Çanakkale Deniz Zaferinin 109.yıldönümünü gururla kutluyoruz.
Çanakkale Geçilmez diye yazdı tarih. İngiliz donanmasını batırdığımız yer burası. Karaya çıkan askerlerini de bin pişman ettiğimiz yer burası.
İngilizler buradan nereye ve neden geçmek istiyordu? Gemiler dolusu paralı askeri nerden toplamışlardı? Demokrasi götürüyoruz demişlerdi Güneydoğu Asyalı zavallılara, savaştan sonra o zavallıların mezar taşlarına “Demokrasi için öldü” diye yazdılar.
Balkanlarda yenilmiştik, ama Çanakkale’de direniyorduk. Biz kimdik, bu cesareti nereden almıştık? Çanakkale’de Yunandan “Troya’nın intikamını aldık” diyen Atatürk neyi ispatlamıştı?
Atatürk, henüz paşa bile değilken, Alman komutanı bir kenara çekip bizzat komutayı eline aldığı zaman savaşın kaderini değiştirdi.
Mustafa Kemal Paşanın yanına koşan İstanbullu liseli ve üniversiteli gençleri çok yazdım. Bu sefer Çanakkale cephesine gönüllü giden Rizeli 3 kadından söz etmek istiyorum.
Pazar Başköy’de o zamanlar at mezrası diye bir yer vardı. Burada Osmanlı askerlik sisteminden kalma Ayan Beyi (Yanbeyoğlu) ailesinden son bir aile vardı. Sefere asker hazırlama görevi bu ailenindi. Milattan önce Oğuz Beyi Mohti Oğuzun ordularında savaşan kadın askerlerin de yetiştirildiği yer burasıydı.
Başköy’ün kalesi Petra (Mitra) tarihte pek meşhurdur. MÖ.1.yy’da Roma ile 48 yıl savaşan Başoğuzlu kralımız Mohti Oğuz’un Rize’de yaptırdığı beş kaleden biriydi ve Zirkale’den sonra en meşhur kale buydu. Kalenin çevresinde At Mezrası denilen orman alanında yetiştirilen atlara, sahildeki Kız Kalesinde denizde savaşma eğitimi verilirdi. Asena/Atena denilen kadın askerlerin adını bugün Pazar’ın diğer adı olarak hepimiz biliriz.
Çanakkale Deniz Zaferinden sonra, denize mıhladığımız İngiliz düşman askerlerini karaya çıkardılar. Düşmanı Anafartalar’da karşılamak üzere, Conk Bayırına taşınacak top mermileri için güçlü insanlara ihtiyaç vardı. Haber uçtu Rize Başköy’e.
Başköy’de, 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılmış olmasına rağmen Yanbeyoğlu Ayan beyi Oğuz töresine göre köyün ileri gelenlerini konağında topladı, şöyle bir karar aldılar; köyün güçlü kadınlarından üç gönüllü kadın mermi taşımaya Çanakkale’ye gönderilecekti. Her biri 250 kilo ağırlığında olan top mermileri sırtındaki sepetle bayır yukarı taşınacaktı.
Başköylü kadınlara haber salındı;
1- Gönüllü olacak,
2- Dul olacak,
3- Çocuksuz olacak.
Üç gönüllü kadın seçildi. Onları götüren bir milis güç de yanlarında olmak üzere, at üstünde Çanakkale’ye gittiler. Ve, zaferden sonra üçü de sağ olarak döndüler!
Öldüklerinde, köyün mezarlığına gömüldüklerinde, başlarında bir kitabe bile yoktu. Köyün masal kahramanıydılar. Ancak yakın bir zamanda köyün mezarlığından geçirilen asfalt yol onların üzerinden geçirildi. Mezarları da, adları da kayboldu!
Şiirdeki gibi, “Bastığın yeri toprak diyerek geçme tanı!” gerçek oldu. Onların üzerlerinden yürüyerek geçmekle kalmıyoruz, artık arabayla geçiyoruz. Ruhları şad olsun!
Çanakkale’nin Rizeli subaylarından ikisini daha burada anmak istiyorum.
