Hatalar üst üste geliyor, yakışmıyor, hani affedilecek hatalar değil.
Sabahın bir yarısı, benim gün açılımımda güllerimin sulandığı bir zaman diliminde, işte tan zamanı, bekli de tam zamanı…
Sabah çiçeği açtığının gün ortasındaki yarı uyanık hali ile. Kimi pembe, kimi saks mavisi renginde,gün ışığı ile ortamı süslerken, ha keza birkaç site sayfalarını gezdim..
Kocaman sayfaların, manşetlerin, genel durumuna göz gezdireyim derken, sabahın ilk ışıklarında pat, karşımda Şükrü Genç haberleri.
İnanın haberim yoktu, bilmiyordum,
Sarıyer Belediye Başkanı gazetelerin en önemli sayfalarında yer alacak ve ben okumamış olacağım. Olmaz deme olur.
Okumadım,
Bir sayfa açayım dedim. Neler dönüyor, kehhh, pehh, kocaman sütunlar da Şükrü Genç,
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Milliyet gazetesinden sekiz sütuna manşet haber olmuş, gazetenin tüm orta sayfası, Şükrü Genç’ten bahsediyor.
+++
Bana ne canım, hem de tam sayfa..Şükrü Genç kim?
Hemen panikledim tabi, 100 tl. lik gazeteciler varya. Meclis odalarına gelip ağam paşam diyerek 100,tl koparan dilenciler vardır. Bunlar aslında gazeteci sıfatı ile geçinirler, sayfalarında bir direm haber yok iyimi!!
Olamazdı, Çünkü Fiyat belli..
+++
Sonra başka yalaka gazetelere baktım, yok!!
Savaşçı gazeteler baktım, yok, Şerefli gazetelere baktım, yesss dedim.
Yesss, kocaman renkli puntolarla Şükrü Genç’in “Çek Kayıkçı Kürekleri” resmi vardır iyimi?
+++
Bir baktım, sekiz sütuna manşet Şükrü Genç haberi, bir ben kalmışım bu haberi yapmayan, dedim nazım dokunsun, haberi malum siteden koplayacağım, ara başlıkları değiştiricem ve aynı haberi yayınlayacağım.
Nede olsa başkanın haberi,
Yazıyı kopyaladım. Çek Kayıkçı Kürekleri resmini koydum ve yayınladım, ne var bunda diyeceksiniz,
Hani diyorum. 100 tl verilen siteler varya,
+++
Röportajı yayınladım, bir hata olmasın diye, kopyaladığım siteye döndüm,
Hassii….tir,
“Haber yerinde yok.”
İnceledim araştırdım, Bu arada Dr. Cengiz ALP’in basına düzenlenen kahvaltıya gitmem lazım, es geçtim, gitmiyorum. Asıl haberi yakaladım..
+++
Aradan 4 saat sonra bir haber yayınlandı,
Haberde bakın ne yazıyor.
GAZETELERİN PARASINI KİM VERDİ.. başlık bu..
“2.ci ara başlık, “ 3 ayda tapu sözünden bahsetmedi,”
“3.ara başlık, “adaylık için PR çalışması”
Kardeşim, eski dostlarım. Siz daha 4 saat önce, Milliyet gazetesindeki haberi, Bekir Batu’nun “ Sarıyer Gazetesi’inden” aynı şekilde, manşetleri ve resimleri ile kopyala yapıştır yapmadınız mı?
Yaptınız, OK.. Bu haberdir, ulusaldır, almak doğal hakkınız, buraya kadar her şey doğru, neden kaldırdınız…
Sabah erken kalktığını bildiğim haberi yapan Ömer Canıbeyaz mı? Yoksa Haberi kaldıran Vedat Özdemir mi?
Çok enteresan…
+++
Yani Ömer gazeteci değil ama Vedat Özdemir dönemin personeli, Eski Başkan Yusuf Tülün’ün gazetecisi, Bence dostlarım biraz hata var..
+++
İlginç olan ise, aynı haber kaldırıldıktan sonra Mustafa Balcı’nın köşe yazısı okunduğu saate denk geliyor.
Mustafa Balcı, yerel konjöktürde 100 tl’lik gazetecilere cevaben yazdığı ama 1000 TL’lik etki yaptığı ve hiçte ucuz çalışmayan muhalif ama yandaş gazete sahiplerinin Mustafa Balcı’nın http://sariyertimes.com/4-siyasi-monopol-karsi-pazarlama-teknikleri-mustafa-balci/ köşe yazısını okuduktan sonra, karşı yazı ve haber – yorum yaparak, Şükrü Genç’in röportajını farklı, yorum –haber olarak http://www.sariyermanset.com/gazetelerin-parasini-kim-verdi-3458h.htm yayınladılar..
