Son Dakika Haberler

Sınavları kaldırırken piyasacı Nabi Avcı F-tipi yem kullanıyor

Sınavları kaldırırken piyasacı Nabi Avcı F-tipi yem kullanıyor
Okunma : Yorum Yap

mmorAdı gibi avcı çıktı Nabi Avcı. Balıkçı değil balina avcısı. YÖK’ü, yani dev sınav sistemini oltasına taktı, küresel sınav şirketleri adına avlıyor. Bu uğurda görünürde cemaatin ev okullarını kaldırıyor, biz de cemaatle ciddi ciddi kapışıyor zannediyoruz. Kazın ayağı öyle değil.

Cemaatin “düşman” ilan edilmesi, tıpkı “İkizkuleleri Taliban vurdu” demek gibidir. Biliniyor artık, Taliban’ı eliyle kim kurdu, sonra da kendine düşman olduğunu ileri sürdü.

Düşmansız sömürge piyasası yaratamaz ABD. Kitleleri arkasına almayı da böyle sağlıyor. Bir düşman ilan edecek ki ABD’ye akacak petrol borularını döşeyebilsin.

Bizde, Milli Eğitimde ABD’ye para akıtan borulara Fatih Projesi dediler. Düşman ilan ettikleri cemaat eliyle yürütüyorlar bu projeyi. Nabi Avcı bu işin başında, Fatih projesini tamamlamakla meşguldür. YÖK’ün kaldırılarak merkezi sistem sınavların sınav şirketlerine devredilmesi de bu projenin parçasıdır.

Son YGS sınavında soruların açıklanmayışı bu projeye dahildir; bu sorular özel sınav şirketlerine satılacak. Nasıl ki İngilizce dil sınavı yapan TOEFL gibi yabancı şirketler sınav sorularını kitapçık bastırıp açıklamıyorlarsa, bundan sonra kimse kendi sorularını başkasına göstermeyecek, gösteren casus ilan edilecek, hatta “Kaça sattın fizik sorusunu?” diye mahkemede hesap verecek!

Sınavları bile kanırta kanırta elimizden alıyorlar, değil mi?

İşte Amerikan piyasacı eğitim modeli budur. SPAN eğitim tekeli dünyada bu işin tek merkezidir. Fatih projesi de onların fikridir. Ona para kazandırmayan iktidarda kalamaz. Nabi Avcı sınav sistemini kaldırmakla bize değil oraya çalışıyor. “Sınavsız geçiş” dediği tuzakta ise, gençleri daha lisedeyken yüzlerce paralı sınav şirket avcıları okul çıkışında bekliyor. Şimdiden sınav şirketlerinde çalışacak “gezici tanıtım elemanı aranıyor” (reprezant!) ilanları görüyorsunuz, çok üstün özellikler isteniyor, bakın. Müşteri avlıyorlar.

“Nabi Avcı f-tipi av ekibi” demek lazım. Onlarla buraya kadar getirdiler. Ders kitaplarını da birlikte yazdılar, Talim Terbiye Kurumunu da birlikte kapattılar, ki, daha fazla avcıyla Büyükşehir belediyelerinde çalışabilsinler.

Eğer öğretmenliği iyi biliyorsan özel eğitim şirketi kurabilirsin, parayı verene hizmet edersin. Sınav şirketi de olabilir, sertifikalı kurs açan şirket de… Hepsi piyasa demektir.

Benzer şekilde, güvenlik ve savunma da piyasalaşıyor. Özel güvenlik şirketlerinden daha farklıdır. Örneğin, özel hafiye tutmak istediğin zaman kiralayacağın istihbaratçıyı oradan bulacaksın. Amerikan modelidir. Özel istihbarat şirketleri sistemi geliyor, istersen yabancı şirketlerle de çalışabileceksin. Kime güvenirsen o şirketten tutarsın hafiyeni. Paran kadar güvenlik demektir. Peki, bunun piyasasını kanırtmadan yaratabilir mi?

İşte, karşımızda Cemaatçi Polisleri tasfiye operasyonu… Ne yapacak bu deneyimli polisler, tek bildiği şey hafiyelik… Evet, Lise öğretmenlerini türlü bahanelerle piyasaya kaçırtarak kurdukları özel ders piyasası gibi, şimdi istihbarat polislerini piyasaya kaçırtarak özel istihbarat piyasası kuracaklar. Çünkü, Tansu Çiller’in 1995’de WB ile imzaladığı GATS taahhütnamesinde bu da var ve şu anda Tansu Çiller başbakanın baş danışmanlarındandır.

Siz hala cemaat, paralel yapı, düşman içimizde, inlerine gireceğiz, vb hedefte “düşman” gösteren söylemlere bakarak saf mı tutuyorsunuz? İstedikleri bu değil mi?

Soruyorum, MEB’deki “düşman ini” neresidir? Elmanın kurdu kendinden. Ağacın kurdu kendinden. Küçültüp lokma lokma yutuyor piyasa canavarı. Dört değil dörtyüz yüz kere böldüler eğitimi. “Çok parçalı zekâ” diye uydurdukları nane de budur.

