Mühendisliğin temeli olacak konular matematikten çıkartılıyorsa, “mühendise ne gerek var” diyor… Çırak olsun bu çocuklar, işçinin çocuğu işçi kalsın, bunu demek istiyor.
Yazı yazmayı da öğrenmesine ne gerek var, işçinin yazmasına ne gerek var, çekiç sallasın, vida sıkıştırsın, kaynak yapsın yeter, demek istiyor.
Tıbbın temeli olan dersler Temel Bilimler’den kaldırılıyorsa, “sizin doktor yetiştirmenizin ne gereği var, bizden alırsınız” diyor…
Milli Eğitimin amaçlarını bunun için değiştirmişlerdi. Adam sözünün eri, verdiği sözü tutuyor. ABD öyle istemiş, o da Temel Eğitim Kanununu değiştirmiş, “Eğitim küresel ekonominin gerektirdiği eğitim programlarını uygular” diye yazmış kara kaplı deftere.
Türkiye kalkınmakta olan sanayi ülkesi değil, montaj ülkesidir artık, eğitimi de buna göre olur elbet, matematik bilmeye ne gerek var. Muhasebe bilmeye de gerek yok, dışarıdan yabancı denetim şirketleri gelir, gelecek, onlar hesap işini bilsin yeter.
Muz cumhuriyetiyiz. Bie şunu yapacaksın diyorlar, kendi ekonomik kalkınma planlarınızın olmasına gerek yok, diyor “efendimiz” ABD. Hele üretici köylünün hiç matematik bilmemesi gerekir. Bakın, dağ bayır dolaşıp kredi kartı dağıtıyor yabancı bankalar. Devletin IMF’ye borcu sıfır, ama ya köylünün borcu, ya kurumların borcundan ne haber?
Matematik bilmeseler de olur, borçlunun batması lazım ki elinden malını toprağını alasın, büyük tuzak bu!
Tarih kitaplarını da değiştirin, “Haçlı Seferi” demeyin, “Türk Ordusu” demeyin, “Türk Milleti” demeyin… Bu toprakları kimlerin işgalinden kurtardığınızı bilmeyin, işgalci olan kendinizsiniz, böyle belletin çocuklarınıza…
Asker yetiştirmenize de gerek yok… Diyor ki, oğullarınız 1500 dolara mücahit olsun, “Allahü ekber” diye bağıra bağıra Müslüman kanı döksün, insan kasabı olsun, ciğer söküp yesin… Müslüman dediğin öyle olur, gerçek İslâmı bilmeseniz de olur, kaldırın İmam Okulundan matematik derslerini, kültür derslerini…
Küresel efendilerin kölesi olun, onlar seçsin arenada kimin kiminle, hangi kölenin hangi köleyle döğüşeceğine. Ölümüne birbirinizle döğüşün. Hanginizin üzerine kumar oynanıyorsa borsada onun kâğıtları havaya uçsun… Sakın oklarınızı efendilerinize yöneltmeyin…
Çocuklar, çocuklarımız… Ne gereği bilim öğrenmelerine, döğüşçü olsunlar yeter. Ders kitapları beyin çökertme virüsleriyle doldurulsun, beynin besini olacak konulardan uzak tutulsun, geometri, matematik, müzik, beden eğitimi, fizik, kimya, resim, ne gereği var… Disleksi olsunlar, eğitim piyasası bundan kazansın.
Çocuk parklarındaki oyuncaklar da beden gelişimlerine destek olmasın, bedensel arızalara sebebiyet verecek şekilde olsun, sakatlıklardan sağlık piyasası kazansın… Dengesiz tırmanma ağları yapın, omurilikleri eğrilsin çocukların…
Tırmanma ağları, bütün parklardaki yeni oyun alanı, dikkatinizi çeksin lütfen. 7 yaş üstü çocuklar için. İpler gevşek ve her ayak basmada, her tutunmada bir başka yöne eğiliyor çocuğun bedeni, akşama sırt ağrılarından kıvranıyor çocuklar. Mahallemizde olayı yeni fark ettim, muhtarlığa kaldırılması için dilekçe verdim. Muhtarımız dilekçeyi Yenimahalle Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğüne iletti, oradan bana cevap geldi:
“Tırmanma ağlarının aralarındaki açıklıklar 7 yaşından küçük çocukların tırmanamayacağı şekilde dizayn edilmiştir, bilginizi rica ederim.”
Oturun da ağlayın, çocuklarımız bunlara emanet. Adam 7 yaş üstü çocuklar burada tırmanabilir, diyor. Oysa ben, çocuklar tırmanırken omurları zedeleniyor, çocuklar için tehlikelidir, diyorum. Adam tehlikeyi sadece düşmek olarak anlıyor, omurlarda sinir sıkışması, felç gibi sonuçlar yaratabileceğini anlamıyor.
Anlıyoruz ki, bu tür şikâyet dilekçesiyle karşılaştığında, okuduğunu anlamayacak şekilde Türkçe eğitiminin sıfırlanması küresel efendilerin talebidir. Dilbilgisi konularının ne gereği var diyerek geldik bu noktaya.
Çocuklarımıza yönelik büyük tehlikeler var; bu iktidar yeni diye ne getiriyorsa, hepsinin arkasında bir sağlık sektörü bir de eğitim sektörü aç kurt gibi bekliyor. Çocuklarımızı küresel çetelerin önüne yem atıyorlar, lütfen çevrenizde olan bitene dikkatle bakın.
Uzmanlar söylüyor, dünyada on tane tohum tekeli var, aynı zamanda zirai ilacı bunlar yapıyor, kimyasallarını bunlar satıyor, aynı zamanda kanser ilaçlarını da bunlar yapıyor. Bunun gibi, eğitimde de, müfredatı parçalayanlar, derslerin içini “ne gereği var” diyerek boşaltanlar, aynı zamanda disleksi yapan kitapları yazdıranlar ve aynı zamanda özel disleksi tedavi okulları açtıranlardır. Arkasında aç kurt gibi bekleyen bir küresel eğitim tekelleri vardır.
Ne demiş Firdevsi; “Aklın gölgesinde kalırsa gül, rengini öne çıkartır ama kokusu olmaz.”
Eğitimimiz şimdi bu, sömürge eğitimi budur, başka tarife ihtiyaç yok.
Okullar akıldan yoksun kalırsa, içinde matematik olmayan matematik kitaplarıyla ders yapılır. (Eski matematik kitaplarını arayanlara: www.mahiye.net, Mayana Kitaplığı)
Değerli okuyucum, hep bir an önce tehlikenin farkına varmanız için yazıyorum. Yürek ferahlatan haberler de var elbet, Ulusal Kanal izleyin, 19 Mayıs TGB etkinlik görüntülerine bakın, Antalya Yörük şenliklerine bakın, gözlerinde umut ışığı yananları görün.
Yörük Şenliğinde Köroğlu yiğitlemesi “Yiğitler silkinip ata binende” türküsünü nasıl coşkuyla söyleyip oynadıklarına iyi bakın.
Fen ve Mühendislik Fakültelerine, Fen Liselerine sesleniyorum; “Matematiğin yiğitleri nerde?”
Mahiye Morgül/23.5.2013
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)