Ne gerek vardı.
Değer’ miydi bu haberin farklı formasyonda muhalif unsur olarak yayınlanması.
Yani şirket maaşları vermez’ miydi sanıyorsunuz. Onlarda Sarıyer Belediyesinden almış oldukları ihaleye saysın canım, hadi biraz ileri gideyim, İBB’den almış oldukları binlerce ihaleye saysınlar.
+++
Dostlarım, sizlere “Karşı Pazarlama Teknikleri’ni” neden yazdım.
İşte gerçek olan bu. Bazen yaşayarak öğreneceksiniz, aynı haberin kullanıldığı gün, haberi yayınlayarak, bir süre sonra geri çekilmesi ve akabinde yeni bir haber olarak farklı haber yapılması ve Şükrü Genç’in tüm gazeteler ve sitelerde reklam olarak kullanılmasından dolayıdır.
Sanırım, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ‘te sizlere bir teşekkür mektubu veya maili atacaktır. Ama emin olduğum bir konu sanırım, bu işi Özel Kalem Müdürü Şehnaz Bulut yapacaktır.
Buna gerçekten inanıyorum..
+++
Ders-1 “ İş Başarma Sanatı”
“ Henri Ford, Tüm Fordlar birbirini aynıdır, ama bir birinin aynı olan iki insan yoktur”. demişti.
Fransızlar 1914’te Marne’a geri çekildiğinde General Jaffre iki milyon adamı yöneten generallerine geri çekilmeyi bırakıp saldırmaya başlamalarını emretti, Dünya tarihinin en kararlı savaşlardan biri olan bu çarpışmada, Jaffre’,n üssünü kumandan eden General Foch, Jaffre’a askeri kayıtlardaki en çarpıcı masajlardan birini gönderdikte sonra iki gün devam etti. Mesaj şuydu: “Üssümün gücü tükeniyor, sağ kanat geri çekiliyor,Durum mükemmel , saldıracağım..”
Bu saldırı Paris’i kurtardı…
Dostlarım.. Eğer çok meşgulseniz ve zamanla yarışıyorsanız, Arnold Bennet’in “Günde yirmi dört saat yaşamanın yolları “adlı kitabını öneriyorum.
Son tavsiyem. “Hiçbir işe yenilgiyi düşünerek başlamayın..”
+++
“Yaşamsal kurgularınız, sadece bir toplumu ve bir zümreyi eleştirmek üzerine kuruluyorsa, ya düşüncelerinizin etkisindesinizdir, yada hırslarınızın”
Ben aynı sizin gibiydim.
Hırslarım düşüncelerimin önüne geçiyor ve yazdığım yazılarda hırs’ın öne çıktığı ama düşüncenin olmadığını seziyordum, hata yaptığımı çok geç anlıyordum.
Yazılarım ve haber sunum şeklim, 100 binleri buluyor, lakin eleştiri farklı oluyordu. Hırslarımı dizginledim, düşüncemi öne alıp kalemimi ona göre kullandım.
“ Faşist, zalim, kan emici, diktatör, cumhuriyet düşmanı başbakan kelimeleri kullandığım zaman, eleştiri boyutlarım kendi dava arkadaşlarımdan geldi. Sosyal Medya etkisi kaybolmuş ve fanatik olarak algılandım”
Yanlıştı,
“Babam eleştiri, çok zor meziyettir, kırmadan, toplumuna yön vererek ve senden mesaj bekleyen insanları uyararak yapılandır. Küfür- insanları değil, haberi yazan yazarı- editörü küçültür, oysa insanı eleştirmek için binlerce kelime var. demişti.”
Öğrendim,
“Türk toplumunun bir kısmının gelecek için, umut bağlanarak kabul ettiği, zaman içinde kandırıldığını anladığı, yaşamımızın içindeki faşist diktatörlerinden Başbakan Erdoğan, yirminci yüzyılın zalim Saddam’ına, Kaddafi’sine, Esad’ına özgürlük savaşı açtı, Ve Dünya kimin Faşist olduğunu merak ediyor,”
Ve ben davadan yırttım..
Yazımın başlığı “ hata bir kere affedilirse” idi, kendi hatalarınızı affetmeyiniz”
“Zil Çaldı” Tenefüs vakti…
İyi tatiller…
Mustafa Balcı/ Günlük Yazılar..
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)