap yüklü merkep” benzetmesi maalesef Antalya’da bir başka amaca hizmet için kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19.Eğitim Şurasında yaptığı konuşmada sarf ettiği o söz, galiba şairini de yanlış söyledi, artık profesörleri hedefe koyduğunu gösterir.
Akademik tepkilerden çekindiği için lafı böyle dolaştırdı. Bence çekinecek bir şey kalmadı, çünkü Prof.Rennan Pekünlü’yü hapse atarken akademisyenlerden ne kadar ses çıktığını test etmişti.
Şimdi o akademisyenleri sanallaştırmaya sıra geldi ve e-kitap yazın para kazanın, merkep gibi kitap taşımayın, diyor. On yıldan beri bu havuca atlayacak o kadar çok akademisyen yetiştirdi ki, herkes memnun.
Aslında konunun merkezinde kendisinin de sözde çatışmalı olduğu TUBİTAK var, ondan hiç söz etmedi. TUBİTAK akademisyenlere e-kitap yazdırma çalışması başlattı. Bunun sonuçlarını fakülte kütüphanelerinin ve laboratuarların boşaltılması olarak göreceğiz.
Akademik çalışma e-kitapla olurmuş gibi şişiriyorlar, oysa bilim sanallaştırılırken bilimi yok edecekler, eski kitapları ortadan kaldıracaklar. İlkokul, Ortaokul ve Lise ders kitaplarından bilimin nasıl buharlaştırıldığını, okul kütüphanelerin ne hale geldiğini gördük.
Erdoğan ile TUBİTAK paralel çalışıyorlarken bize çatışıyormuş gibi gösteriyorlar. Eğitimde İşbirliği Protokolünü imzaladılar ve Talim Terbiye kapandı, kitaplar orda hazırlanıyor, okul kitaplarının iç kapağında bunun yazısı yer alıyor. Hatta bu nedenle dava açmaya hazırlandığımız İlkokul İngilizce kitabı için dava ettiğimiz merci TUBİTAK’ı göstereceğiz.
Resmi sitesinde dijital kitaplar için neler yaptığına bakmak isterseniz:
“5000 Dijital İçerikli Açık Ders Kaynaklarını Destekleme Programı kapsamında Akademik e-Kitap ve Akademik e-Ders çağrıları bireysel ve kurumsal başvurulara yönelik olarak yayımlanmıştır. Çağrılara son başvuru tarihi 31.12.2014’tür.”
http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/bilim-ve-toplum/ulusal-destek-programlari/icerik-5000-dijital-icerikli-acik-ders-kaynaklari-destekleme-programi
Bir de, e-kitap yazma piyasası var, reklamlarına kadar görebilirsiniz:
http://sistematik.net.tr/tubitak-5001-projelerinde-cozum-ortaginiz-sistematik-3/
Bence Erdoğan profesörlere, kitap yüklü merkep olmayacaksınız, eğitim piyasasına çalışacaksınız, diyor.
19.Şurada sektör komitesi görevi üstlenmiş bir yandaş sendika var, onun ne dediği de önemlidir, ufukta ne göreceğimizi onlara söyletirler. AKP’nin eğitimi bitirme programında daha neler var, hepsini onlardan duyuyoruz. Antalya’dan şurayı takip eden yazar Mehmet Pınar notlar aldı ve yazdı onun yazısından kısaltarak buraya alıyorum.
TÜRK EĞİTİM BİR SEN’İN TALEPLERİ
1) Devlet, Milli Eğitim Politikasından vazgeçsin, Milli Eğitim Bakanlığı kaldırılsın; şehir merkezlerinde bulunan okulların arsası satılsın.
2) Anadilde eğitim yapılsın. Devlet okuluna giden öğrenci eğer özel okula giderse 3500 TL para desteği sağlansın.
3) 4+4+4 eğitim sistemi uygulansın.
4) Öğretmen atamaları yerel yönetimlerce yapılsın; merkezi sınav kaldırılsın, kitapları kendi dil ve dininde yerel yönetimler basıp dağıtsın.
5) Dershaneler özel okula çevrilerek anadilde eğitime başlasın. Arsa, KDV, Elektrik Su parası desteği sağlansın.
6) Din Dersleri, Anasınıfından başlasın. Avrupa’da Din Dersi papazlar tarafından verilmektedir. Türkiye de, bu eğitimi okul dışında Meleler versin. Her dinin melesine, maaş verilsin.
7) Karma Eğitim Sistemi, 1930’larda devrim sonucu getirilmiştir. Eğitimi, engelleyen bir sistemdir, vazgeçilsin.
8) Yapılan sınavlarda hiçbir yere yerleşemeyen öğrenciler İmam Hatip Okullarına yerleştirilsin.
Ufukta, kitap yükü kalkmış merkeplerin Atatürk’ün yasakladığı tekke, zaviye ve dergâhlara su taşıdığını görüyor musunuz?
En ödeviniz: Cemevine “dergah” statüsü çizen AHM, yasaklı tüm tekkelerin kapısını açmak için Cemevini kilit yapmış olabilir mi?
Mahiye Morgül
4.11.2014
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)