Deniz kenarında otururken ılık bir kış mevsiminde, yerler günler öncesinden karlı, kış günün ilk güneşli günlerinde, Lodos vuruyor sahillere, sıcaklık bulutların gölgesinde..

Kaşkollar hafif gevşetilmiş, Kabanlar bir düğme açık, masada demli bir çay, kocaman gemiler geçiyor sahilde, sigaramın dumanı tütüyor bir nebze olsun içimin derinliklerinde bir kış gününün içerisinde..

Uzaklardan bir koku hissediliyor, karamel, karanfil karmaşası içerisinde,

Bir cigarillo sanıyorsun hayalinde,

Biraz sağa dönüyorsun, kokuyu duymak için, olmuyor, daha derinlere, kalkıyorsun gidiyorsun adımlar atarak, yürüyorsun, biraz çam kokusu da kaplıyor etrafını. Ormanın içinde derinlerinde.

Sessizlik sanki bir bilmece.

Etrafı Mahşer sessizliği kaplamış, biraz hüzünleniyor günün bilmecesinde, Kıyamete beş kala,.. Duygularının derinliklerinde..

Bir yanım karamel kokusu, ciğerimde karanfil…

+ + +

Çam tepelerinde karlar.

Rüzgar esiyorken birden kuşlar cıvıldaşıyor, şiddetli kanat çırpmalar, uçuşmalar, yaşlı çınarın yaprakları hışırtılar çıkarıyor bir haber verircesine,

Havaya bakıyorum gözlerim buğulanmış, karartı oluyor gökyüzünde nedeni belirsiz…

Mahşere çeyrek kala bu vakitlerde…

Yakınlaşıyorum korkularıma nedensiz.

Yüzleşiyorum…

Ve isyan ediyorum…

Sana..Size.. Bize..

+ + +

Köşelerde yalanlara, küpürlerde dedikodulara, hakaretlere,.

Renkli boyanmış sayfalar, küçük haberlerin büyük puntolu yalanlarına kanıyor beklide insanlar.

Kendilerince…

Gerçeği saklamaksa ihanet, en iyisini yapıyorlar Mahşere beş kala ilk doğum gününde,

Gerçeklerle yüzleşirken çınar altının haşırdayan yaprakları altında, haberin derinliklerinde, içinde güzellikler olan, yaşamı kucaklayan..