Son Dakika Haberler

Küresel katillerin silahına mermi olmaktansa Silivri’de yatmak..

Küresel katillerin silahına mermi olmaktansa Silivri’de yatmak..
Okunma : Yorum Yap

AbdKüresel katillerin silahına mermi olmaktansa Silivri’de yatmak…
ABD Türkiye’yi öldüresiye seviyor, mermi olarak silahına sürüyor… ABD Demokrat Parti üyesi tarihçi Dr Trapley öyle diyor. Obama’nın partisindendir.
Çanakkale’den biliriz onların demokratlığını, İngiliz kiralık askerlerinin mezar taşlarına “For democrasy” yazar. Birçoğu da Yeni Zelandalı Müslümanlardı. Demokrat olmak onlar için sermayenin serbest dolaşımın (küresel sömürünün) önündeki engelleri savaşla veya işbirlikçileri eliyle kaldırmaktır. Demokrasiye geçiş derler, her yol mubahtır.
Yeniden dünya savaşı kapımıza dayandı, küresel demokrasiye geçiyoruz.
Türk ordusunun satılık kanı var dediler. Askerimizin kanını satacak başbakan ve cumhurbaşkanı bulmaları gerekiyordu. Buldular, BOP anlaşmaları yaptılar, olmadı.
Askerimizin başında Suriye’yi işgal edecek komutan gerekiyordu, onu bulamadılar. Suriye’ye girmektense hapse girmeyi tercih ettiler. Cezalandırıldı komutanlar, başlarına balyoz indirdiler. Akıl almaz yalanlarla subaylarımızı içeri tıktılar. Yine de ordumuzu Suriye üstüne süremiyorlar, panik içindeler.
Meclis tatil yapıyor, Meclis tatildeyken Cumhurbaşkanı yetkiliymiş, o versinmiş kararı. Dünya savaşının eşiğindeyiz. Meclis toplanamıyor, Erdoğan kendi milletvekillerine güvenemiyor, elleri ayaklarına dolandı.
Türk ordusuna tuzak üstüne tuzak kurulurken, eş zamanlı Türk eğitim ordusu sinsice tarumar ediliyor. Sistemle durmadan oynanıyor. Veliler şaşkın, öğretmenler şaşkın. Son açıklamalardan sonra öğretmenin sınıfta çoban konumuna indirildiğini herkes görüyor.
Bakanlıktan tablet içinde sorular gelecek, öğretmen sınav yapacak. SBS’nin versiyonu bu. Okul dışında yapılan sınavda öğretmene ücret ödeniyordu, bu ücreti de ödememiş olacak.
Artık öğretmen hiçbir derste kendi öğrencisine not veremeyecek. Peki de, artık öğrenci öğretmeni dinler mi? Zaten kuşa dönmüş müfredat. Öğretmen kendi gayretiyle bir şeyler öğretmeye çalışıyordu, artık bu gayrete de girmeyecek.
Veliler şimdiden özel ders için koşturmaya başladılar. Hani dershaneler kalkacaktı?
Bu işin varacağı yeri veli bilmiyor. Adım adım çocuğun ayağı okuldan kesiliyor, caf caflı sözlerle “bilgiye erişim”, “öğrenmeyi öğrenme” tuzakları örülüyor, paran kadar bilgiye erişim…
Ders başına sınıf atlama getirdiler, veliye bundan hala söz edilmiyor.
Din okulları artıyor, her tarikata ayrı ortaokul… Cami-Cemevi projesine paralel Alevi-Sünni din okulları ayrılıyor. Oysa bu, Alevi çocukları ayırma projesidir.
Eğitimde yeni sistem iç savaş tuzağına çekiyor bizi, bilinsin.
….
Suriye’de 400 çocuk öldürüldü. Önce kaçırdılar, sonra öldürüldüler.