Türkçe dil kurallarını çiğnemeleri de bundandır. Küçültmeyi Fatih’in F harfini küçük yazarak proje adı yaptılar, bakın “faTih” yazıyor. Bunun başındakidir Nabi Avcı.

Fatif ile Feth sesdeşliğine bakarak fıkra gibi kelimelerle nasıl oynadıklarına bakalım. Feth-ullah eliyle Fatih’i de avladılar, yediler, “faTih” yaptılar. Bu artık bizim bildiğimiz Fatih Sultan Mehmet değildir. Bence, 1995’den beri yıkımcı SPAN Amerikan şirketi F tipi Cemaatin sempatizanlarını oltadaki yem olarak gördü, onlara iş garantisi sağladı, tavladı, onlarla yıktı Fatih’in torunlarının kurduğu eğitim sistemini ve Cumhuriyetin kamucu neyi varsa kırdı piyasaya attı.

İsterseniz bir de “özel savunma” şirketlerine bakın. Bursa merkezli bir silah sanayi var artık. Adına “Savunma sanayi” demelerine bakmayın. Devlet eliyle olursa adı “savunma” olur. Oysa, yabancıların kurduğu “hava saldırı” silahı üreten bir fabrikanın adında “Silah Şirketi” ibaresi olmalıdır. Peki, burada çalışan elemanlar kimler, tahmin edin bakalım. Yüksek düzeyde teknik donanımlı havacı subaylar… Yani istifaya zorlanan havacı subay ve astsubaylrımız. Ordudan kaçırtılan subaylarımız. Cemaat eliyle kurulan tuzaklarla uyduruk çirkin suçlamalarla perişan edilenler var. Türk Hava Kuvvetlerinden uzaklaştırılan veya istifaya zorlanan yüzlerce subay bugün kendi ülkesinde Amerikan uzay silah endüstrisinde çalışıyor. İşte size f-tipi askeri eleman avlama tuzağı, milli savunmayı piyasaya devretme yolları böyle tuzaklarla döşeniyor.

Nabi Avcı, şimdi Venedik korsanlarının Rodos şövalyesi gibi, yıkıp dağıtıyor kamucu eğitim kurumlarını, Cumhuriyetin eğitim kalelerini, bilimevlerimizi yıkıyor. Bunu yaparken bize tersini söylüyor, yöntemleridir.

Sevgili İşçi Partili dostlarım, Doğu Perinçek’le yapılan bir ropörtaj basında yer aldı. Görüyorum ki ortada bir yanlış okuma var. AKP ile birlikte cemaatle savaşmak gibi bir şey mümkün değildir, lütfen bunu iki kere düşünün. Doğu Bey’in bazen böyle yanlış okumaları vardır, örneğin İkiz Kuleler vurulduğunda da Taliban vurdu zannetmişti, kısa süre sonra bu yanlış okumayı düzeltti. Taliban adına yapılmış o büyük provokasyonda binlerce insan öldü. Savaş baronları için onca ölü, sadece harcanması gereken yatırım bedeli demekti. Üçüncü bin yılın haçlı seferini böyle yalanlarla başlattı ABD silah baronları, anımsayalım.

Umarım Sayın Perinçek şimdi önümüze konulan cemaati düşman ilan etme tuzağını erken fark eder.

F-tipi gladyo desek de ABD’nin avcı müfrezeleridir onlar. Virüs gibi sızdılar eğitimin içine. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nu kurdular, TÜBİTAK’ı ele geçirdiler, vs.

Eğitimi bugüne kadar kaç bakan ve kaç YÖK başkanı eliyle parçalayıp yuttuklarını çok anlattım, son dilimleri Nabi Avcı kesiyor veriyor yabancı eğitim şirketlerine. Düşman ilan ettikleriyle cemaatle birlikte kesiyor hem de.

YÖK’ü lağvetmelerine az kaldı, sınavları da kaldırdıktan sonra “YÖK kaldırılsın” demenin bir hükmü yoktur. Soruyorum; bugüne kadar yapılan “YÖK kaldırılsın” eylemleri, hatta kamuoyunun dikkatini ana sorundan uzak tutmak için yapılan türban eylemleri, AKP’ye ve ABD’ye yaramadı mı?

Kamucu eğitimden piyasacı eğitime geçişin son moderatörü Nabi Avcı’nın av ekibinde yer almak ya da almamak! Önümüzdeki iç sorun şimdi budur.

……..

Bir tuzak da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde görebiliriz. Tıpkı Siirt seçimini iptal edip Erdoğan’ı zuladan milletvekili yaptıkları gibi, Bayburt milletvekili istifa ederse, seçim yenilenirse, A.Gül ordan milletvekili olursa hiç şaşırmayın. Erdoğan Cumhurbaşkanlığına, Gül AKP’nin başına, gibi. Yine hukuku dolaşacaklar ve biz bunu da demokrasi zannedeceğiz.

Bu kurgu f-tipi oy avcıları ve savcıları olmadan mümkün değildir.

8.4.2014

Mahiye Morgül

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)