Sorante tepesinin kraliçesi Feronia, Sabini ve Falisci halklarının prensi, Terracina tapınağının kölelerine özgürlük veren tanrıçası.
Feronia….
++++
Bir fidandım! Kuzey’de!
Ormanların yakılmasında, yok olmasında, 3. köprünün var olmasında, direnişin can damarında, mücadelenin hep yarısında, sakallarım pas içinde olsa da, neler çektiğimi bilemeyeceksiniz!
Bir Fidanı Sulamaktı Yaşam, Feronia…
Siyasetin can damarında, duyguların siyasetine yenildim, yıldızları görmediğim gecenin karanlığında, deniz kenarında yakamozları seyredemedim,
Uzaktı!
Çok Uzaktı!
Biz belki zaman içinde, siyasi çöplükte gülüşüyorduk, Kimsenin bilmediği yıldızlarda sevişiyorduk, martılar bizim için ağlıyordu, haber sitelerinde bomba haberler yazıyorduk, biz gün olur direniş der, kulisler der, listeler, kadınların yılmaz mücadelesini savunuyorduk.
Beklide hayallerde durmadan sevişiyorduk.
Bir haber daha!
Bir haber daha bekleyerek ağlaşıyorduk, Oysa biz, sahildeki kum tanelerini sayacak kadar sabırlıydık!
Dün gibi ayaklarımıza dertler dolanacak kadar bağlıydık!
Yakamozlara..
Bakardık…
Bir kere daha baktık!
Karşımıza Ay çıktı…
Son bir defa denize baktık, deniz, denizanasından gözükmüyordu!
Sorante Tepesinin Kölelere özgürlük veren tanrıçası Kraliçe Feronia….
Limanda!
Etrafı kocaman denizanaları sarmış!
Kimi yeni anne olmuş, Yeni öğrendiğimiz torun torba sahibi denizanalarıydı, geçmişini bilmediğimiz, sonu hüsran olan karşılıksız aşkın pişmanlığında,
Maziye bak? Bir zamanlar gençtik!
Bilmediğimiz ne denizanaları sevdik!
Pervaneler parçaladı, dağlalar sürükledi, çoğaldılar, renklerinden, sözlerinden, davranışlarından, kaderinden, beklide kederinden sevdik,
Üşüyorken de sevdik, bir çığlık oluyorken de, Gözlerini yumuyorken de! Bütün gölgelerinden bir yaprak oluşunda da sevdik.
Bir gömleğin yandan çarklı clark çekilen gösterişinde bile gözlerimiz bir an olsun ihaneti düşünmedi.
++++
Sorante Tepesinin Kölelere özgürlük veren tanrıçası Kraliçe Feronia….
Aşk Toprağa Düştü!
Bir fidandım Kuzey de!
Denizin mavisini kucakladığımı hissettiğim! Lodos sıcaklığında aşklarım!
Nerden bilebilirim ki, Etraf Karayel…
İşte bir yaşamın gerçek düş yordamı, içimde kırılan sesin, Yüreğimde çıkan yangına haykıramamanın telaşı içinde olacağım.
Sanki gören!
Bilinmezlik içinde aşkın tufanı, bulutlardan gelen bir fırtınanın habercisi gibi, gözlüklerin gördüğü kadar cepheden iskele alabanda durumda yaşam içinde olacağım..
Yok be!
Geceyi saldım çayıra! Kraliçe Feronia.
Belki bu geceyi, belki yarın ki geceyi. Ama dünkü gecenin yazılan satırlarında! Tutundum, belki ben gecenin aydınlığına tutundum!
++++
Belki uzak bir diyarda yeni bir Kraliçe doğacak!
Son Kraliçenin yeni seyahatnamesinde çizilen projelerin, Gerçeklerde yüzleşen analiz coğrafyasında, kaptanın seyir defterini işleyecek durumda değildim.
Birileri gelip gidecek.
Denizler yakamoz yapacak, fırtınalar kopacak.
Belki bir gemi bu Limandan yol alacak, iki paket sigara telaşında bir aşkın unutulmaz itirafları olacak.
Belki de yaşam bizlere yeniden bu denizlerde kulaç attıracak..
++++
Ben bir fidandım Kuzeyde…
Boynu bükük, hayattan uzak, hedeflerine geç kalmış, dışarıda kar yağsa bile içime yağmur gibi yağan ömür, Ay doğmadan sulanması gereken fidanlar,
Ben nerdeyim?
Belki Kuzey’de, Aklım Güney’de!
İçimdeki çocuk tedirgin…
Yaşamım da belki birisi, Belki de bir Timisi…
Sonbaharda düşen bir tohum misali, Kraliçe Feronia..
Mustafa Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)