1.2.3.4.5.6. belki devamı gelecek, belki daha uzun sürecek, dur demeyeceğim, İstanbul Gazetem’in stratejisi olarak düşünüyorum, her yerel gazete gibi dostum, arkadaşım, yazılarıma ara verdiğimi düşünüyor, sert olmadığımı, hatta ara verdiğimi düşünüyor, savaşmadığımı hissediyor..
Dostça yaklaşarak, Eski yazılarıma atıfta bulunarak bugüne uyarladığımızda gerçek olmadığımı söylemeye çalışıyor..
Farkındalık yaratmak!! Mesele bu…
****
Ben yazılarımı gecenin en sakin zamanında yazıyorum!
Herkesin uyuduğu, gecenin en derin sessizliğinde, insanların ölüm uykusunda, renkli rüyalarını, kara kabuslarını gördüğü, uykusuzluklarından bir sigara için mutfağa gittiği, bir bebeğin en derin uykusunda korkarak sıçradığı, bir annenin içinde sorunlardan sıkıntı duyduğu zamanda, karı koca kavgalarının ayyuka çıktığı saat diliminde ,işte gecenin bir yarısı, Sarıyer uyurken ben uyumuyorum, uyuyamıyorum!!!
İçimi mesleki görevlerini yerine getiren şeytanlar dürtüyor!
Gecenin alaca karanlığında, sabaha karşı, ev hali modun da, tüm ev sakinlerinin yattığı zamanda, yalnız başıma kaldığımda, Eniğma’nın albümlerini en yüksek düzeyde desibel sınırlarını zorlayan seslerin açık olduğu, kulaklığımda yüksek bas ve tizlerin kalp çarpıntılarımı zorladığı zamanda yazılarını yazıyorum.
Olabilecek en yüksek ses modun da müziği dinleyerek yazıyorum..
Şarkılar bana savaşmamı söylüyorsa savaşıyorum, Şarkılar bana dost olmamı söylüyorsa yumuşuyorum, Şarkılar bana şeytani fikirler bahşediyorsa işte o zaman beynimdeki şeytanların iplerini bağlamaya çalışıyorum!!!
*****
Siyaset çok sesli klasik senfoni gibidir!!
Bir anda kemanların coşkusunu dinlerken ufkun açılır, tam hülyalara dalacakken, bir bakmışsın ince bir keman sesinde hayallerinin ritüellerini dinlersin, yumuşarsın , satırlarına yansır , sevgi sözcükleri dökülür, keman kalbinin derinliklerine iner ve ağlarsın aslında, eğer klavyeyi hele ki hızlı kullanıyorsan, gözyaşların kemanın önüne geçer,reyhan dağlarını ağlatırsın..
Ama olmaz!!
Her senfonide, solistler ayinleri söylerken sesler birden yükselmeye başlar, ayinler kalp çarpıntılarını yükseltir, uzaktan davul seslerini duyarsın. Daha hızlı, daha sert, daha duygusal, daha derin ve sesler karışır, senfoni orkestrasında tüm çalgılar birden çalmaya başlar ve karıştırırsın!!!
İşte asıl mesele burada karıştırmamaktır…
****
Senin için yazılmış senfoniyi dinlemek en güzeldir!
Eğer dinlerken yazabiliyorsan, gerçekler klavyeden dökülecektir, coşacaksın, yazının en doruk noktasına ulaşacaksın…
Siyaset bir senfonidir! Çok sesli…
İlhan İrem dinleyerek siyaset yazamazsınız!
Sezen Aksu dinleyerek siyaset olmaz, Olsa Olsa “Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler” aklına gelir ve ömür boyu muhalefette kalan yazılar yazarsın! Her bir satırı gözyaşı doludur!!
Unutma!
Gecenin bir yarısı Halil Sezai hiç dinlenmez… en güzel romantik aşk şarkılarını dinlesen dahi, ses tonu sana “İsyan’ı” hatırlatacaktır…
Yanlış bir seçim..
*****
Neden Eniğma, Enya,Vangelis, Jean Michel Jarre dinliyorum!!
Kilise müzikleri ücretsiz ondan!!!
Bugüne kadar yazdığım hiç bir satırdan beş kuruş talep etmediğim için olmasın…
İlham gelmesi için ücret almıyorum!!!
Her Pazar, Mum yaksam dahi, ücreti kendi keyfime kalmış!
Bir sıkışmaya gör, hiçbir Cami’de bedava işeyemezsin belki de ondan…
Küçük 50 kuruş, Büyük 1 tl..
İşte gerçek satırlar…
Küçük haber 50 tl. Büyük haber 100 tl diyerek dilencilik yapmayan bir kalemim olduğundan gerçekleri istediğim şekilde yazıyorum..kimseye hiçbir gebeliğim olmadan.
Yaşam için savaşıyorum. Yaşamak için savaşıyorum, benliğim ve bedenim için savaşıyorum. Tüm savaşan insanların yazılarını yayınlıyorum. Daha iyi bir yaşam için mücadele eden tüm kurumların, Sivil Toplum Kuruluşlarının, hiçbir gereksinim ve mazeret üretmeden haberlerini yazıyorum belki ondan.
Prensibim, Şuan görevli bulunduğum kendi kurumum dahi çağırmadığı sürece hiçbir etkinliğine katılmayan bir insanım, Lakin düşmanım dahi olsa çağrıldığımda gerekli haberi yapan ve yazan bir insan olarak, bugün gerçekleri yazdığımda hayatı 50 kuruş veya 1 tl ile sınırlandırmıyorum…
*****
Farkındamısın Varol’cum!!
Bizler Kitap’a, Ayin’e, İlahilere, Müzik’e ve Senfoni’ye ibadet ediyoruz..
Birileri gibi Camii önünde mendil açmaktansa, Pazar günü herhangi bir kilisede bir mum yakalım!!
Özgürce..
Para İsteyende yok hani…Sen zaten İsteyenlerden Değilsin…
Bende zaten yok…
Mustafa Balcı
Not: Sana kopya veriyorum, bu albümü “en yüksek seste” dinle ve hemen yazmaya başla, inan sadece sen, klavye ve düşüncelerin kaleme dökülecektir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)