Eğil ey insan, başını ayaklarının arasına sok ve kıçının altından bak dünyaya… Ne görüyorsun? Senin yaşadığın dünya tam da budur. Senin yanlışın ise, ben söylemeden önce dünyaya hep yanlış yerden bakmış olmandır. Söylediğim şeyi yapmayı becerememişsen ki belli yaştan sonra böyle olması muhtemeldir, o halde senin yaşadığın dünyayı olduğu şekliyle görebilmen olası değildir. Beceremeyenlerin bana kızdığından kuşkum yok, söylediğimi gerçekleştirebilecek esnekliğe ben de sahip değilim ama yere ayna koyup öyle bakabilmeyi akıl ettim. Aynı şey olmasa da işe yarıyor.
***
Resim yapma yeteneğinin derecesi önemli olmaksızın bir insan resmi çiz. Çizdiğin resme bir kuyruk ve iki boynuz ilave et. Sonra bir insan resmi daha çiz, buna kuyruk ve iki boynuz değil de iki kanat ilave et. İlk çizdiğin resmi birine göster ve sor: Bu ne resmidir? Şeytan resmidir demedi mi? Hiç önemli değil, ikinci resmi gösterip aynı soruyu sor: Bu ne resmidir? Allah canımı alsın ki melek resmi diyecektir. Allah canımı bağışlasın, iki resim için de aslı bozulmuş insan resmi diyen çıkmayacaktır.
***
Tohumu evcilleştiren insan, onu aslına yabancılaştırmıştır, hayvanı evcilleştiren insan onu da aslına yabancılaştırmıştır, insanı evcilleştiren insan onu da köle yaparak aslına yabancılaştırmıştır. Sonra kalkmış hepsini yabancılaştıran o değilmiş gibi her şeyin aslına yabani demiştir. Onun için olanı biteni anlamak açısından, yani bacaklarının arasına eğilip kıçının altından dünyaya bakmalısın, yarattığın dünyanın ne çeşit, ne türlü şey olduğunu anlarsın.
***
Kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi Kolombiya uyuşturucu mafyasını rahatsız etmiş, bu rahatsızlık o düzeye ulaşmış ki, Ocak 1988’de bir kamuoyunu aydınlatma bildirisi yayınlamış:
“Bizler ne bürokratların ve politikacıların, ne bankacıların ve mali uzmanların, ne milyonerlerin mafyasına ne de büyük çaptaki hileli sözleşmelerin mafyasına, tekel ya da petrol mafyasına ne de medya mafyasına dahiliz.”
Yasadışının bile yasadışısının olabildiğini anlamak için nereden bakmak gerekiyor? Aslan bülbül gibi şakıyabilir mi? Bülbül aslan gibi kükreyebilir mi? Yanıtı bulmak baktığın yere bağlı. Baktığın doğru yerse aslanın şakıdığına, bülbülün kükrediğine tanık olursun.
***
Şimdilerde herkes bir kurtarıcı arıyor. Bunları görünce bir hücum altın arayanlar geliyor hatırıma, kaçı altın buldu bilemiyorum ama altın arayıcılarının sırtından zengin olanlar takılıyor aklıma…
Ayaklarımın altına koyduğum aynaya bakıyorum ve gülüyorum. Güldüğüm abartının derecesi değil, beni güldüren bu kadar abartının derecesine rağmen abartılan şeyin niteliğinin değişmemiş olması; buz olsa çözülüp sıvı olmuştu, sıvı olsa çoktan buhar olmuştu.
Tutmaz dualara el açıp içten amin çekenler beni güldürüyor, hayır, ben dini dualardan bahsetmiyorum, inançsız olanlar dahil amin denilen dualardan bahsediyorum. İflah olmaz salaklıkla bu dünya için yapılan dualar var ya işte onlardan. İnanç, gerçekten kaçmanın, üstelik hiç sorumluluk üstlenmeden kaçmanın yolunu açar; masum korkaklar sürüsünün kulluklarına gülüyorum.
Gösteri toplumu yerli yerinde kaldığı sürece, yani gösterinin hıncahınç alıcı kuyrukları orada duruyorken o gösteri paradigması nasıl değişebilir? Aynı tas aynı hamam ama yeni müşteriler… Yeni müşterilere göre tas da yeni hamam da yeni… Temiz toplum dediğin işte böyle bir şey….
***
HES kodun var mı? HES kodun? Açılımı, hayat eve sığar olan göstergen var mı? Bugünün Z kuşağı ve yarının Alfa kuşağı için bilgisayarının olduğu odası evinin bulunduğu sokaktan büyük olmasına büyük ama hayat yine de eve sığmaz; hayatı eve sığan artık bildiğimiz insan olmaz. Tohumu evcilleştirdik, hayvanı evcilleştirdik, insanı evcilleştirdik, her şeyi bozduk; aslında biz bozduğumuz şeyleri sevdik ve daha çok sevmek için bozmaya devam ediyoruz. Af edersiniz ama düzen bozuk demeye hakkımız var mı? Sırf sorumluluk almamak için biz bozuk düzeni sevdik, biraz mırın kırın eder gibi olduğumuzda da sorumluluktan kaçmak adına gözlerimiz kurtarıcı aradı etrafta… Bir çocuk çıkıp kral çıplak dese, sorumluluk almamak için üzerimizdekileri çıkarır üryan kalır, o çocuğu bile dediğine diyeceğine pişman ederiz.
Kendimizi kandırmayalım, bizler cellatlarımıza aşığız. Her türlü iktisadi kazancın hayatın kalitesi göründüğü bu dünyada anlayana sivrisinek anlamayana davul zurna…
İrfan Kaban
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)