Umuda yolculuk!
Şansa yolculuk!
Uzun zaman önceydi, biz gençtik, bugünde genciz, gençliğimiz siyasetteki çaylak dönemlerimizden ibaretti, Palamut’u sadece rakının yanında meze olarak yenilen bir balık olduğunu sanıyorduk.
Palamut’un ağaca çıktığını bilmediğimiz zamanlardı.
* * *
Seçimler yaşanmış kaybeden biz olmuştuk, Seçimleri çabuk unutmuştuk, biz kazanmamış olsak da arkadaşlarımız, komşularımız kazanmış ve birlikte seviniyorduk.
Kazananın ve kaybedenin aynı masada eğlendiği, kadeh tokuşturduğu kemikleşmemiş siyaset zamanıydı, aynı masa içki içer, siyaset konuşur, yapacaklarımızı anlatır ve siyasi dedikoyu yaşardık.
Ne siyasi dedikodusu! arkadaşlarımız kazanmış, muhalefet olsak da iktidar kadrosu içine adam sokmaya çalışırdık, dostluk siyasetiydi, seçimler ilk 6 aynı doldurmuş ve dostlar masalarda yerini almış, koltuklarında oturuyorlardı, az sayıda makam arabası, çok sayıda rakı masası vardı.
* * *
Siyaset yapanlar, birde çalışanlar, belediye kadrolarına girenler vardı, onlar şanslı olanlardı,
Ortak paylaşılan hesapların tek kişi tarafından ödendiği günlerdi, bir yıl geçti.
Şanslılar, arabalarını almıştı, artık uzak mesefalere gidiyor, bir kısmımız dönüyorduk,
Dönemeyenler vardı.
İkinci yıl geçti, şanslılar pek ortalıkta sıkça gözükmüyordu!
Hafta sonları sakin geçiyor, içki masalarını yine paylaşarak ödemeye başlamıştık, bu geri dönüşüm siyasi kamplaşmadan dolayı sanmıştık, dostlarımızın tavırları değişmiş ve bizi taşıyamaz olmuşlardı.
Yanlız kalmıştık.
* * *
Palamut agaca çıkmıştı…
Dostlarımızı aramaya koyulduk. Değişimin geri dönüşümünü merak ediyorduk, haberler alıyor, değerlendiriyor, kazanımları ve kazançları, rakkamları düşünüyor, parayı alanları artık göremiyorduk,
Küçük bir araştırma yapmamıza hiç gerek kalmadı, personelin içine girdik,
Sorduk…
Oo beyim, günaydın, hangi dağda kurt öldü mizacında personel dinlemeye başladık,
“Deve yükü ile dönüyor işler, sen rakı sımarlayacak adam arıyorsun, millet Kıbrısta whisky içiyor, makinada kol çekiyor, zar atıyor, rulet çeviriyor, sen burada adam arıyorsun”
Bizlere söylemekten mutlu, söleyiş tarzı biraz isyankardı personelin.
Belediyede işler nasıl diye sorduk? Sosyal yardımlar, imar durumları, yukarılarda araziler verilmeye başlanmış, çeviren çevirene..personelin keyfi iyi, müdürler her biri altına araba çekmiş, neden sıkıntı duyuyorsun..
* * *
Sarıyerde devrim oldu farkında değilsiniz.
Artık milleti evinin kapısına kadar servis ile gönderiyoruz. İyi çalışanları hafta sonu Kıbrıs turu yaptırıyoruz. Başarılı olanlara ödül olsun..
Kıbrıs içi nerden çıktı.?
Hafta sonları müdürler Kıbrıs yolculuğu yapıyor. Kimi yatırım yapıyor. Kimi zamparalık yapıyor, kimi kumar oynuyor.
Sarıyer bize çalışıyor. biz Kıbrıs’a çalışıyoruz..
Kimler Gidiyor?
Git havaalanı garajına kimin arabası varsa hepsi orda! Yanlar hariç diyorum sana.
* * *
Türkiye’de yeni bir hükümet göreve başlamış, Kıbrıs’a Türkiye tarafından yapılan sosyal yardım kısmi olarak azaltılmış, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Türkiye ye gelmişti.
TBMM’de muhalefet tarafından ” Kıbrıs’a yardımı neden kestiniz” soru önergesi verilmişti.
Rauf Denktaş mutlu değildi.
Hükümet sözcüsü kürsüden, ” Türkiye, Kıbrıs’a her zaman yardım etmiştir. Bugün yeteri kadar yardımı belediyelerimiz yapıyor, bu paralar Türkiyenin parası değil mi?” Gülüşmelere yol açmıştı.
Dönemin Sarıyer Belelediye Başkanı Sedat Özsoy du!
Kıbrıs’a en çok yardım eden Sarıyer Belediyesi olarak tarihe geçti. kurulan dostluklar. Rauf Denktaş’dan Derviş Eroğlu’na uzanıyor, Sarıyer’de yakın dostlukların temeli atılıyor ve Sarıyer Spor Kulübünün Fahri üyeleri oluyorlardı.
Bugün Kıbrıs Profesyonel beş yıldızlı Turizm tesisleri, Ortadoğunun en büyük ve modern kumarhaneleri ile 2014 Sarıyer yerel seçimlerini bekliyor.
Uçağa binmek için yolcularımıza son çagrımızdır, lütfen çıkış kapılarına doğru hızlı hareket ediniz..
Son anons.
Kıbrıs Yolcuları Kalmasın
Mustafa Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)