Eski ilçe başkanlarımızdan biri aradı!
Aloo!
Bütün eski aşklar, eski arkadaşlıklar aloo ile başlıyordu.
Kel alakanın tam ortasındaydım. Ali Cengiz Tamer’in aday kahvaltısında, Sarıyer’de Ali Cengiz oyunlarının son dakikalarında çalan bir telefonun cevap veriş şekliydi.
Aslında modern siyasetin, günümüz koşullarında değerlendirilmesi ve yaşama çeşitli yönlerden nüfuz etmesiydi.
Hepiniz ikinci bir alo dememi bekliyorsunuz! Tersi oldu.
Efendim Başkan, Balcı Dinle?
Call Center sanırım. Telefonla konuştum, ilçeden aradıklarını söylediler, Sarıyer Belediye Başkan adaylığı için Mehmet Deniz adına arıyoruz, başkanımızın adaylığı hakkında görüşünüz nedir?
Beni ne sıfatla arıyorsunuz,
Kamuoyu yoklaması yapıyoruz.
Buyurun.
İlçe Başkanımız Mehmet Deniz’in Belediye Başkan adaylığına nasıl bakıyorsunuz?
Elbette sıcak bakıyorum. Hayır demek istemem. Ama bu mümkün değil,
Siz nerden Arıyorsununuz?
CHP Sarıyer İlçesinden!
Canım arkadaşım. Önce görevinde başarılar dilerim. Keşke imkanımız olsa evet diyebilsek. Bugün böyle bir imkan yok. Siz bu soruyu Mehmet Deniz’in haberi olarak mı yapıyorsunuz yoksa bu anket çok eski bir tarih olup boşluğumu değerlendirmek istiyorsunuz?
Hayır! Bugün olarak arıyorum.
Sayın ilçe başkanım süreç olarak bunun mümkün olmadığını biliyordur. Kamuoyu yoklamasında literatüre göre yasak ve kanunsuz olduğunu biliyordur. Lütfen bilgilendirirmisiniz. Böyle bir şey mümkün değil.
Neden Mümkün değil.
Arkadaşım. Yanlış anladınız galiba. Ben eski ilçe Başkanı…,
Ben de onun için aradım zaten. Bilgi almak istiyoruz!
Dostum! Yanlış yapıyorsunuz. Bunun kamuoyu mümkün değil, etik değil. Ben buna inanmak istemiyorum. Hata yapıyorsunuz.
Efendim.
Lütfen bana gerekçeler sunmayınız, Bir çok kişiyi arayabilirsiniz ama beni siz arayamazsınız, eğer ilçe Başkanımızın böyle bir düşüncesi varsa zaten başkanları bir araya toplar ve açıklama yapar. Ben ilçe gecesindeydim böyle bir izlenim görmedim, duymadım, şahit olmadım. Lütfen işiniz yapınız, takdir ediyorum, lakin isim zikrederek ve aradığınız kişiyi bilerek ve sıfatı ile aramayınız. Şayet bir düşüncesi var ise bile bu düşüncenin var oluş sebebini ve gerekçelerini izah etmeden protokol gereği ilçe başkanlarınızdan başlamayınız. Biz başkanlar olarak görev bildiririz.
Sizin isminiz öğrenebilirmiyim…
………………
Arkadaşlar, Başkanlar kamuoyu için aranmaz, biz başkanlar olarak zaten toplanarak gereken cevabı veririz ki bunu zaten Mehmet Deniz bizi bir araya toplayarak yapar, bunu şaka olarak azlediyorum, Lütfen..
Pardon efendim, iyi günler..
İyi Günler..
+++++
AYNI SABAH İKİ KAHVALTI
Malum Kış mevsimi, insanlar yazlıklarında döndüler,
Sabahın erken saatlerinde boğazın bir kenarında, denizden esen karayel rüzğarı ve ahmak ıslatan yağmurlar yağarken, gece boyunca, bir haftadır dinlediğimiz kar uyarılarına rağmen dikkatli ve ürkek bir şekilde boğazın bir kenarında restaurantta dostlarla birlikte kahvaltı yaparken. Öğlenin bir zaman diliminde Call Center çalarak ıkaz edildik..
Bir Kamuoyu yoklaması vardı!
Dostum telefonda ciddi sohbet ediyor.. ben ise Vivaldi dinliyordum..
Four Seasons albümü çalıyordu.
Tuvaletteydim.
Aramızda kalsın çıkmak istemedim..
Klozetin kapağını açtım, Vivaldi çalmaya başladı, Teknoloji harikası bir yer.
Oturdum,
İlk yediğim zeytin tanesi çıkacak sanırken büyük sürpriz’le tanıştım, Av. Necati’den kalan Deniz Levreği ve haydari karışımı bir şey, belki arada çiroz ve lakerda olabilir ama biraz rakı kokusu vardı!
İnkarı mümkün değil, İşte evli bir adamın, yalan söylese bile yakalandığı ve yaptığı kaçamakların gün yüzüne vurdu yer burası.
++++
Dostum Başkan nerdesin çok geç kaldın dedi.
Müzik güzeldi dedim..
Gerçekleri bilmiyordu. Belki de Biliyordu…
Tuvaletteydim,
Sendemi Vivaldi hayranısın dedi. Hayret ettim. Nasıl anlamıştı?
Biz artık eski kaşar olduk demek istedi belki de, zaman ve teknoloji ilerledi, yoksa en yakınlarımız tarafından tuvalette, evde veya zamanın bir başka diliminde takip mi ediliyorduk.
Elinde telefon vardı. Tuaf! Vivaldi çalıyordu!
Telefona cevap ver dedi.
Telefonu aldım, telefonda Vivaldi çalıyor ve üzerinde 3 boğum bok vardı,
Başkan , ben sıçtım dedim,
Güldü,
Canlı Yayındasın dedi..
++++
Ne düşündün! Kamuoyu yoklaması hakkında?
Mozart’ın 32/17 konçertosu daha radikal ve gerçekçi, lakin benin için, Mozart’ın Haydn’a çaldığı 6 kuartet (K. 387, K. 421, K. 428, K. 458, K. 464, and K. 465) 1782 ile 1785 yılları arasında yazılmıştır ben daha çok beğenirim, Bunlar Haydn’ın Opus 33 setine karşı bir yanıttır aslında Sinan’cım dedim.
Bence sen yinede Vivaldi dinlemeye git, Dönüşünde kamuoyu yoklaması sonuçlarını sana söylerim dedi.
Gittim.
+++
Birşey çıkmaya çalışıyor ama olmuyor, Vivaldi yeniden çalıyordu, Gelmiyordu, zorlamanın bir alemi yoktu.
Yaşam gerçekle hayal arasında birleşiyordu. Hatalar üst üste geliyor, en güvendiğin adamlar hayallerini yüzüne vuruyor ve olmayan duaya amin diyordum.
Biri dürtüyordu..
Olmaz…
Ve sen inanmak istemiyordun.
Tuvalette Vivaldi otomatiğe bağlamış aynı senfoniyi çalıyordu, Four Seasons, Vivaldi
Kahretsin, Kağıt Bitmiş…
Alooooooo.
Başkan’cım Vivaldi harika ama ben tuvalette mahsur kaldım…
Tecrübe Balcı, Aklını Kullan, Mozart K 428…..
Bu Ne demek?
Sıçma içinde Kalsın…Balcı Sen Bu işi Öğrenemeyeceksin..
Mustafa Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)