Son Dakika Haberler

201’e Çeyrek Kala! Mustafa BALCI yazdı

201’e Çeyrek Kala! Mustafa BALCI yazdı
Okunma : Yorum Yap

Yaşamda insanlar ne yasalar tanımıştır. Kanunlar, ana yasalar, kuruluş ve kurtuluş maddeleri olabilir mi? Yeni Türk Ceza yasanının 201 maddesine göre:
MADDE 201.– Madde metninde etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.
Birinci fıkraya göre, etkin pişmanlık için, sahte olarak para veya kıy¬metli damga üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya damgaları tedavüle koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üreti¬len para veya damgaların üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber vermesi ve ayrıca, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen paranın ele geçirilmesini sağlaması gerekir. Aksi takdirde, etkin pişmanlıktan yararlanılamaz.
İkinci fıkrada ise ayrı bir etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; sahte para veya kıymetli damga üretiminde kullanılan alet ve malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan, devreden, satın alan, kabul veya muhafaza eden kişinin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için; resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve bu malzemenin üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber vermesi ve ayrıca, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve bu malzemenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir.
ETKİN PİŞMANLIK YASAYI TEKABÜL EDİYOR.
İnceledim. Neyin pişmanlığı bilmiyorum. Düşünüyorum. Böyle bir suç işlenmiş mi? Yoksa ben mi böyle bir suç işledim. Merak işte kendimi sorgulamaya başladım. Ne yapmış olabilirdim. geceleri gözlerime uyku girmemeye başladı. “201” nasıl bir sayı anlayamadım. Ne olabilirdi ki!
Gecenin bir vakti işte. Yağmur veren sahte hava durumlarının yargılanmasında bulundum bu akşam. Gecemi gündüz ettiğim bu saatlerde. Bir damla gözyaşı akıtmadan yazdığım bu satırlarda, “201 neydi. Uykumun bir yarısında beni uyandıran sesler. Vakti zamanı olmayan rüyalarım, hayallerim. Saatlerimin tutarsızlığı. Yastık ve yorgan kontrolü ve yeniden uzanışım derinlere ve aklımın ucundan geçmeyen anayasanın 201 maddesi.
Etkin pişmanlık yasasında azami ölçüde kalpazanlıktan söz etmektedir. Oysa ben hiç para basmadım. Ben sadece yaşamım boyunca fotokopi çektim. Ama bildiğim bazı gerçekler var ki ne çektirdiğimin her zaman farkındayım, kendim ne yaptığımı biliyorum. Ve yargılanmam söz konusu değil. Ben masumum. Benim suçum değil. Ben suçsuzum.
Ben sadece yaşamımda şirkette fotokopide faturalar. İrsaliyeler. Şikayet unsuru olan adisyonlar çektim lakin değeri para edecek her hangi bir eylemde bulunmadım. Lakin bir hata yapmıştım. Lakin maddenin 201 ci kısmına tekabül etmiyordu!
Suç kopyacılık ve imalattı. Nerden ve ne için yapacaktım.
Gecenin bir yarısı gözlerime uyku girmiyor. Tüm yaşamım gözlerimin önünden geçiyor. Kan ter içindeyim. Kendime bir aslan sütü dolduruyorum sabahın derinliklerinde ruhum ve yarı uykulu ama isyan eden rüyalarımın dalgalarında kadehimi yudumluyorken. 201 e girecek suçlarımın listesini yapmaya başlıyordum.
Suç çoğaltmaydı.
Hangi maddeyi ve hangi nesneyi ne zaman çoğaltığımı bilmiyorum. Farkında değilim. Rüya işte bazı zamanlarda hatalarım olmuşsa birden bire gözlerimin önüne geliyor. Bir karanlığa düşüyorsun. Aklının almayacağı derinliklerde yüzüyorsun, birden kendine geliyorsun evet bu hareketim 201 giriyor diyorsun. Pişman oluyorsun. Son pişmanlık fayda etmiyor. Sonra bir yudum rakı daha çekiyorsun. Hayda.
Ben ne yaptıysan ekibim için yaptım. Üzerime düşen bir vazife vardı onun oynadım. Ben ekip adamıydım. Ve hiçbir zaman onları satmadım. Gereken ne ise onları yaptım. Hem de en güzelinden.
