Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ile yaşanan krize ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bu akşam Ulusa Sesleniş konuşması yapan Rusya lideri Vladimir Putin, Rusya’nın Donetsk ve Luhansk ayrılıkçı yönetimini tanıyacağını açıkladı.
Dünya günlerdir Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizle yatıp kalkıyor. Gerilim iki ülke sınırlarını çoktan aştı ve ABD, Fransa, Almanya ve daha birçok ülkenin dahil olduğu bir sürece dönüştü. Ukrayna’nın doğusunda Rus ayrılıkçıların kontrolündeki bölgede kan dökülürken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıma kararı aldığı belirtildi.
İşte Putin’in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıma kararıyla ilgili halka sesleniş konuşmasından satır başları:
Size hatırlatmak istiyorum ki. 1917’deki Bolşevik devriminden sonra yeni bir ulus kurmaya başladılar. Bazı anlaşmazlıklar yaşandı tabi ki. Sonrasında Stalin de ülkenin liderliğini ve ülkenin ulusal güvenlik konseyi başkanlığını aldı. Aldığı kararlar Lenin’in hoşuna gitmedi. Bazı bölgelere bazı statüler tanınması lazım diye düşündü. Bu şekilde Sovyetler Birliği’nin kuruluşu sırasında Lenin’in verdiği kararlarla tarihsel süreç yaşandı. Burada önemli bir soru var. Eski Sovyetler Birliği toprakları içerisinde toprakları neden başka yerlere vermemiz gerekti. Neden toprak bütünlüğümüzü bozmamız gerekti. Neden cömertçe topraklarımızı vermek zorunda kaldık?
Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istediler. Kaizer ve müttefiklerinin olabilecek en kötü duruma sokmak istediler. Bunun için milliyetçilerin her talebini kabul ettiler. Rus kaderinin ve geleceğine baktığınız zaman, Lenin prensiplerinin bir hata olmadığını görüyorsunuz. Bu hatadan da kötü. Geçmişi değiştirmemiz imkansız. Gerçeklerden bahsetmemiz çok önemli. Şu anda açıklamalar ne olursa olsun hiçbir ulusun prensiplerinin önüne geçemez. Çünkü ülkedeki duruma baktığınız zaman zorlu bir durum görüyorsunuz. Size şunu hatırlatmak istiyorum; tarihi gerçeklerden bahsediyorum ve bunların Bolşevik sonucu Sovyet Ukrayna ortaya çıktı.
Buralarda Lenin’in heykellerinin yıkıldığını gördük. 1922’de eski Rus imparatorluğu topraklarında Sovyetler Birliği kuruldu ve bu kadar büyük bir alanın sadece iyi niyetle bir arada tutulması imkansızdı. Çünkü tarihi olarak parçalanmış durumdaydı. Sovyet Cumhuriyetlerinin bir hakkı yoktu. İniter bir yapı ortaya çıkmıştı. Stalin, kendi fikirlerini ülkelere empoze etti ve bu şekilde devletleşti. Ama anayasal hiçbir değişiklik yapmadı.
Ama Lenin prensipleri ne zaman bunlara dönüldüğünde değişimin gerekmediğini söylediler. En temel hukuksal temeller olmaksızın bir devlet kurulmuş oldu. Böylesine bir şekilde ortaya konulan devlet geleceği de belli oldu. Yaşananlardan kaçınılmaz imkansız oldu. Ancak o dönemde verilen bedelleri ağır oldu. Bu hastalık ortaya çıkacağı zamanı bekliyordu. Halkın isteklerinden ziyade liderler kendi çıkarlarını görüşmeye düşünmeye ve onlardan bahsetmeye başladılar. Ve devletler yavaş yavaş Lenin’in fikirlerine doğru dönmeye başladı.
Ulusalcı fikirler güçlü bir şekilde istedikleri şekilde alabilecekleri bir popülist dönemden geçmeye başladı. Ancak gerçekte burada büyük borçlar vardı, yoksulluk vardı. Kimse yaptıklarının ülke için trajik sonuçlarını düşünmüyordu. Daha sonra biz ihtiyaçlara koşmak için bir yola girdik. Parti içerisindeki liderlik rolü de gözlerinin önünde ortadan kalmıştı. Partinin ulusal siyaset belgesinde şu ifadeler yer aldı: Sovyetler Birliği egemen bir ülkenin tüm haklarına sahiptir. Ve bu Cumhuriyetin üst yetkileri bölgesel her türlü kararda kendi cumhuriyetinin vatandaşlığına sahip olacak dendi. Bu ifadelerin ve bu kararın neler getirdiğini anlamak zor değil.
Tüm yalanlara karşın halkımız yeni jeopoltik gerçekleri kabul etmiştir ve yeni ülkeleri tanımakla kalmayıp Rusya’nın son derece zor şatlarda, Ukrayna gibi diğer ülkelerde var olma çabasına girmişti. Ukrayna bizim ülkemizin kaynaklarının çok büyük bir bölümünü elinde bulmuştur. Sadece enerjiden bahsetmiyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya vermiş olduğu ayrıcalıklara bakacak olursanız, 90’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar 250 milyar ruble gibi bir rakamdan bahsediyoruz. Bunun yanı sıra Ukrayna’nın kapatılmış borçlarından bahsediyoruz. Yüzlerce milyar dolarlık. Rusya tüm Sovyetlerin borçlarını sırtlandı.
Ancak buna karşılık olarak yeni bağımsız ülkeler sadece yapmış olduğumuz anlaşmalar çerçevesinde bazı kaynaklarından vazgeçtiler. Ancak Kiev bunları uygulamadı. Kendileri Sovyetler Birliği’nin kaynaklarının ortadan kalktığını söylemiştir. Rusya her zaman Ukrayna’nın çıkarları için ideal bir ortak olmuştur.