Ne zaman çocuklar kaçırılsa aklımıza organ mafyası geliyor. Bunun da bir nedeni var. Gebze depreminde yıkıntılar arasında sahipsiz dolaşan çocukların az sonra kaybolduklarını, oradan geçen İsrail ilk yardım araçlarından söz edildi. İsrail organ mafyasına dair söylentiler yayıldı. Sonra büyük tsunamide, Endonezya hükümeti İsrail ilkyardım helikopterlerini yasakladı, sahipsiz çocukların ortadan kaybolmalarından onlar sorumlu tutuldu.
Şimdi Suriye’de Gota bölgesinde kaçırılmış çocuklar öldürülünce kimyasal silah değil, İsrail organ mafyası geldi aklıma. Eli palalı şeriatçıların insan kalbi yediklerini izletmişlerdi bize. Bunları yan yana koyunca doğal olarak aklıma ilk gelen İsrail organ mafyası oldu.
Neden Gota’lı çocuklar seçilmiş olabilir? Bunun da bir izahı olmalıydı. Doku uyuşması meselesi. İsrail halkının çoğunluğu Kırım Kiev-Bubiyar asıllı Aşkenazi denilen Saka Türkleridir. Sakaların antik adı Godlardır. Guti’ler.
Roma saldırılarına karşı toplanan Selevkos ordularında, Selahattin Eyyübi’nin ordusunda ve Baybars’ın ordusunda çokça Kırım Türkü vardı. Hatta Türk adı tarihte ilk defa onlar için kullanıldı. Baybars’ın devletinin adındaki Türk adı ordan gelir.
Suriye’deki çocuk katliamıyla ilgili gerçekler bize gösterilen fotoğraflardan farklı olmalıdır.
Çocukları öldürdükleriyle kalmayıp ölüsünden yağ çıkartacaklarını düşündüm. Gerçek katilleri bulmak yerine, bütün Suriye’yi kana bulayacaklar. İnsanlık çıldırmış!
Tarihte Talmutçu Yahudi tefeciler geldi aklıma. Borç verdikleri babanın borcuna karşılık 3 yaşındaki kız çocuğunu elinden alıp kerhaneye (karhane!) satarlardı. Onların bu acımasızlığına karşı çıkan diğer Yahudi tüccarları da cezalandırırlardı, onun için Yahudinin Yahudiye acımasızlığı meşhurdur, “Venedik Taciri” oyununda Şekspir bunu anlatır.
Şimdi Suriye’deki Müslüman ve Hristiyan bütün gruplar o acımasız Venedik tacirlerine karşı birleşmiş haldedir. Defalarca Yahudi Venedik tacirlerinin zulmüne uğramış, ordan oraya sürülmüş diğer Yahudi gruplar da kendi güvenlikleri için bugün Suriye halkıyla birleşmek ihtiyacındadır. Yani Mazada, birleşerek ölümüne direnmek.
Evet, Şam direniyor, birleşerek direniyor, tarihte hep böyle oldu. Şam’ın asıl adı Da-mas Kos budur. Da-maz, yani Maz-ada! Maz ise “kutsal hilal” demekti, değil mi? Yani Sarı-Ay, Suriye.
İslam da Hilal Dini, Birlik Dini değil midir?
Paraya tapanlara çocuklarımızı kurban vermemek için, Suriye halkıyla birlikte direnmek, başımızdaki haçlı işbirlikçilerini indirmek şart olmuştur.
Ben her Cumartesi Vardiya Bizde etkinliklerine giderken boynuma sarı fular ve sarı hilal kolye takıyorum. Sadece Vardiya Bizde diyen hapisteki subay eşlerine değil, Suriye’ye saldırmayı kabul etmeyerek hapse girmeyi tercih eden, NATO’nun haçlı ordularına teslim olmayan Türk komutanlarına destek vermeye gidiyorum.
Pankartıma bu hafta şunları yazdım:
Suriye’ye sokamadı, Silivri’ye soktu!
Suriye’ye girmem dedi, katmerli müebbet yedi!
Diren Suriye, Vardiya anaları seninle!
6.9.2013
Mahiye Morgül

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)