İşte bu ya, gecenin bir yarısı uyanıyorsun, korku kabus üst üste geliyor ve aynaya bakıyorsun ve acı itirafların başlıyor. Yalnızsın. Ailen. Çocukların yatıyor, sen yalnız ve kimsesiz, bir kenarda üçlü koltuğa ayaklarını uzatmış bir yudum rakı. Kültablası’ nda gecenin bu saatinde beni neden yaktın diyen bir sigara ve ruhunun derinlilerinde hesaplaştığın bedenin. Beynin. İç hesaplaşmaların. Ayyuka çıkan üç kağıtların. Kendine gelmeye ramak kala anlıyorsun ki. İsyan ediyorsun, sesini duyurmak istiyorsun. Olmuyor. İşte bu satırlara döküyorsun. Ama biliyorum ki o.
Vücudum terlemiş, bıyıklarım badem olmadan önceki son zaman dilimdeyim. Kültablasında bir demli çay gibi duran yarısı sönmüş sigaram ve kadehimden son yudumlarını içtiğim rakım yanı başımda, gecenin farklı bir karanlığındayım bu akşam. Suçlarımın siyasi geleceğimi şekillendirdiği zamanın son evresindeyim. Sanki masanın ortasında soyulmayı bekleyen bir portakal gibiyim. Bıçak bana bakıyor, sinirlerim gergin, ister istemez hangi yanımdan beni doğrayacak ve ben hangi yanımı terk edeceğim. Siyasi konjoktür de soyulmamış bir portakal duruşu sergilerken ki bakıyorum keskin bıçağa ve bedenimde sıkılmamış posası üzerimde kalan son damlacıklarım. Bir yanım git kesilsin dilimlerin diyor, diğer yanım sağ kalanlar bizimdir.
Evet bir hata vardı. Ama O sendin.
Yine geçmiş zamanda bir CHP genel kurulu yaşamaktaydık, iki liste çıkmak üzere. Listeler yazılmış ve kongrede konuşmalar devam ediyor. En yakınımızdaki arkadaşlarımızdan biri fotokopiye gönderiliyor ve liste fotokopide gecikiyor, sonra bir arkadaş neden gecikti diye kırtasiyeye gidiyor. Bakıyor ki liste den bazı adamlar ayıklanmış, yeni bir liste yapılmış ve liste yanlış ve şok biri durumda basılıyor. Hemen telefonlar çalışıyor ve son müdahale ve son oyunun reel tezgahlarından birisi bu aşamada ayıklanıyor ve üzerinde çalışılmış ve pazarlığı yapılmış liste maalesef ancak son müdahale ile kurtarılıyor. Böylece liste yeni ve karar verilmiş hali ile yine genel kurula giriyor.
Listeyi kim yaptı? Listeyi kim çoğaltdı? Listeye kimler ekleme yaptı?
Bu siyasi suçu işlememiş biri olarak bana kesilen veya kesilebilecek olan bir cezaya ben razı değilim.
Gecenin bir yarısı. Masamda rakının son yudumu ve ben bir tek daha izmariti sönmüş yarım kalan sigaramdan yakarken. 201 ci maddenin derin azizliğinde suçumu itiraf ediyorum.
Karşımda aile şiddetine maruz kalmış, masum, bendeni çatlamış ayna. Dertlerim ve suç ortaklarımla birlikteyim. Evet suçumu itiraf ediyorum. Bugüne kadar yazmadığım içim suçluyum ve ben kabul ediyorum lakin fotokopide zaman ayarlı bombayı yazan ben değilim.
Madde 201 ve ben sahtekarlık ve düzenbazlıktan suçlanmadığımın bilincindeyim. Elbette ben para basmadım lakin kongre kalpazanlığı da hiç bir zaman yapmadım. lakin bu oyunu oynayanlar köşe başlarını tutmuş ve aynı düzenin bir parçası olarak yüksek istişarelerde bulunmaktadırlar hakim bey.
Gecenin alaca karanlık kuşağında Acarlar E 52 de kadehimin son demini yudumlarken, yarı uyanık vaziyette. Kurguladığım bu vatansever ben değilim, etkisinde kaldığım 201 madde ise içerik olarak olağan üstü durumdur.
Yaşam zaten her an hızlı yaşanan ve her demde ve her kadehte farklı yakamozlara yelken açan bir deniz gibidir aslında, içinde dalgalar birikmiş, bir tufan gibi parlamayı bekleyen bomba misali. Haziranın bilmem hangi gününde 201 ci madde veya nesne. Beklide 201 insan aynı bedende. Tek yumruk olmuş bir hesaplaşmanın içinde.
Lakin ben masumum mayıs’ın son gününde,
Güle, Güle Mayıs. Hoşgeldin Haziran..
Mustafa Balcı.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)