Biri Atatürk’ün Harb Okulundan itibaren bütün cephelerde yanında olan sınıf arkadaşı Miralay Mehmet Arif (Finci), diğeri Topçu Yüzbaşı Süleyman Asaf (Mercan) beyler. İkisinin ailesi de İslampaşa mahallesinden komşuydular. İkisi de Sakarya Meydan Muharebesinde ve Afyon Cephesinde Atatürk’ün Erkânı Harbiyesinde, kurmay heyetindeydiler.
Topçu Süleyman Asaf Bey, Sakarya savaşında bir bacağını kaybetti, iyileştiği zaman Afyon cephesinde topunun başına koştu, Dumlupınar’da şehit düştü. “İstiklâl Savaşının Çifte Şehit Neferi” onuruyla türkülere girdi.
Miralay Mehmet Arif Bey Çanakkale cephesindeyken askerin su ihtiyacı için kendi adıyla anılan bir çeşme yaptırmıştı. Çeşmenin yıkıntıları halen oradadır. Tarihçiler araştırma tezlerinde bu çeşmeden resim verirler.
Atatürk Rize’ye geldiği zaman (1924) Rizeli Mehmet Arif Bey yanındaydı. Arif Beyin Portakallık Mahallesindeki dede evini ziyaret ettiler. Bir de İslampaşa’da Yanbeyoğlu Hüseyin Ağanın evini ziyaret ettiler. Süleyman Asaf Beyin ailesi İstanbul’da yaşıyordu. Ancak baba evi İslampaşa mahallesinde Yanbeyoğlularına komşuydu, Süleyman Asaf’ın kuzenleri Atatürk’ün elini öpmeye oraya gittiler.
Fotoğrafta, Mustafa Kemal Paşa ile yakın arkadaşı Mehmet Arif Beyi Conk Bayırında görev başında İngiliz mevzilerini gözetlerken görüyoruz.
Rizeli Topçu Süleyman Asaf o mermilerle düşman mevzilerini topa tuttu. Düşman toplarını susturdu ve “Bir top esir aldım” dediği, susturduğu toplardan birinin önünde fotoğraf çektirdi. Söz konusu fotoğraf şu anda Rize İslampaşa mahallesinin İlköğretim Okulunun salonundadır ve salonun adı Şehit Top.Yüzb.Süleyman Asaf Toplantı Salonudur.
Çanakkale Zaferi deyince, Rizeli kahramanlarımızı anmak boynumuzun borcudur. Bütün kahramanlarımızı, Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
Biz Çanakkale’de düşmana direnirken, İstanbul Türk liselerinde okuyan gençler cepheye gönüllü koşarken, Anadolu’yu mesken tutmuş yabancı konsoloslukların açtığı kolejler ellerini ovuşturuyor, kazandıkları parayı sayıyorlardı. Derslerini Latin alfabesiyle İngilizce, Fransızca, İtalyanca, görüyorlardı. Harput’ta 1000 öğrenci Zaza, Kürt ve Ermeni kız öğrenci yatılı okuyor, rahibe öğretmenleriyle fotoğraf çektiriyorlardı. Merzifon Amerikan Kolejinde bir Türk öğretmeni öldürmüşler, katillerine dokunulamamıştı.
Bana şimdi soranlar oluyor, Atatürk Latin alfabesini getirdiği için daha kötü olmadı mı? Bakın, Latin alfabe Osmanlıda 1846’dan beri var; Askeri okullarda ve Tıbbiyede dersler Fransızcaydı. Tüm Anadolu’yu örümcek ağı gibi sarmış yabancı kolejler vardı ve hepsinde Latin alfabesi kullanılıyordu. Bu konuda bir soru daha istemiyorum, geri kalmışlığımızı buna bağlayanlara kim yön veriyorsa, yetsin artık.
Bakın Çanakkale’de Alman general yönetiyordu askerimizi. Bir Türk Albay çıktı, ipleri eline aldı ve kaderimiz değişti. Karadağ savaşında da bir İngiliz general yönetiyordu bizi, bir Türk Paşası Hüseyin Avni Paşa çıktı, ipleri eline aldı ve meydan savaşını aldık; onu da hiç sevmedi İngilizler, ona atılmadık iftira bırakmadılar.
İnsanımız artık Eğitimde Birlik neden toplumsal ihtiyaçtı ve neden Türkçe eğitim dili oldu, bunu düşünmelidirler. Şehitlerimize hürmeten, lütfen.
Evet. Rize Nere Çanakkale Nere!
Mahiye Morgül
14.3.2025 -Rize
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)