Ukrayna tarihimizi reddederek burada yaşamış olan Rusça konuşan Rusların haklarını ve varlıklarını dahi göz ardı etmiş ve bu kişilerin Stalin döneminden beri milliyetçi taleplerini tekrarlamaktan başka bir şey yapmamıştır. Ukrayna hiçbir zaman gelenekleri konusunda, gerçek bir ulus olma konusunda güçlü bir gelenek sergilememiştir.
Ukrayna’da bağımsız bir yargıdan söz etmek de imkansız. Çünkü Ukrayna’da güvenilir bir yargı sistemi kalmamış durumda. Ukrayna’daki ABD Büyükelçiliği ülkeyi doğrudan kontrol ediyor. Batı’nın kolonisi haline gelmiş kukla bir yönetim tarafından idare ediliyor. Ukrayna Parlamentosu sürekli ayrımcı kararlar çıkarmaktadır. Rusça okullarda yasaklanmakta ve çıkarılan kanunlarla bu şekilde hakları ihlâl edilen kişilerin haklarını aramaları da imkânsız hale gelmektedir. Ukrayna, Batılı efendilerinin emrine her geçen gün daha fazla girmektedir.
Putin’in Schozl ile yaptığı görüşmede, Rusya Güvenlik Konseyi’nin bugünkü toplantısı hakkında bilgi verdiğini aktaran Hebestreit, Schozl’un görüşmesde, Rusya’nın Luhansk Halk Cumhuriyeti ve Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıma planını kınadığını aktardı.
Hebestreit, “Scholz, Rusya’nın sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni bağımsız devletler olarak tanıma planlarını kınadı. Böyle bir adım, Doğu Ukrayna’daki ihtilafın barışçıl çözümüne ilişkin Minsk Anlaşmalarına açıkça aykırı olacak ve bu anlaşmaların Rusya tarafından tek taraflı ihlali olacaktır” dedi.Hebestreit ayrıca, “Görüşmeler sırasında Başbakan Scholz, Rusya Devlet Başkanı’na gerilimi derhal düşürmesi ve birleşik kuvvetleri Ukrayna sınırından çekmesi çağrısında bulundu. Özellikle Doğu Ukrayna’da ateşkese uymanın ve gevşeme işaretleri vermenin artık önemli olduğunu vurguladı. Rusya’nın burada özel bir sorumluluğu var” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Joseph Borrell, Putin kararını resmen açıklamadan kritik bir mesaj verdi. Borrell, Ukraynalı Rus yanlısı ayrılıkçıların kurduğu Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığının Moskova tarafından tanınması halinde yaptırımların hazır olduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler de tarafları Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün altını oyacak “tek taraflı hamlelerden” sakınma çağrısı yaptı.
Rus medyasının gelişmeyi duyurmasıyla dünya alarma geçti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Savunma Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın da güvenlik ekibiyle Beyaz Saray’da gelişmeleri takip ettiği biliniyor. CNN’in haberine göre; Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Genelkurmay Başkanı General Mark Milley, CIA Direkötrü Bill Burns, ülkede fedaral tatil olmasına karşın Beyaz Saray’a geldi. Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in de Beyaz Saray’a geldiği öğrenildi.
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik son dönemde tırmanırken, bugün ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşeceği açıklanmıştı.
Putin bu açıklamanın ardından Rusya Güvenlik Konseyi’nde bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin konuştu. Putin, “Ukrayna’nın iki bölgesinde bağımsızlığı kabul etmemiz gerekiyorsa, öncelikle bunu derinlemesine düşünmemiz gerekiyor” dedi.
Putin, ‘Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya katılma tehlikesiyle karşılaşırsa, ülkemiz için tehdit önemli ölçüde artacaktır.” dedi. Putin, “Somut bir tehditle karşı karşıyayız. Ancak krizi ‘barışçıl’ bir yöntemle çözmeye çalışıyoruz.” ifadelerinde bulundu.
Putin’in ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da bölgede yaşanan durumla ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. Rusya Güvenlik Konseyi’nde konuşan Lavrov, “NATO ve ABD’ye taleplerimi ilettik NATO açık kapı politikası nedeniyle taleplerimizi reddetti ve güvenlik endişelerimizi göz ardı etti.” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “NATO’nun doğu kanadının 1997 pozisyonlarına dönmesini istedik ve önerdik. Bu argümanımız da kendileri tarafından reddedilmiştir” dedi. Lavrov, “Önerilerimiz, seçim yapabileceğiniz bir menü değildir” diye de ekledi.
Lavrov, Batı medyasını da ‘savaş propagandası’ yapmakla suçladı.
Lavrov ayrıca ABD’li mevkidaşı Blinken ile 24 Şubat’ta Cenevre’de bir araya geleceklerini de açıkladı.
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’ni tanıyıp tanımayacağı konusunda bugün karar vereceğini açıkladı.
Rusya’nın Batı ülkelerinin itirazlarına rağmen 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesiyle başlayan gerilim geçen haftalarda adeta bir soğuk savaşa döndü… Kırım’ın ilhakının ardından Ukrayna’nın doğusundaki Moskova yanlısı ayrılıkçı grupları destekleyen Rusya’nın son haftalarda bölgedeki asker sayısını artırması uluslararası kamuoyunda endişe yarattı.
Belarus ile Ukrayna sınırına yakın bir bölgede askeri tatbikat yapan Rusya’nın asker, tank ve zırhlı araçlarla birlikte füze sayılarını da artırması ise endişeyi üst noktaya taşıdı.
Son haftalarda başta Türkiye, Fransa, Birleşik Krallık ve ABD olmak üzere birçok ülke Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmak için kolları sıvasa da henüz taraflardan net bir barış sinyali gelmedi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)